30 Nisan 2018 Pazartesi

Sarai (In the Company of Killers, #1)

Kitap Adı: Sarai
Özgün Adı: Killing Sarai
Kitap Yazarı: J. A. Redmerski
Çeviren: Murat Karlıdağ

Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2016

Yine çok ama çok geç kaldığım bir seriye sonunda el atmış bulunuyorum: Katiller Çetesi! Bir gün ne okusam diye kitaplığım önünde dolanırken birden gözüme çarptı Sarai ve artık zamanı geldi dedim :D

Sarai, henüz 14 yaşındayken bir uyuşturucu baronuna bırakılmış annesi tarafından. Yıllardır o adamın yanında korkunç bir hayat geçirmiş. Bir gün bu uyuşturucu baronu Javier'in Amerikalı bir adamla konuştuğunu görünce bu adamın kurtulmak için tek şansı olduğunu düşünüyor ve kendisini Victor'un arabasında buluveriyor.



Tam olarak ne diyeceğimi bilemiyorum. Sanırım ben daha farklı bir şey bekliyordum. Evet kitap çok akıcıydı, başına oturursanız birkaç saat içinde bitirmiş olarak bile bulabilirsiniz kendinizi. Ama onun dışında çok hayran olacak bir şey de göremedim. Victor her zamanki orta yaşlı, aşırı karizmatik, karanlık erkek tiplemesi. Kurguda da çok farklı bir şey yok, oradan oraya koşuşturmaca, birilerini öldürme ve karanlık adamın safti kıza aşık olması :D

Belki okumaya devam edersem giderek daha fazla seveceğim bu seriyi ama bana öyle bir duygu da vermedi. Yani kitabı bitirince harika bitti, hemen ikinci kitaba geçmeliyim falan diye düşünmedim hiç. Devam kitaplarında ne düşünürüm bilinmez ama şimdilik çok ortalama bir kitaptı Sarai benim için.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Ortalama :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Gayet akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Yanlış yazılmış kelimeler vardı. 

Orijinal isim (%10): 2/5
Nasıl puan vereyim şimdi ben buna :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Eh :D

Final puanı: 3,4

25 Nisan 2018 Çarşamba

Kıymık

Kitap Adı: Kıymık
Özgün Adı: Splitter
Kitap Yazarı: Sebastian Fitzek
Çeviren: Firuzan Gürbüz

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2011

Belki biliyorsunuzdur, Sebastian Fitzek benim en az Wulf Dorn kadar sevdiğim bir gerilim yazarı. Kıymık da kendisinden okumadığım tek kitaptı, o yüzden daha fazla bekletmeyeyim dedim.

Marc Lucas, bir araba kazasında karısını ve karnındaki bebeklerini kaybetmiş. Kazaya kendisinin sebep olduğunu düşündüğü için de büyük bir çöküntü yaşıyor. Hayatı alt üst olmuş. Bir gün bir dergide bir ilan görüyor. Bir psikiyatri kliniği istenmeyen anıları hafızadan silebilecek bir yöntem geliştirdiğini söylüyor. 

Marc da bunu denemeye karar vererek kliniğe başvuruyor. Ancak ilk testler yapıldıktan sonra kararını sorgulamaya başlıyor ve işlem yapılmasına onay vermeden klinikten ayrılıyor. Hayatı tam burada alt üst olmaya başlıyor. Çünkü evine döndüğünde anahtarı kapıyı açmıyor, zilde kendi adı yerine başka bir ad yazıyor. Kapıyı açan kişinin kim olduğunu görünce de dehşete düşüyor.

Hikaye böyle başlıyor ve bundan sonra her an neyin gerçek olduğunu sorgulamaya başlıyoruz karakterle birlikte. Çünkü üst üste o kadar inanılmaz şeyler yaşıyor ki kendisinin gerçek olup olmadığından bile şüphe etmeye başlıyor Marc.


