30 Haziran 2018 Cumartesi

Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler (The Art of Hearing Heartbeats, #1)

Kitap Adı: Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler
Özgün Adı: Das Herzenhören
Kitap Yazarı: Jan-Philipp Sendker
Çeviren: Elif Özkaya

Yayınevi: Koridor
Sayfa Sayısı: 312
Baskı Yılı: 2013

Her Kalp Kendi Şarkısı Söyler, 500 yıldır falan kitaplığımda duruyordu. Çeşitli zamanlarda takipçilerimin harika bir kitap falan diye önerdiğini de hatırlıyorum. Geçenlerde bir anda elime aldım ve okumaya başladım :D

Yine asla beklediğim gibi bir şey çıkmadı. Ben niye kitapların konularından bu kadar bihaberim ya :D Polisiye falan diye düşünüyordum Koridor olduğu için ama bambaşka bir şey okudum. Julia'nın babası çok başarılı, ünlü bir avukat. Ama bir anda ortadan kayboluyor. 

Bu kayboluştan birkaç yıl sonra da Julia'nın annesi babası tarafından Mi Mi adında bir kadına yazılmış ama hiç gönderilmemiş bir mektup buluyor. Julia da yüzlerce kilometre yol kat edip mektubun üzerinde yazan adrese gitmeye karar veriyor. Böylece bahsi geçen kadını bulmayı, babasına neler olduğunu öğrenmeyi falan hedefliyor. 



Kitabın anlatımını çok sevdim aslında. Okurken böyle sanki bir masalın içinde kayboluyormuşum gibi hissettirdi bana. Neler olduğunu da cidden merak ettim. Ama sonu beni hayal kırıklığına uğrattı. Neler olduğunu anladığımda tadım kaçtı, birden kitap vasat bir şeye dönüştü gözümde. Belki de bu masalsı anlatımdan dolayı daha sıradışı bir şeyler mi beklemiştim bilmiyorum ama bu son hiç tatmin etmedi beni.

Kitap Goodreads'de bir seriye ait gözüküyor bu arada. İkinci kitap falan da varmış ama niye devam etmiş ne anlatmış devamında yazar hiçbir fikrim yok. Hiç merakım da yok :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Ehhh. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Fena değildi. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Bizimkiler böyle romantik bir isim yapmaya çalışmış galiba :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Ehh :D

Final puanı: 2,8

29 Haziran 2018 Cuma

Asla Asla (Never Never, #1)

Kitap Adı: Asla Asla
Özgün Adı: Never Never
Kitap Yazarı: Colleen Hoover & Tarryn Fisher
Çeviren: Nihal Yormaz

Yayınevi: Epsilon
Sayfa Sayısı: 184
Baskı Yılı: 2017

Asla Asla'yı ve yazarı Colleen Hoover'ı uzuuuun bir süredir görüyor ve okumak istiyordum aslında. En sonunda kitap siparişi verirken 5 tl olduğunu görünce hemen attım sepete :D Ve sanırım elime geçtikten 2-3 gün sonra da ben bunu bir çırpıda okurum diyerek elime aldım kitabı.

Yani, okurken fena değildi ama bir anda bitmesi beni şaşırttı. Devam kitabı varmış gibi değil de sanki baskı hatasından kaynaklı eksik sayfaları varmış gibi bitti :D Ben şok tabii, kitabı okurken devamı olduğunu da bilmiyorum. Böyle kısa bir hikaye falan diye okuyorum, bir yere bağlanacak derken çat diye bitti kitap :D

Bence aşırı saçma. 3 kitabı toplasanız 600 sayfa bile yapmaz, tek kitap halinde insan gibi yazmak varken üç tane incecik kitap çıkarmak niye? Bu kadar mı gözünü para bürüdü bu yazarların yani :D Bir de yayınevi devamını çıkarmıyormuş zaten, kitabı paylaşınca sekiz yüz tane falan mesaj geldi, devamı asla çıkmıyor diye :D Ben İngilizcelerini buldum, bir ara okurum herhalde :D



Konuyu da azıcık anlatıp gideyim, zira pek beğenemedim anlayabileceğiniz üzere :D Charlie ve Silas bebeklikten beri arkadaşlar ve on dört yaşlarında birbirlerine aşık oluyorlar. İlişkileri devam ederken çok kötü bir şeyler olmuş belli ki ama ilk kitapta bunu anlayamıyoruz. 

