26 Şubat 2018 Pazartesi

Göz Koleksiyoncusu (Der Augensammler, #1)

Kitap Adı: Göz Koleksiyoncusu
Özgün Adı: Der Augensammler
Kitap Yazarı: Sebastian Fitzek
Çeviren: Gültekin Yılmaz

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 392
Baskı Yılı: 2018

Göz Koleksiyoncusu'nu fuardan alıp eve geldikten sonra epey şaşırdım. Çünkü kitap bir epilogue ile yani kapanış, son bölüm gibi bir bölümle başlıyor. Ve işin daha da garibi, hem sayfa numaraları hem de bölüm numaraları geriye doğru akıyor. İlk başta basım hatası falan olduğunu düşünmüştüm ama hayır, kitap gerçekten böyle :D

Kitapta bir seri katil var, polis tarafından Göz Koleksiyoncusu olarak anılıyor. Çünkü anneleri öldürdükten sonra küçük çocukları kaçırıyor. Çocukların gözlerinden birini oyuyor, annenin eline bir kronometre bırakıyor. Ve geri sayım bitene kadar çocuğu bulabilmeleri için babaya zaman tanıyor.

Bu kez katilin peşine eski bir polis memuru olan Alexander Zorbach düşüyor. Daha doğrusu, garip ipuçlarıyla bu olayın içine çekiliyor bir anlamda. Üstüne bir de kör bir fizyoterapist ile yolları kesişiyor. Alina, insanlara dokunduğunda onların geçmişlerinden flashbackler gördüğünü söylüyor. Ve son hastasının da Göz Koleksiyoncusu'nun bizzat kendisi olduğunu iddia ediyor.


Kitap zaten bu sondan başlama olayıyla ilgimi çekmişti. Ama o kadar inanılmaz bir temposu da var ki gerçekten soluksuz okudum. Neler olacağını deli gibi merak ettim. Goodreads yorumlarında geriye akan sayfaların çok zekice olduğunu ve kitabın sonuna doğru anlam kazandığını görmüştüm. 

Gerçekten de öyle! Karakter "Nasıl bu kadar kör olabildim? Nasıl fark edemedim?" dedikçe ben de aynı şeyleri söyledim. Yazar tıpkı katilin yaptığı gibi bize ipuçları bırakıp durmuş aslında kitap boyunca. Üstelik okumaya devam ederken sayfa sayısının bir geri sayım gibi geriye akıp durması da ayrı bir gerilim ve heyecan yarattı bende :D

Kitabı gerçekten çok ama çok beğendim. Kitabın neden sondan başlıyor gibi görünmesi, sonunda geldiği nokta... Yaşadığım bütün farkındalıklar beynimin içinde patlamalar oluşturdu resmen :D Gerçekten inanılmaz bir kurgu! Fitzek'e bir kez daha hayran oldum. Mutlaka okumanız gerektiğini düşünüyorum.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Muazzamdı! Bu insanlar nasıl bu kadar zeki oluyor anlamıyorum :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Meraktan deli olup başından kalkamamanız çok mümkün :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 5/5
Yaaaani :D Ama bunun için puan kıramam bu güzelim kitaptan :D

Final puanı: 5

25 Şubat 2018 Pazar

Tales from the Farm (Essex County, #1)

Kitap Adı: Tales from the Farm
Kitap Yazarı: Jeff Lemire
Yayınevi: Top Shelf Productions

Sayfa Sayısı: 112
Baskı Yılı: 2007


Jeff Lemire'in Sualtı Kaynakçısı'nı epey sevince bir de bu serisine el atayım dedim :D Bu sebeple, Türkçeye Çiftlikten Öyküler olarak çevrilmiş volume 1'i okuyuverdim bir çırpıda :D

Yani çok ne diyebileceğimden çok emin değilim. Çok derinliği yoktu sanki öykünün, nasıl tarif edeceğimi de bilemiyorum. Pek bir şey olmuyordu öykü boyunca. Belki diğer ciltleri de okuyunca daha çok anlam kazanacak. Sanırım tam olarak bağlantılı değiller ama hepsinin içinde bir şekilde hokey oyunuyla ilgili bir şeyler var anladığım kadarıyla.