Fitzek gerçekten çok ilginç bir yazar ve hikayelerini bir sürü katman üzerine kuruyor. Ne zaman tamam olaylar çözüldü artık deseniz başka bir şey çıkıyor ve bambaşka bir yere sürükleniyorsunuz. Son on sayfaya falan girdiğinizde bile hala bir yerlerden bir şeyler patlamaya devam ediyor yazar. Bu kitapta da bunları fazlasıyla yapmakla birlikte aklımı çok karıştıran da bir son yazmıştı. Tam olarak ne olduğunu hala anlamış değilim doğrusu :D

Psikolojik gerilim okumayı seviyorsanız Sebastian Fitzek'in mutlaka tanışmanız gereken bir isim olduğunu düşünüyorum. Bu kitabını diğer kitaplarından bit tık daha az sevdiğimi itiraf etmeliyim ama yine de iyi bir kitaptı kuşkusuz. Kitabın tanıtımında Almanya'nın bir numaralı gerilim yazarı diyor, ben de bu türde hiç tereddüt etmeden ilk üçe koyarım kendisini.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Gayet akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Splitter değil ama splinter kıymık demekmiş, bu karışıklık neden çözemedim :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Ortalama :D

Final puanı: 3,65

20 Nisan 2018 Cuma

Uyanış (The Generations Trilogy, #1)

Kitap Adı: Uyanış
Özgün Adı: Alive
Kitap Yazarı: Scott Sigler
Çeviren: Selen Ak

Yayınevi: Go!
Sayfa Sayısı: 475
Baskı Yılı: 2017

Uyanış'ı uzun zamandır okumak istiyordum çünkü kimde görsem çok beğenmişti. Nedense beklentimi yine de çok yükseltmemiştim ama kitap inanılmaz çıktı! :D

Yazar kitabın sonuna çok tatlı bir uyarı eklemiş. Diyor ki, bir okurun şaşırmak için tek bir şansı vardır. Bu yüzden internette kitaptan bahsederken sürprizi kaçıracak hiçbir şey söylemeyin. Bu uyarı çok tatlı bence ve çok da haklı. Çünkü kitap bir yerden başlıyor ve o kadar gelişip sürprizler yapıyor ki söyleyeceğiniz tek bir kelime bile bütün büyüyü bozabilir.

Ben de bu yüzden konusunu sadece arka kapakta görebileceğiniz kadar anlatacağım ama emin olun ki çok daha fazlasını ve çok daha güzelini verecek size kitap. Kitap, 12 yaşında bir kızın bir anda tabut gibi bir şeyin içinde uyanmasıyla başlıyor. Kız adını dahi hatırlamıyor, sadece o günün doğum günü olduğunu biliyor. Etrafta dolanmaya başlayınca her yerde bir sürü tabut olduğunu görüyor. Ve böylece kim olduğunu, nerede olduğunu ve neden orada olduğunu, diğer çocuklara ve kendisine neler olduğunu falan öğrenmeye çalışıyor.



Gerçekten düşündüğümden çok daha güzel bir kitaptı. Konu olarak hiç alakası yok ama bana bazı sevdiğim kitapları anımsattı. Biraz Açlık Oyunları, biraz Evrenin Ötesi belki biraz Labirent ve hatta biraz da Son ve Ötesi olabilir :D Bunları Uyanış onlara benziyor falan diye söylemiyorum, sadece çok sevdiğim bu kitaplarda aldığım okuma keyfini bana yaşatabildiğini anlatmaya çalışıyorum :D

O yüzden gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. İkinci kitabını deli gibi merak ediyorum, üçüncüsü de yakın zamanda çıkacakmış. Hatta haftasonu İzmir fuarına gidecek olanlar Go'nun standına akın etsin bence bu kitap için :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Bayağı merak ettim okurken, bence vaktiniz varsa tek oturuşta bile biter 475 sayfalık kitap :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Güzel bir isim seçilmiş ama maalesef orijinali değil :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak ortalama ya :D 