Çünkü hem Charlie hem de Silas bir gün kendilerini hafızaları sıfırlanmış halde buluyorlar. Kendi isimlerini bile bilmez halde, bir anda uykudan uyanmışçasına etraflarını falan fark ediyorlar. Biz de işte bu ikilinin neler olduğunu keşfetmeye çalışmasını okuyoruz. Böyle işte, hafıza kaybı fikri çok kötü değil aslında. Diğer iki kitapta toparlayıp bir yere giderse çok sevebilirim. Gitmezse vasat kitaplar boşluğunda süzülenlere eklenir benim için :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Meh.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Kitap 200 sayfa bile olmadığı için tabii ki kolay okunuyor ama bu kurgunun başarısı değil :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 2/5
Çeviride hoşuma gitmeyen şeyler var. Bir yerde bir kelimeyi çevirmeyi unutmuşları mesela. NASIL YANİ? :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Bir zahmet :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
İtiraf etmeliyim ki kapağı ilgi çekici. Almamdaki en büyük etken olabilir :D

Final puanı: 3,2

25 Haziran 2018 Pazartesi

Kesit

Kitap Adı: Kesit
Özgün Adı: Layers
Kitap Yazarı: Ursula Poznanski
Çeviren: İlhan Yabantaş

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 400
Baskı Yılı: 2018

Ursula Poznanski hakkında karışık duygulara sahip olduğum bir yazar. Erebos'a aşık olmuş, 5'i ise hiç sevmemiştim. Ama Kesit'in kapağına bayıldığım için bir şansa daha vermek istedim. Hiç beklediğim gibi çıkmadı. Kitapların arka kapaklarını okumamanın zararları işte :D Bu kitabı alırken akıl hastaneli falan bir psikolojik gerilim olduğunu düşünmüştüm nedense. Ama aşırı başka bir şey çıktı :D

Sokaklarda yaşayan Dorian, bir sabah kendini cinayete kurban gitmiş bir bedenin yanında bulur. Ne olduğunu anlamaz, kendisinden bile şüphelenir. Tam o anda yabancı bir adam ona yardım eder ve onu evsiz gençlerin yaşadığı bir villaya götürür. 

Dorian bu villada broşür dağıtma işleriyle başlar, sonra özel müşterilere gizemli kutular teslim etmeye başlar. Bir kere merakına yenik düşünce kutunun içinde bir artırılmış gerçeklik gözlüğü olduğunu görür. Sonra bu gözlüğün arkasında büyük olaylar döndüğünü fark etmeye başlar ve olanlar olur :D



Kitapla ilgili duygularım da biraz belirsiz. Favorilerime giremedi ama kitabı sevdim. Artırılmış gerçeklik gözlüğü fikrini ayrıca çok sevdim. Açıkçası bu biraz da ürküttü beni çünkü biz bu gözlükleri gerçekten kullanıyoruz! Ve kitapta böyle bir şeyin ne kadar tehlikeli olabileceğini okuyoruz. Düşünsenize, uzaktan kontrol ile gözlüğünüze eklenen bir görüntü duvarı ile karşıdan hızla gelen bir otobüsü görmeniz engellenebiliyor!

Son olarak, yayınevine minicik bir sorum var. Kitabın orijinal adı Layers, layer katman demek. Kitabın kapağında da harika katmanlı bir tasarım var. Peki Türkçeye neden Kesit diye çevirdiniz? Sadece soruyorum... :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Neler olacağını merak ederek okudum gerçekten. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Üzgünüm :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Görselde pek bir şey yok ama bu katmanlı kesim inanılmaz olmuş :D

Final puanı: 4,15

22 Haziran 2018 Cuma

Charlotte Holmes Dosyası (Charlotte Holmes, #1)

Kitap Adı: Charlotte Holmes Dosyası
Özgün Adı: A Study in Charlotte
Kitap Yazarı: Brittany Cavallaro
Çeviren: Pınar Polat

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 280
Baskı Yılı: 2018

Son zamanlarda uyarlama kitaplar daha popüler olmaya başladı. Yani yazarlar zaten var olan karakterleri alıp bir şekilde yeniden kurguluyor ve ortaya kitap çıkarıyorlar. Ve ben bu şekilde uyarlamaları okumaktan hiç ama hiç hoşlanmıyorum. O yüzden bu kitabı da sevmeyeceğimi düşünerek başlamıştım ama beni şaşırttı :D Çünkü bu kitapta Sherlock Holmes ve Doktor Watson'ın bilmem kaçıncı kuşaktan akrabası olan iki üniversite öğrencisi var: Charlotte Holmes ve Jamie Watson. 