Bu ciltte on yaşındaki Lester'in öyküsünü okuyoruz. Kısa bir süre önce annesi ölmüş, babasıyla hiç tanışmamış. Tanıtımda amcası diyor ama ben dayısı diye anladım, onunla birlikte yaşıyor :D Kendi halinde, içine kapanık bir çocuk. Uzaylıların istilasına karşı savaşacak bir süper kahraman olduğunu düşünüyor. Çizgiroman okumayı falan seviyor. 

Böyle işte. Dediğim gibi, çok basit geldi kurgu bana. Ama Lester'i sevdim. O kendi halindeliği, ne bileyim sessiz sakin oluşu falan böyle biraz içimi burktu. Çizimler falan da güzel. Ama totalde meh yani :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 3/5
Meh :D

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5
Çok fazla yazı yoktu zaten, daha çizim ağırlıklıydı bence :D

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Güzel kapak (%5): 3/5
Kapak fena değil. 
Final puanı: 3,6

24 Şubat 2018 Cumartesi

Çikolata Kalpli Ejderha (Tales from the Chocolate Heart, #1)

Kitap Adı: Çikolata Kalpli Ejderha
Özgün Adı: The Dragon with a Chocolate Heart
Kitap Yazarı: Stephanie Burgis
Çeviren: Çiğdem Köfüncü

Yayınevi: Martı
Sayfa Sayısı: 256
Baskı Yılı: 2018

Çikolata Kalpli Ejderha'yı dünyanın en tatlı kapağına falan sahip olduğu için almıştım fuardan :D Güzel, tatlı bir çocuk kitabı okuma ümidim vardı. Fakat kitap bana çok daha fazlasını verdi. 

Kitabı okumaya başladığım anda, daha ilk kelimelerde büyük bir şaşkınlık yaşadım. Çünkü kitap bir ejderhanın ağzından! Ergen bir ejderha, kendi hayatını anlatıyor! İlk sayfadan kitaba bayılacağım kesinleşmiş oldu böylece :D

Aventurine, ailesi tarafından pek bir şey yapamaz gözüyle bakılan genç bir ejderha. Henüz kanatları gelişmediği için uçamıyor. Kanatları yumuşak olduğu için ailesi onu avlanmaya falan da götürmüyor. Böyle morali bozukken dolaşmaya çıkıyor bir gün ve bir insanla karşılaşıyor. Ailesi ona her zaman insanların en tehlikeli canavarlar olduğunu öğretmiş.



Fakat karşılaştığı insan, ona bir bardak sıcak çikolata ikram ediyor. Ve ne oluyorsa o sıcak çikolata yüzünden oluyor. Aventurine hayatı boyunca bu kadar lezzetli bir şey tatmadığı düşüncesiyle adeta kendinden geçiyor. Fakat sonra inanılmaz bir şey oluyor, kendini 12 yaşında bir kız çocuğunun bedeninde buluyor. Karşılaştığı insanın bir büyücü olduğunu ve kendisini korumak için onu sıcak çikolata ile böyle insana dönüştürdüğünü öğreniyor. 

Bundan sonra Aventurine hem en büyük tutkusu olan çikolatanın peşinden koşuyor, hem de bir insan olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Biz de onun başından geçenleri okuyoruz. Gerçekten hayatımda okuduğum en tatlı çocuk kitaplarından biri olabilir. Üstelik öyle bir kitap ki, bence her yaştan insan da inanılmaz bir keyifle okuyabilir. O yüzden kesinlikle tavsiye ediyorum!