Final puanı: 4,4

18 Nisan 2018 Çarşamba

Bataklık

Kitap Adı: Bataklık
Özgün Adı: Störst Av Allt
Kitap Yazarı: Malin Persson Giolito
Çeviren: Yonca Mete Soy

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 408
Baskı Yılı: 2018

Bu kitap bana büyük bir ters köşe yaptı ama öyle düşündüğünüz şekilde değil. Şöyle ki, bu kitabı çok aslında sevmeliydim ama hiç mi hiç sevemedim. Okumaktan en çok keyif aldığım kurgulardan birine sahip: Dava süreci.

Bir lisede, silahlı bir katliam yapılmış. Maja katliamdan sağ çıkan tek kişi ve sevgilisi ile en yakın arkadaşını öldürmekle suçlanıyor. Bu olay ülke çapında büyük bir yankı uyandırmış. Tarihin en büyük davası falan olarak takip ediliyor. 

Bu kurguları okumaya bayılırdım ama bu kitapta deyim yerindeyse sıkıntıdan bayıldım :D Her şeyden önce kitap yavaş. Yani, ÇOK YAVAŞ. Yaka silktirecek kadar yavaş ilerliyor. Kitabın 400 sayfa olmasının asla bir manası yok. Zaten sonunda da bir şey olmuyor, kitabın yarısıyla da anlatılırdı bu hikaye. 



Beni hayal kırıklığına uğratan bir diğer nokta da sonuydu. Tamam dedim, yavaş ilerliyor ama hadi sonunda bir bomba patlatsın. Yok, onu da yapmadı. Bombayı geçtim, doğru düzgün bitirmedi bile :D Maja'nın erkek arkadaşını neden öldürdüğünü anladık, peki ya en yakın kız arkadaşı? Kitap boyunca bunu ısıtıp ısıtıp önümüze sundu. Ama sona geldiğimizde ben hala neden yaptığını soruyordum. BEN Mİ ANLAMADIM YANİ BUNU SADECE?

Kitabı bu kadar anlamamamın sebebinin İsveç toplumuna hakim olmamaktan kaynaklandığını düşündüm şu an :D Çünkü kitabın Türkçe adının neden Bataklık olduğunu bile düşünüyorum şu an çünkü hikayeyle bağlantısını kuramıyorum :D Yazar tıpkı Amerika'da olduğu gibi ülkelerinde yaşanan okul katliamlarına mı dikkat çekmeye çalışmış? Belki de ergenlerin yaşadığı sorunlar, depresyon, intihar eğilimi falandı konu? Bilmiyorum, çünkü bana hiçbir şey geçmedi :D

Anlayacağınız üzere kitabı hiç sevemedim ve sevemediğim için de üzüldüm. Belki siz daha çok seversiniz bilemiyorum :D Bu arada Netflix dizi yapacakmış kendisini, daha fazla şey anlayabilmek umuduyla izlerim muhtemelen :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Meh :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 1/5
Artık hareketlensin diye kitabı kemiriyordum :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 3/5
Orijinal adı değil ama İngilizce adı Quicksand imiş zaten :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Fena değil. 

Final puanı: 2,2

11 Nisan 2018 Çarşamba

Neandertal: Modern Bilim Onların Hikayesini Yeniden Yazdı

Kitap Adı: Neandertal: Modern Bilim Onların Hikayesini Yeniden Yazdı
Özgün Adı: The Neanderthals Rediscovered: How to Modern Science Rewriting Their Story
Kitap Yazarı: Dimitra Papagianni & Michael A. Morse
Çeviren: İlknur Urkun Kelso

Yayınevi: Trend Yayınevi
Sayfa Sayısı: 222
Baskı Yılı: 2017

Neandertal Ankara Kitap Fuarı'nda ilgimi çekmişti, kapağı Sapiens'in kapak tasarımına epey benziyor diye. Bu bir satış stratejisi mi bilemiyorum :D Arka kapağındaki şu etkileyici yazı da kitaba başlamam sebep oldu:

Hastalarına bakıyorlar, ölülerini gömüyorlar, büyük hayvanları avlıyorlar, kırmızı boya kullanıyorlar ve konuşuyorlardı. Peki, Neandertaller bu kadar gelişmiş bir türse, neden onlar yok oldular da Homo Sapiens hayatta kaldı?