Olaylar Charlotte va Jamie'nin tartıştığı bir arkadaşlarının bir gün sonra ölü bulunmasıyla başlıyor. Böylece Charlotte ve Jamie bir süre sonra fark ediyor ki bu cinayet Sherlock Holmes hikayelerinden birini taklit ediyor. Kitapta sanırım en çok bu detayı sevdim, Holmes'ün çözdüğü pek çok vakaya atıflar vardı. Hepsini okumak istedim :D


Böyle işte, kitabı beklenmedik bir şekilde sevdim yani. Çok hızlı ilerleyen ve merak uyandıran bir temposu var. Gariptir ki ben neredeyse hiç Sherlock okumadım ama dizisini hayranlıkla izlemiştim. O yüzden Sherlock ile ilgili bir kitabı sevmemem de pek mümkün gözükmüyor :D 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Hem sürükleyici hem akıcı :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim. 

Orijinal isim (%10): 4/5
Yaaaaaani :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak güzel. Serinin diğer kitaplarına baktım şimdi, onlar daha güzel :D

Final puanı: 4,1

16 Haziran 2018 Cumartesi

Bir Yudum Su (Not a Drop to Drink, #1)

Kitap Adı: Bir Yudum Su
Özgün Adı: Not a Drop to Drink
Kitap Yazarı: Mindy McGinnis
Çeviren: Zehra Uzun

Yayınevi: Novella Dinamik
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2017

Bir Yudum Su bigbangden beri falan kitaplığımda duruyor sanırım :D Öyle bir anda gözüme takıldı, artık okuyayım dedim. Kitabın hem şömizini hem de cildini de çok beğenmiştim. Ama hiç de keyif alamadım kitaptan.

Yine çok güzel bir konunun heba edilişine tanık oldum kitabı okurken :D Konu güzel cidden! Dünya çapında korkunç bir kuraklık olmuş ve su kaynakları parmakla sayılacak kadar azalmış. Gerisini tahmin edersiniz zaten, insanların hayatta kalma mücadelesi. Su savaşları falan. 



Ama bir yazar kitabını neden böyle kurgular anlayamıyorum. Distopya yazıyorsun, küresel felaketler var. Allah aşkına insan neler olduğunu üç beş cümleyle bile olsa anlatmaz mı? :D Bir anda beni attı kuraklığın ortasına. Ben kitabı okurken ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Niye kuraklık olmuş, ne zaman olmuş falan. 

Dış dünyayı bile doğru dürüst göremiyoruz. Sadece Lynn'in annesiyle birlikte yaşadığı ev ve çevresi. Okumaktan en çok sıkıldığım şeylerden biri. Günlük gibi sadece birinin bir şeyler yapmasını, bir yerden bir yere gitmek falan. Sıkıntıdan öldürüyor beni bu kurgular :D Seriymiş aslında ama yok yani devam etmek için zerre isteğim yok :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 2/5
Konu güzel, kurgu hiç iyi değil. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Kurgu iyi olmayınca akıcılık da olmuyor doğal olarak. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim. 

Orijinal isim (%10): 2/5
Ehh :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı çok beğendim. Fotoğraftaki hali resmen tablo :D

Final puanı: 2,75

14 Haziran 2018 Perşembe

Kardeşinin Ölümsüz Gözleri

Kitap Adı: Kardeşinin Ölümsüz Gözleri
Özgün Adı: Die Augen des ewigen Bruders
Kitap Yazarı: Stefan Zweig
Çeviren: Mehmet Mert Çam

Yayınevi: İlgi Kültür Sanat Yayınları
Sayfa Sayısı: 80
Baskı Yılı: 2018

Zweig'in böyle bir kitabı olduğundan haberim bile yoktu aslında ama İlgi Kültür Sanat sayesinde öğrenmiş olduk :D Sena'nın başlattığı okuma maratonuna ben de katılmış olayım diye de okudum bu kitabı :D