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok sevdim :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Tek oturuşluk :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Bir yerde farklı yazı stii kullanılmış ve oradaki Türkçe karakterler çıkmamıştı. Garip bir şekilde kimsenin dikkatini çekmemiş bu :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 5/5
Kapak ÇOK TATLI :D

Final puanı: 4,95

23 Şubat 2018 Cuma

Madam Bovary

Kitap Adı: Madam Bovary
Özgün Adı: Madame Bovary
Kitap Yazarı: Gustave Flaubert
Çeviren: Murat Yurdakul & Ulaş Candaş

Yayınevi: NTV Yayınları
Sayfa Sayısı: 64
Baskı Yılı: 2009

"Ruhunun derinliklerinde her şeyi sarsacak bir olay arzuluyordu. Fakat gelecek kapısı sımsıkı kapalı, kapkara bir koridordan başka bir şey değildi."

Bir ara kendime NTV Yayınları'nın bu dünya klasikleri çizgi romanlarının birçoğunu almıştım. Dün akşam da birden elim Madam Bovary'e gitti ve sonunda okumuş oldum.

Flaubert 5 yılını harcayarak yazdığı bu kitabın böyle bir klasiğe dönüşeceğini hiç tahmin etmemişti muhtemelen. Hatta kitabını yayınladığı zamanlarda dine ve geleneklere hakaret içerdiği gerekçisiyle hakkında dava bile açılmış. Çizgiromanın sonuna eklenen bilgi bölümünde bunun sebebinin özellikle Emma ve Lion arasındaki fayton sahnesi olduğunu; fakat yazarın aslında o sahnede hiçbir şey yazmadığını, sadece ima ettiğini söylüyor. 200 küsür yılda toplumların hiç değişmemesine ne demeli? :D



Flaubert bu kitabında hiçbir zaman hiçbir şeyden tatmin olmayan genç Emma'yı anlatıyor bize. Hayatına birileri girip çıkıyor, bir şeyler yaşıyor ama her zaman daha fazlasını istiyor. Hep o eksiklik duygusu içinde, hep o memnuniyetsizlik var. Ve bu bitmek bilmeyen ihtirasın onu nereye sürüklediğine tanık oluyoruz. 

Şimdi doğruya doğru, Madam Bovary'yi kitap olarak okusaydım muhtemelen çok sıkılırdım. O dönemin kitaplarını okumak gerçekten çok zorluyor beni. Ama böyle sadeleştirilmiş, bir çizgiromana uyarlanmış versiyonunu okumak keyifli oldu benim için. Klasik okumakta benim gibi sıkıntı yaşayanlar için de çok güzel bir seçenek bence bu çizgiromanlar. NTV Yayınları artık yok sanırım, o yüzden bunları bulmak biraz zor olabilir ama yine de bakmanızı muhakkak tavsiye ederim. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çizgiroman zaten :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Madam Bovary işte :D

Güzel kapak (%5): 3/5
Kapak fena değil. 


Final puanı: 4,55

22 Şubat 2018 Perşembe

Sualtı Kaynakçısı

Kitap Adı: Sualtı Kaynakçısı
Özgün Adı: The Underwater Welder
Kitap Yazarı: Jeff Lemire
Çeviren: Deniz Vural

Yayınevi: Marmara Çizgi
Sayfa Sayısı: 240
Baskı Yılı: 2018

Sualtı Kaynakçısı Nihan'ın şiddetle önerdiği çizgiromanlardan biriydi. Ankara Kitap Fuarı'nda çok seveceksin diyerek bana da sattı :D

Jack Joseph, sualtı kaynakçısı olarak çalışıyor. Eşi hamile, yakında baba olacak. Fakat bunun getirdiği gerginlik ve geçmişinde kapatamadığı bazı olayların da etkisiyle kendisini pek iyi hissetmiyor. Sonra bir gün yine iş için daldığında garip bir şeyler yaşıyor. Bu olayla birlikte de bir anlamda hayatına dalıyor, daha derine daldıkça eşinden ve doğacak çocuğundan uzaklaşıyor.