Yazarlar Neandertal türünün insanın evriminde çok önemli bir halka olduğunu, hakkında en çok bilgi sahibi olduğumuz kuzenlerimiz olduğu halde gereken önemi göremediklerini iddia ediyorlar. Hatta birkaç yerde Neandertal kelimesinin bir hakaret olarak, cahil ve ilkel insan anlamında kullanıldığından falan yakınmışlardı :D



Bu kitapta da Neandertalleri günümüzden 1 milyon yıl öncesinden 25 bin yıl öncesine kadar geçen süre içinde farklı bölümlerde inceliyorlar. Hangi topraklara göç ettikleri, sosyal yapıları, kullandıkları aletler ve bizle, Homo Sapiens ile, birlikte nasıl yaşadıklarını anlatıyorlar. 

Ben genelde evrimle ilgili bir şeyleri büyük bir heyecanla, yeni şeyler öğrenmenin getirdiği o şaşkınlıkla okurum. Ama bu kitabı okurken çok sıkıldım. Bazı yerlerde yazım hataları falan da vardı. Çok başarılı bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim açıkçası. Yer yer kuşe kağıda renkli basılmış görseller ilgi çekiciydi ama onun dışında pek bir olayı yok bence kitabın. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Neandertal türü gerçekten ilgi çekici ama işleyişten midir nedir istediğim keyfi alamadım. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 1/5
ÇOK SIKILDIM :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Hatalar vardı. 

Orijinal isim (%10): 4/5
Eh yani :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapakla ilgimi çekti kitap tamamen :D

Final puanı: 2,3

7 Nisan 2018 Cumartesi

Romeo ve Juliet

Kitap Adı: Romeo ve Juliet
Özgün Adı: Romeo & Juliet
Kitap Yazarı: William Shakespeare
Çeviren: Sevin Okyay

Yayınevi: NTV Yayınları
Sayfa Sayısı: 160
Baskı Yılı: 2013

Evet, evet! Romeo ve Juliet'i bugüne kadar ne okudum ne de izledim. Ama kabataslak konuyu biliyordum tabii ki ve nereden aklımda kaldıysa "Ah Romeo, neden Romeo'sun sen? Babanı inkar et..." falan şeklindeki replik vardı aklımda :D

Bir süredir aklımdaydı zaten Romeo ve Juliet. Sonunda elimde bulunan bu çizgiroman versiyonuna elimi atıp okudum. İyi ki de okumuşum. Dilini falan çok sevdim. Böyle hafif şiirsel olması çok hoşuma gitti. Bir fırsatım olursa kitap versiyonunu da alıp okumak istiyorum. Ayrıca Shakespeare diliyle tanışıp sevdiğim için diğer eselerini de okumak istiyorum. 



Konuyu anlatmama çok gerek yok bence ama yine ufacık gireyim :D İki düşman aile var, Montague'lar ve Capulet'ler. Bir gün bu iki ailenin gençleri olan Romeo ve Juliet karşılaşıyor ve birbirlerine o anda amansız bir şekilde aşık oluyorlar. Arka kapaktan alıntı yapacak olursam, "Bir aşk hikayesi, aynı zamanda korkunç bir trajedi." 

