31 Ağustos 2017 Perşembe

Warcross (Warcross, #1)

Kitap Adı: Warcross
Özgün Adı: Warcross
Kitap Yazarı: Marie Lu
Çeviren: Onur Kınacı Birler

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 331
Baskı Yılı: 2017

Bu kitabı deliler gibi bekliyordum :D Ve sonunda düzeltilmemiş okuma kopyası elime ulaştı, ben de gelir gelmez okudum. Bu olayı yurtdışında hep görüyor ve özeniyordum. Türkiye'de bunu sadece Yabancı ve İthaki yapıyor. Beni de buna dahil ettikleri için ne kadar teşekkür etsem az :)

Warcross bir sanal gerçeklik oyununu anlatıyor. Böyle oyun kurgularını okumaya bayılıyorum gerçekten. Dünya çapında milyonlarca insanın oynadığı bir sanal gerçeklik oyunu Warcross. Emika da bu oyunu oynayan genç bir kız. Çok zor koşullarda yaşıyor, evinin kirasını bile ödeyemeyecek durumda. 

Emika, bir oyuncu olarak o yıl yapılacak olan Warcross oyunlarının açılış gösterisine gidiyor. Bir şekilde, oyunu hackeleyerek turnuvanın içine girmeyi başarıyor. Daha önce hiçkimse oyunda böyle bir hack yapamadığı için bir anda dünya gündemine oturuyor tabii. Bu olaydan sonra da oyunun yaratıcısı olan Hideo Tanaka ile tanışıyor ve bambaşka bir hayata adım atıyor.


Dediğim gibi, oyun kurgusu okumayı çok seviyorum ve bu oyundaki karşılaşmaları okumak da inanılmaz heyecanlıydı. Hele ki sonlara doğru... Yazar öyle şeyler gösterdi ki şoktan şoka girdim :D Sonra da kitabı bitirdi! KENDİNE GEL MARİE LU! İkinci kitabın hemen çıkması için yazara tehdit mektupları yazmayı düşünüyorum ama daha bu kitap bile satışa çıkmadığı için çok başarılı olabileceğim söylenemez :D

Kitap, 12 Eylül'de tüm dünyayla aynı anda satışa sunulacak. Bence hemen koşun gidin ve alın. Aynı türde olmadığı için tür ve içerik kıyaslaması yapamam belki ama okurken bana verdiği keyif açısından kıyaslarsam Warcross Efsane serisinden on kat daha iyiydi! :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok sevdim ben. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Tek oturuşta bile bitebilir bence. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Elimdeki kopyada yazım hataları vardı ama bu çok normal :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Warcross!

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı da çok güzeeel. 

Final puanı: 5

29 Ağustos 2017 Salı

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens

Kitap Adı: Hayvanlardan Tanrılara Sapiens
Özgün Adı: Sapiens: A Brief History of Humankind
Kitap Yazarı: Yuval Noah Harrari
Çeviren: Ertuğrul Genç

Yayınevi: Kolektif Kitap
Sayfa Sayısı: 412
Baskı Yılı: 2017

Yıllardır evrim konusuna, özellikle de insanın evrimine büyük bir ilgi duyuyorum. Ancak kurgu olmayan kitapları okuma konusunda pek başarılı olamamam göz önünde bulundurulduğunda, bu ilgimi doyuracak pek de bir şey yapmamıştım. O yüzden bu kitabı okuduğum için kendimi kutluyorum :D

Kitabın elektronik haline tamamen tesadüfen denk gelmiştim, bambaşka bir şey arıyordum :D E-kitap olarak ilk bölümü okuduğumda çok beğendim, bir sürü yerin altını çizmek istedim. O yüzden de kitabın fiziksel halini satın alıp öyle devam karar verdim.