Okumaya başlar başlamaz gizemli bir hava sarıyor sizi. Bunda siyah beyaz çizimler de etkili bence. Jack'in o karamsar havasıyla birlikte neler olduğunu ve olacağını çözmeye çalışıyorsunuz. Bu anlamda gerçekten güzeldi, bana o heyecanı ve merakı fazlasıyla yaşattı. Nihan sonunda gözlerinin dolduğunu falan söylemişti. Ben de son sayfaya geldiğimde içim burkuldu, gerçekten bir garip oldu.

Karmakarışık çizgiroman dünyalarından bağımsız, özgün ve ilgi çekici bir şeyler arıyorsanız Sualtı Kaynakçısı çok güzel bir seçenek bence! 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Sevdim. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çizgiroman zaten :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi. Ben çizimleri de sevdim. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Tamı tamına! :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak da güzel, ilgi çekici. 

Final puanı: 4,6

21 Şubat 2018 Çarşamba

Artemis

Kitap Adı: Artemis
Özgün Adı: Artemis
Kitap Yazarı: Andy Weir
Çeviren: Emre Aygün

Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 341
Baskı Yılı: 2018

Sonunda tekrar Andy Weir okuyabiliyoruz! Marslı ile birlikte bu yazara hayran olmayan kaldı mı? :D Bu sefer de Ay'da geçen bir macera okuyoruz. Üstelik karakter Suudi Arabistanlı bir kadın! Yazar neden böyle bir şey yapmış bilmiyorum ama Jasmine Bashara da en az Mark Watney kadar kafa biri :D Yine yazarın o esprileri, argo dili falan bu kitapta da mevcut ve okurken gerçekten çok eğlendim :D

Ayrıca karakter ve babası müslüman olduğu için kitap boyunca müslümanlıkla ilgili ilginç detaylar görüyorsunuz. Bu beni şaşırttı, yazar epey araştırma yapmış diye düşündüm. Zaten kitabın sonunda da bir arkadaşına bunun için teşekkü ediyor :D

Jasmine, ya da Jazz, 6 yaşında babasıyla birlikte Ay'daki Artemis kentine gelmiş. Taşımacılık yapıyor, kurye gibi bir şey. Kazandığı üç kuruş parayla tabut kadar bir odada yaşıyor ve en büyük hayali zengin olmak. Bir gün kendisine büyük bir iş karşılığında inanılmaz bir para teklif ediliyor. İş biraz yasadışı tabii ve çok da tehlikeli. Biz de Jazz'in başından geçenleri okuyoruz büyük bir heyecanla.



Ben Weir'ın kitaplarında Emre Aygün'ün çevirisini epey seviyorum. Argoları falan güzel çeviriyor bence, yazarın o dilini korumayı başarıyor. Ama bu kitapta birkaç şey dikkatimi çekti. Bayağı kelimesinin ısrarla yanlış yazılması ve sondaki teşekkür yazısında "agent" kelimesinin temsilci falan yerine ajan diye çevrilmesi şaşırtıcıydı benim için :D

Ben Andy Weir okumayı gerçekten çok seviyorum. O yüzden okumadıysanız Marslı'yı da Artemis'i de şiddetle öneririm. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Gayet güzeldi :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çok eğlendim okurken :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Çeviriyle ilgili yukarıda bahsettim. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Artemis zaten :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Güzel, fena değil :D

Final puanı: 4,9

20 Şubat 2018 Salı

Yeryüzü Müzesi

Kitap Adı: Yeryüzü Müzesi
Kitap Yazarı: Bilimkurgu Kulübü
Yayınevi: İthaki 

Sayfa Sayısı: 307
Baskı Yılı: 2018


Yeryüzü Müzesi, bir öykü derlemesi. 18 farklı Türk yazardan 18 bilimkurgu öyküsü. Bu kitabı geldiği andan beri çok merak ediyordum çünkü Türk yazarların elinden çıkmış bilimkurgular okumak inanılmaz heyecan verici! Gerçekten de İstanbul'da, Ankara'da geçen öyküler okudum. Kızılay meydanında falan geçen bir bilimkurgu!