Ben bu çizgiromanları her zaman klasik okumakta zorlananlar için güzel bir alternatif olarak görüyorum. Romeo ve Juliet'in dili çok ağır değildi, gerçi bu versiyon çizgiroman için sadeleştirilmiş hali olduğu için de olabilir. Ama yine de orijinal versiyonu okumakta zorlanacağınızı düşünüyorsunuz, bu çizgiromana bakabilirsiniz.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Şiirsel dil güzel bir akıcılık veriyordu bence. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim.  

Orijinal isim (%10): 5/5
Çevrilecek bir şey yok zaten :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Yaaani :D

Final puanı: 4,6

6 Nisan 2018 Cuma

Karanlık Madde

Kitap Adı: Karanlık Madde
Özgün Adı: Dark Matter
Kitap Yazarı: Blake Crouch
Çeviren: Begüm Kovulmaz

Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 368
Baskı Yılı: 2018

Karanlık Madde biraz şans eseri elime geçti aslında, daha önce hiçbir yerde görmemiştim kitabı. Fakat iyi ki de elime geçmiş diyebilirin, çünkü çok keyif aldım kitaptan.

Jason Dessen bir fizikçi. Bir üniversitede derslere giriyor. Fakat yıllar önce gençliğinde tasarladığı bir projesi var. Bir maddeyi süperpoze durumunda gözleyebileceği bir ortam yaratmak. Ama koşullar farklı gelişince bu projeyi hiçbir zaman hayata geçiremiyor ve yoluna öğretmen olarak devam ediyor.

Bir gün, bir adam tarafından kaçırılıp bayıltılıyor. Uyandığında kendini bulduğu yer çok garip. Karısı artık karısı değil. Bir oğlu yok. Ve uyandığı bu dünyada yıllar önceki projesini gerçekleştirip büyük bir üne kavuşmuş.



Benim ilgi ve yeteneklerim ilginç bir şekilde tutarsız oluyor çoğu zaman. Fizik bunun en büyük örneklerinden biri. Asla yeteneğim yok, ama öyle böyle değil ilkokul seviyesinde dahi fizik bilgim yok :D Ama inanılmaz ilgi duyuyorum. Kuantum fiziği olsun, çoklu evrenler olsun... Bana bunlarla gelin, deli gibi okuyayım :D Dolayısıyla bu kitabı okumaktan büyük keyif aldım çünkü çok sürükleyici bir çoklu evren kurgusu sunuyor bize. 

Böyle şeyler okumayı seviyorsanız bu kitaba mutlaka göz atmanızı tavsiye ediyorum. Gerçekten çok akıcı, kendini heyecanla okutan bir kurgusu vardı kitabın bence. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çok merakla okudum :D 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim.  

Orijinal isim (%10): 5/5
Temiz çeviri :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Yaaani :D
Final puanı: 4,95

3 Nisan 2018 Salı

Düzenbaz

Kitap Adı: Düzenbaz
Özgün Adı: Genuine Fraud
Kitap Yazarı: Emily Lockhart
Çeviren: Tuğçe Kayıtmaz

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 272
Baskı Yılı: 2018

Düzenbaz epey merak ettiğim bir kitaptı çünkü yazarın Yalancılar kitabını epey sevmiştim. Ama bence bu kitap Yalancılar'la kıyaslanamaz bile! Nasıl çarpıcı bir giriş yaptım ama :D

Öncelikle kitabın ilginç bir özelliği var: geriye doğru akıyor. Kitabı on sekizinci bölümde Haziran 2017 tarihiyle okumaya başlıyorsunuz. Sonra bölüm numaraları bire doğru geriye akıyor ve final bölümünde yine Haziran 2017'ye geriye dönüp on dokuzuncu bölümü okuyorusunuz. Aradaki bölümlerde de her bölüm bir öncekinden on gün önce, üç hafta önce falan diye başlayarak geriye gidiyor. 

Böyle geriye akan kurguları çok severim ben aslında ama bu kitaba oturmamış mıydı, bu konuya mı uygun değildi bilemiyorum, biraz gözüme battı. Sürekli bir önceki bölüme dönüp neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Üstelik böyle bir numara yapıyorsanız sonunda bomba bir şey çıkmasını beklerim ben. Bu anlamda da geriye akma olayının altının doldurulmadığını düşünüyorum.