Kitap, insan evrimine şekil verdiği düşünülen dört bölümden oluşuyor: Bilişsel Devrim, Tarım Devrimi, İnsanoğlunun Birleşmesi ve Bilimsel Devrim. Bu bölümlerde insanın fiziksel ve zihinsel gelişiminden, tarım yapmaya başlaması ve buna paralel olarak yerleşik hayata geçmesinden, daha büyük gruplar haline gelerek devletler ve imparatorluk kullanmasından ve teknolojiyi kullanarak ilerlemesinden bahsediyor.



Okurken hiç sıkılmadım desem yalan olur. Hiç ilgimi çekmeyen ekonomi, siyaset gibi konuları da içinde barındırıyordu. Ancak genel olarak okuduğum için kesinlikle memnunum. Bu konulara ilgi duyan ve bu tarz kitapları okumada benden daha başarılı insanların bu kitaptan çok büyük bir keyif alacağını düşünüyorum.

Ayrıca yazar, kitabın basıldığı her ülke için ufak düzenlemeler yapmış. Yani bizim elimizdeki baskıda Türkiye coğrafyasından ve burada yaşayan insanlardan da örnekler var. Enteresan ve güzel bir detay olmuş bence.

Yazara ait "Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi" isimli bir kitap daha var. Onu da okumak istiyorum ama kısa zaman içinde olmaz sanırım. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Ortada bir kurgu olmadığının farkındayım ama konu itibariyle değerlendiriyorum :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Yer yer sıkıldım :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 4/5
Hayvanlardan Tanrılara kısmını biz eklemişiz nedense :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Normal :D

Final puanı: 3,55

25 Ağustos 2017 Cuma

Sessiz Kalma!

Kitap Adı: Sessiz Kalma!
Özgün Adı: The Hate U Give
Kitap Yazarı: Angie Thomas

Çeviren: Boran Evren

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 400
Baskı Yılı: 2017

Yabancı Yayınları, bir yerlerde görüp de okuma listeme attığım kitapları tek tek bulup çeviriyor resmen :D Sessiz Kalma da onlardan biriydi. Epey ilginç bir kitap olduğunu söyleyebilirim.

Öncelikle, okuması zor bir kitap oldu benim için. Çünkü ele aldığı konu, bizim ülkemizde de yaşanıyor ve bunu okumak biraz sinirlendirdi beni. Starr'ın arkadaşı Khalil'in gözlerinin önünde bir polis tarafından öldürülmesiyle başlıyor olaylar. Khalil'in ölmesinin tek sebebi siyahi olması. Ortada hiçbir suç, tehdit edici hiçbir unsur olmamasına rağmen polis tarafından vuruluyor.

Daha sonra olanları tahmin etmek çok da zor değil. Işık hızıyla polisin haklı olduğu fikri yayılıyor ve Khalil hakkında karalama kampanyaları başlatılıyor. Siyahi olduğu için doğal olarak uyuşturucu satıcısı, çete üyesi olduğu falan söyleniyor. Polise küfür ettiği, silah çektiği gibi yalanlar uydurulmaya başlanıyor. Ama bunların hiçbiri gerçek değil. Olay olurken Starr bizzat oradaydı ve gerçeği açığa çıkarabilecek olan da kendisi. Biz de kitap boyunca dava sürecini ve Starr'ın yaşadıklarını okuyoruz.



İşte bunları okumak benim sinirlerimi bozdu. Ve sanırım aynı sebepten kitabın içine girmekte de zorlandım. Kitap hem akıcıydı hem de yavaş okunuyordu. Böyle bir şey nasıl olabiliyor bilmiyorum ama ben okuma sürecimde böyle hissettim :D

Bir de çeviriyle ilgili sıkıntılar yaşadım. Starr ve ailesi Türkçede "arka mahalle/kenar mahalle" olarak tanımlayabileceğim bir ghetto'da yaşıyorlar. Sokaklarda çatışmalar oluyor, uyuşturucu satıcıları kol geziyor, insanlar çok yoksul. Hal böyleyken kullandıkları dil de resmi İngilizceden fazlasıyla uzak ve bolca argo dolu. Ama ben bunların Türkçeye çevriliş şeklini sevemedim. Yani karakterler "be ya" falan diyordu ama bu çok yapay ve kulak tırmalayıcı geldi bana.