İçlerinden en sevdiğim kesinlikle İsmail Yamanol'un öyküsü İlk Temas oldu. Her zaman derim ya ben ters köşeleri çok seviyorum diye, bu yazar 15 sayfa içinde öyle bir ters köşe yaptı ki ağzım açık kaldı! Böyle bir süre şaşkınlıkla kitaba bakakaldım yani :D



Bunun dışında sevmediğim öyküler de mevcuttu tabii. Ama birçok kurgunun gerçekten geliştirilse çok iyi yerlere geleceğini de düşündüm. Çok güzel kalemler, çok güzel hayal dünyaları gördüm ben bu kitapta. 

Nasıl başardılar bilmiyorum ama kitabın arkasında Ursula K. Le Guin'in ufak bir övgü yazısı da var. Bilimkurgunun devleşmiş ismi, bizim yazarlarımız tarafından oluşturulmuş hikayelere yorum yapmış! Bilimkurgu okumayı seviyorsanız bu kitaba da mutlaka şans vermelisiniz. Okurken çok keyif alacağınıza eminim :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 4/5
Birçok hikayeden oluştuğu için genel fikrimi oyluyorum :D

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5
Yukarıdakiyle aynı şekilde :D

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Güzel kapak (%5): 5/5
Kapak çok güzel ya, o devre gibi şeylerin kabartmalı olması da çok iyi olmuş :D


Final puanı: 4,1

15 Şubat 2018 Perşembe

Gökteki Bütün Kuşlar

Kitap Adı: Gökteki Bütün Kuşlar
Özgün Adı: All the Birds in the Sky
Kitap Yazarı: Charlie Jane Anders
Çeviren: M. Boran Evren

Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 377
Baskı Yılı: 2018

Gökteki Bütün Kuşlar ile ilgili ne düşüneceğimi pek bilemiyorum. Başlarken şöyle üstünkörü konusuna bakmıştım sadece. Pek bir beklentim yoktu. Konuyu sevdim ama yazarın kalemini sevemedim sanırım. 

Şöyle ki, konu gerçekten çok iyi. Yazar bir araya geleceği aklımın ucundan bile geçmeyecek iki şeyi kullanmış. Aralarında binlerce yıl olan iki şey. Büyü ve yapay zeka. Patricia Delphine ve Laurence Armstead'in hayatlarını okuyoruz aslında. Patricia kendine cadı diyen ve kuşlarla konuşabildiğini iddia eden küçük bir kız. Laurence ise okuldaki inek tiplerden. Pek arkadaşı yok. Fazla zeki. İki saniye ileri götüren bir zaman makinesi icat ediyor. 



Konu gerçekten güzel ama bilmiyorum, işleyişi sevemedim. Okurken epey sıkıldım. Bir kere inanılmaz geniş bir zaman dilimi var. Çocukluktan başlayıp yetişkinliğe kadar uzanıyor. Ve bölümler arasında bir anda geçen yıllar benim pek hoşuma gitmedi. Kopukluklar oluşmasına sebep oldu bende. 

Böyle işte, konu güzel olsa da kitabı pek sevemedim. Tam olarak açıklayamıyorum da sebebi aslında. Ama sıkıldım okurken yani. En büyük etken bu :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Konu çok güzel ama kurguyu sevmedim sanırım :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Bayağı sıkıldım ya :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Birkaç çeviri hatası gördüm. Ayakkabı bağcığı yerine ayakkabı atkısı en bombasıydı tabii :D  

Orijinal isim (%10): 5/5
Birebir :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak ilgi çekici bence :D

Final puanı: 3,25

13 Şubat 2018 Salı

İşte Leonardo Da Vinci

Kitap Adı: İşte Leonardo Da Vinci
Özgün Adı: This is Leonardo Da Vinci
Kitap Yazarı: Joost Keizer
Çeviren: Aydın Baran Gürpınar