Açıkçası başlarken pek bir beklentim yoktu ama epey sevdim kitabı. Zweig'dan okuduğum en iyi öykülerden biriydi bence. Verdiği mesajlar çok iyi, gerçekten keyif aldım okurken. Virata isimli bir adamın kişilik-kimlik arayışı içindeki uhrevi yolculuğu diyor arka kapakta. Konuyu ancak bu şekilde anlatabilirim sanırım ben de :D 



80 sayfalık bir öykü olunca ben de yazacak bir şey bulamıyorum buraya :D Ama cidden hiç sıkılmadan, severek okuduğum bir Zweig oldu. O yüzden tavsiye ediyorum. Diğer yayınevlerinde hiç görmedim ben, var mı bilmiyorum. Yoksa da İlgi'de var, direkt oradan bakabilirsiniz :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Sevdim. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Kısacık ve akıcıydı :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 2/5
Birçok yazım hatası gördüm. Bence tekrar bir son okuma, edisyon falan yapılmalı :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş herhalde :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
İlgi çekici bir kapak, bir yerde görsem kendini aldırır yani :D

Final puanı: 4,45

13 Haziran 2018 Çarşamba

Liste

Kitap Adı: Liste
Özgün Adı: The List
Kitap Yazarı: Patricia Forde
Çeviren: Esma Fethiye Güçlü

Yayınevi: Genç Timaş
Sayfa Sayısı: 368
Baskı Yılı: 2018

Yılın başından beri okuduğum kitapları şöyle bir kontrol ettim ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Liste bu yıl okuduğum en iyi distopyaydı! Kitap elime geçtiğinde genç yetişkin zannetmiştim, sonra arkasını okudum ve çok şaşırdım. O zaman paylaştığım bir hikayede çok iyi bir distopya gibi duruyor demiştim, gerçekten de öyle çıktı!

Dünya'da Erime denen bir küresel felaket olmuş, sanırım buzulların erimesinden bahsediyorlar ama maalesef buna dair daha fazla detay okuyamadık bu kitapta. Bu olaydan sonra da Ark şehri dünya üzerindeki tek güvenli şehir olarak kalmış. Fakat insanlar artık eskisi gibi konuşamıyor. Yalnızca 500 kelime kullanma hakları var. Özgürlük, umut, sevgi gibi soyut kelimeler tamamen yasak. Kendilerine verilen liste dışında bir sözcük söylediklerinde cezalandırılıyorlar, bu sözcükler belirli bir sayıya ulaştığında da şehirden sürgün ediliyorlar.

Letta, insanların konuşabileceği kelimeleri belirleyen Kelime Ustası'nın çırağı. Fakat bir gün ustasının ölüm haberi geliyor ve kendini bir anda yeni Kelime Ustası olarak buluyor. Ve yıllardır yaşadığı bu düzen içerisinde ya yeni kelime ustası olarak başkaldıracak ya da dilin yavaş yavaş yok olup gitmesine göz yumacak.


Konu harika değil mi? Kelime kısıtlama fikrini ilk gördüğümde bayıldım, ne kadar orijinal bir fikir dedim kendi kendime. Cidden düşünsenize, yönetim her vatandaşına kullanabileceği kelimeleri içeren bir liste veriyor. Onlar dışındaki kelimeleri kullanmanız yasak! Bir distopya için daha güzel bir konu göremiyorum :D

Kitabın İngilizce tanıtımında "Fahrenheit 451 ve Seçilmiş Kişi kelimelerin gücü ve sansürün tehlikeleri ile ilgili bu hikayede bir araya geliyor." gibi bir ifade var. Ben iki kitabı da çok severim, o yüzden o kitapları siz de seviyorsanız Liste'yi de tavsiye ederim. O kitapları sevmiyorsanız da tavsiye ederim. Cidden okuyun, çok iyi kitap :D

Şimdi Goodreads'de baktım ve kitap sanırım bir seriye ait değil. Ama sonu çok şey bitmişti, bence kesinlikle devam etmeli. Ayrıca bu kadar güzel bir kitap bulmuşken yapın şunu 3-5 kitaplık bir seri de doya doya okuyalım be kardeşim! :D 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok sevdim ben.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Gayet akıcıydı, çok merakla okudum. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. Kısıtlı kelimelerle konuşma meselesi güzel çevrilmiş bence :D

Orijinal isim (%10): 0/5
Liste!