Kitapla ilgili ne düşüneceğimden tam olarak emin değilim. Sıradışı olduğunu kesinlikle kabul ediyorum. Daha önce bu konuda yazılmış bir kitap okuduğumu sanmıyorum. Üstelik yazarın kitabını 1955'te öldürülen Emmett isimli çocuğa ve bu zamana kadar yalnızca "siyahi" olduğu için öldürülmüş pek çok insana adamasını da sevdim. Özetle, kitap kesinlikle kötü değildi ama favori de olamadı benim için. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Bu konuda kafam karışık :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Çeviri konusunda bahsettim yukarıda. 

Orijinal isim (%10): 1/5
Orijinal ismin çevrilmesi neredeyse imkansız çünkü bir altyapısı var kitapta bahsedilen. O yüzden bir puan vereyim dedim :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapak güzel. 

Final puanı: 3,2

23 Ağustos 2017 Çarşamba

Terapi

Kitap Adı: Terapi
Özgün Adı: Die Therapie
Kitap Yazarı: Sebastian Fitzek

Çeviren: Atilla Dirim

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2015

Terapi, benim Sebastian Fitzek'den okuduğum ilk kitap ama yazar bu MUAZZAM kitabıyla gönlüme taht kurdu. Beni kendisine hayran bıraktırdı. "Alışveriş listesi yazsa okurum" yazarları arasına hızlı bir giriş yaptı. Kitabı bitirince aynen şöyle düşündüm: "Bu adamın beynini koruma altına almalıyız!"

Kitabın konusuna falan bakmadan almıştım, böyle şeyler okumayı çok severim ve Terapi ismi bile kitabı satın almam için fazlasıyla yeterli bir sebep! :D Ancak çok güzel de bir konusu var. Ünlü bir psikiyatrist olan Viktor Larenz'in kızı kayboluyor. 4 yıldır kayıp olan 12 yaşındaki Josy ile ilgili hiçbir iz yok. Ceset bile yok. Kız adeta buhar olup uçuyor. Larenz ünlü olduğu için epey kapsamlı bir soruşturma yapılsa da en ufak bir şey bile bulunamıyor.

Larenz de 4 yıldır kızını aramaya devam ediyor. Bu sırada bir tür inzivaya çekilmek için bir adaya gidiyor. Bu adada şizofreni tanısı aldığını söyleyen kadın, bir yazar olduğunu ve yazdığı karakterleri görmeye başladığını söylüyor kendisine. Son gördüğü karakteri ise adeta Larenz'in kızı. Hikayeler tamamen aynı. Tanımlanamayan bir hastalığı olan küçük bir kız, bir anda ortadan kayboluyor.


Bu nasıl olabilir? Bir şizofreni hastasının halüsinasyonları ile psikiyatristin kaybolan kızı arasında nasıl bir bağ olabilir? Kalbimiz yerinden fırlayarak, meraktan çıldırarak bunu okuyoruz biz de işte!

KİTAP ÇOK ÇOK ÇOK GÜZELDİ! Gerçekten, hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Bu kadar güzel bir kitap daha okuma ihtimalim epey düşük. Yani olaylar çözülmeye başladığında olan şeyler... Bilmiyorum, her şey kusursuzdu!

Bunu her kitaba söylemem ama bu kitap için gözümü bile kırpmadan söylüyorum: Eğer benim önerilerimle ufak bile ilgileniyorsanız, BU KİTABI OKUYUN!

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
ÇOK GÜZELDİ!

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
3-4 saat içinde bitirdim. Bitirmezsem uyuyamazdım! D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Yaşasın!