Yayınevi: Hep Kitap
Sayfa Sayısı: 80
Baskı Yılı: 2017

İşte Sanat Serisi uzun zamandır hayranlıkla takip ettiğim, okumayı çok istediğim serilerdendi. Sonunda Da Vinci kitabını alabildim ve hiiç bekletmeden okudum :D

Da Vinci'yi çok sevdiğimi biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız da öğrenmiş oldunuz işte! :D Da Vinci çok iyi bir ressam olmasının yanında bir bilim insanı, bir mühendis, bir düşünürdü. Zamanının çok çok ötesinde bir insandı. İnanılmaz tablolar, mühendislik çizimleri, tasarımlar, eskizler bıraktı bize.



Bu kitapta da Da Vinci'nin hayatına hızlı bir bakış atıyoruz aslında. Doğumu, çocukluğu, eğitimi, çalışma hayatı, yaptığı tablolar, ilgi alanları gibi pek çok konuyu inceleme fırsatı buluyoruz. 

Okuması oldukça keyifliydi benim için. Ayrıca sayfa kalitesi falan da çok iyiydi. Bu anlamda Hep Kitap'ın güzel bir iş çıkardığını da söyleyebilirim. Ayrıca İşte Sanat Serisi'ne de mutlaka göz atın. İçlerinde Dali, Van Gogh, Monet gibi isimlerin de bulunduğu pek çok sanatçıyı konu alan muazzam bir seri bence!

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Yani bu kurgu değil aslında ama işleme tarzını sevdim diyelim :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Da Vinci'ye bayıldığım için sürükleyiciydi tabii :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu.  

Orijinal isim (%10): 4/5
Yaaaani :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak da fena değil :D

Final puanı: 4,05

12 Şubat 2018 Pazartesi

Siyah Orkide

Kitap Adı: Siyah Orkide
Özgün Adı: Black Orchid
Kitap Yazarı: Neil Gaiman 
Çeviren: Ezgi Keskinsoy

Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 176
Baskı Yılı: 2018

Siyah Orkide, hayatımda okuduğum en ilginç çizgiromandı sanırım. Bu çizgiromanı gerçekten bu kelimeler tanımlayabilir ancak. Enteresan. Sıradışı. Garip.

Oldukça eski bir esermiş aslında Siyah Orkide. İlk kez 1988'de üç kısım halinde çizgiroman dükkanlarında boy gösterdiği söyleniyor önsözünde. Bu arada oldukça güzel de bir önsöz var başlangıcında, Mikal Gilmora tarafından kaleme alınmış.



Konusunu gerçekten nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Mitoloji var. Polisiye var. Standart çizgiromanlara başkaldırı var. Hatta bir ara işin içine Batman bile giriyor! Şimdi siz söyleyin bana, böyle bir çizgiromanın konusunu nasıl açıklayabilirim? :D Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim, okurken Gaiman'ın o kendine has tarzını, tüyler ürpertici havasını çok açıkça hissettim.

Ayrıca çizimlere bayıldım. Yani, gerçekten bayıldım! Özellikle pastel tonlarda olanlar... İnanılmazdı! Hepsini al tablo diye duvarlara as yani :D Çizgiromanın sonunda Gaiman'ın orijinal notları, eskizleri falan da var. İthaki gerçekten sağlam bir çalışma çıkarmış ortaya.

Diyeceğim o ki, farklı bir şeyler okumak istiyorsanız; okurken biraz beynim yansın çizimleri incelerken de ağzımın suları aksın falan diyorsanız mutlaka bir şans vermelisiniz Siyah Orkide'ye! :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Enteresandı :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Neler olduğunu anlamaya çalışmak biraz yavaşlatıyor olabilir. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu.  

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 3/5
İçerideki çizimler daha güzel bence :D

Final puanı: 3,65