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak da gayet iyi, bu kitap da zaten tam puanı hak ediyor bana göre! :D

Final puanı: 5

11 Haziran 2018 Pazartesi

21 Numaralı Çocuk

Kitap Adı: 21 Numaralı Çocuk
Özgün Adı: Boy 21
Kitap Yazarı: Matthew Quick
Çeviren: Bige Turan Zourbakis

Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Baskı Yılı: 2018

Ankara'ya gitmek bana iyi geldi. Yollarda yüzyıllarca saat geçirdiğim için kitapları hızlıca bitirebildim :D Bu zamanıma denk gelip bir çırpıda okuduğum bir diğer kitap da 21 Numaralı Çocuk oldu. Aşırı tatlı kapağı sebebiyle çok bekletmek istemiyordum zaten. 

Fakat kitabı çok da sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Sanırım çok strandart buldum kitabı, çok tekdüze bir genç yetişkindi. Beni şaşırtacak hiçbir şey olmadı. Aksine anlamlandıramadığım şeyler oldu. Mesela bütün olay Finley'in etrafında dönerken ve hikaye de öyle son bulurken Russ bu hikayede neden vardı? 

Kitaba adını veren karakterden doğal olarak bir şeyler çıkmasını bekledim hep ama hiçbir şey olmadı :D En kötü ihtimalle Finley ve Russ'ın bir noktada yakınlaşmasını falan bekledim çünkü tanıtımda öyle bir ima da var bence ama o da olmadı. Cidden Russ bir figüran gibi sahneye girdi, bir süre bulundu ve sonra öylece kayboldu. Ama kitabın adı hani? Ben mi bir şeyler kaçırıyorum diye kendimden şüphelendim şu an :D



Ayrıca kitaplarda bu kadar yerel detaylar verilmesi de hoşuma gitmiyor benim çünkü anlayamıyorum. Finley'nin yaşadığı yer Bellmont ve burası yaşaması inanılmaz zor bir yer olarak betimleniyor. Nasıl anlatacağımı da bilemiyorum, çok tehlikeli bir bölge. O kadar ki oradan ayrılan insanlar başına bir şey gelmesin diye kimlik falan değiştirmek zorunda kalıyor. Ama ben bunu anlayamıyorum işte, bana çok uzak. Bunu ancak orada yaşayan insanlar anlar ve hal böyle olunca hikaye benim için havada kalıyor.

Sonuç olarak, kötü bir kitap değildi. Fakat çok iyi de değildi. Kendi türü içinde zayıf kaldı bana göre ama siz çok aşina değilseniz benden daha çok sevebilirsiniz. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Ortalama.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Tek oturuşluk kitaplardan :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı çok sevdim :D

Final puanı: 4,3

10 Haziran 2018 Pazar

Sen, Ben ve 36 Soru

Kitap Adı: Sen, Ben ve 36 Soru
Özgün Adı: 36 Questions that Changed My Mind About You
Kitap Yazarı: Vicki Grand
Çeviren: Z. Seçil Şimşek

Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 296
Baskı Yılı: 2018

Sen, Ben ve 36 Soru ile ilgili bir süredir çok tatlı kesitler paylaşıyordu Yabancı Yayınları. Kitabın büyük bir kısmının karşılıklı konuşmalar ve mesajlar halinde ilerlediğini görmüştüm bu paylaşımlarda. Merak ettiğim için de kitap elime gelir gelmez hiç bekletmeden başladım.

Kitaba başlayınca daha da ilgimi çekti. Çünkü öğrendim ki bir doktora öğrencisinin ilişkiler hakkında yaptığı bir araştırmayı okuyacakmışız. Tezimle kafayı yediğim dönemde nasıl ilgimi çekmesin? :D Üstelik ben de duygusal ilişkilerle ilgili çalışıyorum :D

Bu araştırma kapsamında katılımcılar rastgele biriyle eşleştiriliyor. Bir odada karşılıklı oturup önceden hazırlanmış 36 soruyu birbirlerine sormaları bekleniyor. Böylece birbirleri hakkında bir şeyler öğrenip karşılıklı sohbet ederek acaba aralarında bir ilişki gelişebilir mi, bunu sınıyor araştırmacı. Tanıtımda şöyle diyor: "Sevgi, planlı bir şekilde yaratılabilir miydi?"