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak tartışılabilir ama bu kitaba tam puan vermek istiyorum! :D

Final puanı: 5

18 Ağustos 2017 Cuma

The Sun is Also a Star

Kitap Adı: The Sun is Also a Star
Kitap Yazarı: Nicola Yoon
Yayınevi: Delacorte Press

Sayfa Sayısı: 348
Baskı Yılı: 2016


Nicola Yoon ile Everything Everything kitabı vasıtasıyla tanışmış ve hem kitabını hem de kendisini çok sevmiştim. Bu kitabını da bu ayın İngilizce kitabı olarak seçip okudum. İyi ki okumuşum! Çok çok güzel bir kitaptı yine.

İlk olarak, kitabın formatını çok sevdim. Yazar, etrafımda bir dünya örüyormuş gibi hissettirdi bana. Kitap temelde Daniel ve Natasha'nın bölümlerinden oluşuyor. Ancak yazar, bazen bu ikiliye ara verip başka şeyler anlatıyor bize. Bir önceki sahnede bulunan garsonun hayatından bir kesit okuyoruz mesela. Ya da bir kelimenin, bir nesnenin kökenini anlatıyor. Ya da aşkın kimyasal olarak nasıl oluştuğu ile ilgili bilgi veriyor. Böyle yapması inanılmaz hoşuma gitti. Gerçekten bu formatı çok ama çok sevdim.

Kitapta sadece bir günü okuyoruz aslında. Natasha, Jamaika kökenli bir Afro-Amerikan. Ailesi o daha çocukken çok da legal olmayan yollarla Amerika'ya göç etmiş ve orada bir hayat kurmuş. Ancak bir şekilde bu ortaya çıkıyor ve Natasha ailesi ile birlikte bizim okuduğumuz günün akşamı ülkeden ayrılmak üzere sınırdışı ediliyor.



Bir de Daniel var. O da Koreli. Yine ailesi yıllar önce Amerika'ya göçmüş. Yolu uzun bir tesadüfler zinciri sonucu Natasha ile kesişiyor. İkisi çok zıt karakterler aslında. Natasha sıkı bir bilim fanı. Tesadüflere, şansa, aşka falan inanmıyor. Yalnızca somut olarak açıklayabildiği şeyleri içeren bilime inanıyor. Daniel ise amansız bir romantik, en büyük hayali şair olmak. 

Daniel, Natasha'ya okuduğu bir makaleden bahsediyor. Makaleye göre yapılan bir deney ile insanları birbirine aşık etmeyi başardıkları söyleniyor. İki insanı bir odaya alıyorlar, bu insanlar birbirlerine genelden özele doğru sorular soruyor, göz teması kuruyor ve böylece aralarında bir çekim oluşuyor. Daniel da aşkın da bilimsel olarak sınanabileceğini falan göstermek için Natasha'yı kendine aşık edebileceğini söylüyor ve bu deneyde yer alan soruları birbirlerine sormaya başlıyorlar. Biz de böylece, bir gün içinde Daniel ve Natasha'nın yaşadıklarını okuyoruz.

Nicola Yoon yürek dağlayan bir son yazmış olsa da kitabı gerçekten çok sevdim. Sadece iki kitabını okumuş olmama rağmen yazarı çoktan favorilerime aldım ve yeni kitaplarını dört gözle bekliyorum :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 4/5
Gayet güzeldi!

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 5/5
Çok akıcı ve sürükleyiciydi gerçekten.

Baskı kalitesi (%5): 5/5
E-book olarak okudum ama edisyonunda falan bir problem yoktu. 

Güzel kapak (%5): 5/5
Kapağını inanılmaz beğendim!