Konusunu hiç anlatamacağım sanırım çünkü neresinden tutsam spoiler olacak gibi geliyor. Arka kapağında da neler olduğuna hiç girilmemiş. Geçmişindeki kişi olmayı reddeden, sürekli başka birileriymiş gibi davranan bir kız deyip bırakıyorum. Ama bu da havada kaldı benim için. Kitabı bitirdim, en başta başladığı noktayı gördüm. Ama neden? Neden bunları yapıyor? Sadece başka biri olmak hoşuna gittiği için mi? Hiç tatmin edici değil benim için :D

Sonuç olarak, çok hafif geldi Düzenbaz bana. Çok olmamıştı bence. Hatta bir arkadaşımla acaba bu kitabı Yalancılar'dan önce yazdı da amatörlük dönemine mi denk geldi diye konuştuk. Ama yayın tarihlerine baktım, öyle de değilmiş :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Konu ilgi çekici ama kurgu zayıf. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
İnce bir kitap zaten, tek seferde bile biter. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim.  

Orijinal isim (%10): 0/5
Orijinal adını Nitelikli Dolandırıcılık olarak çevirirdim ben olsam :D

Güzel kapak (%5): 3/5
Kapak da ilgi çekici bence. 

Final puanı: 3,25

1 Nisan 2018 Pazar

Cam Şato (Throne of Glass, #1)

Kitap Adı: Cam Şato
Özgün Adı: Throne of Glass
Kitap Yazarı: Sarah J. Maas
Çeviren: Deniz Başkaya

Yayınevi: Dex
Sayfa Sayısı: 499
Baskı Yılı: 2015

Cam Şato 2-3 yıldır kitaplığımda bekleyip duruyordu. Sonra Dex yeni kapaklarla bastı, kitaplar yeniden gündeme geldi. Ben de sürekli okuyayım deyip duruyor ama bir türlü elime almıyordum. En sonunda yeter artık okuyorum dedim ve başladım.

Başlamaz olaydım :D Kitabı bitirmek için büyük bir savaş verdim gerçekten :D Çünkü kitap inanılmaz sıkıcı ve ilgimi çekmeye bir kilometre bile yaklaşamadı. Dünyası, karakterleri, konusu, olay örgüsü... Hiçbirini merak etmedim. Kitabı o kadar dümdüz okudum ki anlatamam yani :D Kitapta merakımı cezbetmiş yegane şey Elena'nın sonlarda bahsettiği kan bağı olayı. Onun için de tabii ki seriye devam etmeyeceğim, elbet birinden öğrenirim :D



Konusunu da anlatıp gideyim o zaman ben :D Celaena bir suikastçı. Bir ara yakalanmış mı ne olmuş, maden gibi bir yere hapse gönderilmiş. Kral kendine yeni bir yaver aradığı ve Celaena da çok iyi dövüşçü falan olduğu için prens tarafından bulunduğu yerden alınıyor ve yaver seçimleri için yapılacak yarışmalara getiriliyor. Sonra işte bu yarışmalar süresince sarayda bir şeyler oluyor falan filan. Konusunu anlatırken bile sıkıldım :D

Serinin çok seveni var mı bilmiyorum. Ama bu seri değilse bile bu yazarın çok sevildiğini biliyorum. Aslında sevebileceğim bir konuydu ama yazarın kaleminden midir nedir, kılımı kıpırdatamadı koca kitapta :D 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
En fazla meh diyebilirim yani :D 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 1/5
Üzgünüm ama sıkıntıdan öldüm. :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim.  

Orijinal isim (%10): 0/5
Throne? Şato? :D

Güzel kapak (%5): 3/5
Yeni kapakları çok daha güzel :D

Final puanı: 1,9