Biz de Hildy ve Paul eşleşmesini okuyoruz kitap boyunca. Sorular ilerledikçe ikili arasında bir çok şey yaşanıyor. İkisi de çok eğlenceli insanlar. Diyaloglarını okurken birçok yerde güldüm :D Okuması inanılmaz keyifli bir kitaptı yani benim için. 

Ayrıca, yazarın teşekkür kısmında bahsettiği üzere bu deney gerçekten yapılmış. Kitap boyunca okuduğumuz sorular da Arthur Aron ve ekibinin 1997 yılında yaptığı bu deneyden aynen alınmış. İnterneti biraz karıştırdığınızda bir sürü yazı bulabiliyorsunuz bununla ilgili. Deneye katılan eşleştirmelerden birinin deneyden 6 ay sonra evlendiği söyleniyor hatta :D Araştırmacıların yazdığı makaleye bile ulaşabiliyoruz, indirdim bir ara detaylı okumayı düşünüyorum :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Ben sevdim.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Büyük bir kısmı replik şeklinde karşılıklı konuşma olarak ilerliyor. En fazla 4 saat veririm bitirmeniz için :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Üzgünüm ama bu olmamış :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak aşırı tatlı ya şeker gibi :D

Final puanı: 4,5

1 Haziran 2018 Cuma

Canım Kardeşim

Kitap Adı: Canım Kardeşim
Özgün Adı: Charlie and Me - 421 Miles from Home
Kitap Yazarı: Mark Lowery
Çeviren: Tolga Birler

Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 255
Baskı Yılı: 2018

Canım Kardeşim, Yabancı Yayınları'nın en yeni kitaplarından biri. Doğrusu çıkacağından haberim bile yoktu, bir anda ellerimde buluverdim kendisini :D Ama kapağı o kadar tatlı ki gelir gelmez hemen okudum. Yorum girdiğimi görünce şaşıracaksınız muhtemelen, çünkü çok sessiz sedasız okudum. Hem çok hızlı bitti zaten, hem de artık çalışmaya başladığım için hikayelerde beni pek göremiyorsunuz :D

On üç yaşındaki Martin'in kardeşi Charlie'yi de alarak evden kaçmasını okuyoruz bu kitapta. Charlie prematüre doğmuş, o yüzden çok hassas bir çocuk. Bir sürü sağlık sorunu var. Martin de kardeşine geçen yaz gördükleri yunusu tekrar göstermek istiyor. Bu yüzden 677 kilometrelik bir yolculuğa çıkıyorlar evden kaçıp. Kitap bize şu soruyu soruyor: Peki, bu yolculuğun tek sebebi o yunusu görmek miydi?



Kitabı gayet keyifli bir şekilde okuyordum. Hem Martin hem de Charlie inanılmaz tatlı ve eğlenceli çocuklar. Ama sonlara yaklaştığınızda kitap bir şey yapıyor. İlk okuduğumda anlamadım, tekrar okudum. Ve sonra. Kalbim. Paramparça. Oldu. O kadar dokunuyor ki içinize, yüreğiniz sızlıyor yani. Bunu anlatamam. Okuyup kendiniz hissetmelisiniz. O yüzden bu kitabı okuyun. Mutlaka okuyun.

Cidden, bu kitabı her zaman kalbimin bir köşesinde saklayacağım. Bu tatlı iki çocuk hep aklımda kalacak. Ama keşke beni bu kadar üzmeselerdi :D Ayrıca bu yazarı da takipteyi artık, bir sürü kitabı daha varmış. Eminim hepsini büyük keyifle okurum. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi!

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
250 sayfa kitap, 2 saat falan veriyorum bitirmeniz için :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Bu kitaba tam puan vermek istiyorum ama maalesef olmamış :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağa dünyanın en tatlı kitap kapağı ödülü veriyorum :D

Final puanı: 4,5