Final puanı: 4.6

14 Ağustos 2017 Pazartesi

Suçlu Hem de Çok Suçlu

Kitap Adı: Suçlu Hem de Çok Suçlu
Özgün Adı: Truly Madly Guilty
Kitap Yazarı: Liane Moriarty

Çeviren: İstem Erdener

Yayınevi: Hep Kitap
Sayfa Sayısı: 448
Baskı Yılı: 2017

Ben bu kitabı ilk kez Aslı'da görmüştüm, o okuyup beğenmişti diye hatırlıyorum. Bir süre önce de Big Little Lies isimli bir mini dizi izledim ve dizinin bu yazarın bir başka kitabından uyarlama olduğunu öğrendim. Diziyi inanılmaz beğenince bu kitabı da hemen satın aldım doğal olarak :D

Kitap enteresandı kesinlikle. Arka kapak yazısı çok iyi aslında. Üç yetişkin çift, üç çocuk ve güzel bir evde bir barbekü partisi. O gün, orada bir şeyler oluyor. Ama ne olduğunu asla söylemiyor yazar bize :D Karakterler "o gün çok kötü bir şey oldu", "hepimiz suçluyuz", "o günden sonra hayatımız değişti" falan dedikçe çıldırdım ben :D "NE OLDU SÖYLE ARTIK, YETER!" diye bağırıp sarsmak istedim karakterleri :D

Buraya kadar her şey çok iyi gerçekten. Yazar sizi sürekli diken üstünde tutuyor ve meraktan deli ediyor. Ancak kitabın bitmesine yüz sayfa falan daha varken, belki daha fazla, o gün orada ne olduğunu öğreniyoruz. Şimdi hal böyle olunca, ben bu öğrendiğimiz şeyin asıl olay olduğunu kabul edemedim. Hani olay çözüldükten sonra kitap biter ya doğal olarak :D


Ama burada bitmiyor. Biz okumaya devam ediyoruz. Dolayısıyla bir şeyler daha olacak diye okudum hep. Fakat olmuyor :D Olaydan sonra nasıl etkilendiklerini falan okuyoruz. Sonlara doğru bir bomba daha yapmaya çalıştı yazar, gerçi olayın başından beri bağırıyordu zaten ama sadece o son için o kadar sayfa yazmaya gerek yoktu :D

Böyle işte, çok iyi başlasa da sonlara doğru bozdu benim için. Gereksiz uzun buldum kitabı. Daha kısa ve daha sansasyonel bir olayla gelseydi nefis bir kitap olabilirdi.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Fena değildi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcılıkta tanımlayamadığım bir problem vardı ama çok merakla okudum yine de. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Çeviriyi sevdim ben ya :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapakta bir olay yok :D

Final puanı: 3,75

11 Ağustos 2017 Cuma

Şampiyon (Legend, #3)

Kitap Adı: Şampiyon
Özgün Adı: Champion
Kitap Yazarı: Marie Lu

Çeviren: Sefa Emre İlikli

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2015

İşte beklenen yorum geldi! Kronik Okur Efsane serisini sevmiş miydi? Büyük görevler yüklediği son kitap Şampiyon'da aradığını bulabilmiş miydi? :D

Biliyorsunuz, Efsane'yi de Deha'yı sevmiştim aslında -Efsane'yi daha çok sevmiştim- ancak yine de bir şeyler eksikmiş gibi hissediyordum. Şampiyon'u okurken de bu hissimin geçtiğini pek söyleyemeyeceğim.



Tamam güzel kitaplar, ona bir lafım yok. Ama uzun yıllardır devam eden çarpık bir dikta yönetimi, içeriden birilerinin yanlışları fark edip uyanmaya başlaması ve isyan çıkması, mevcut hükümeti düşürme, muhaliflerle savaş falan. Bunlar her distopyada okuduğumuz şeyler zaten. Efsane serisini kendi türü içinde farklı kılan bir şeyler aradım hep.

Bulduğumdan çok emin değilim. Son 15-20 sayfaya girene kadar kitapla ilgili bambaşka düşünceler vardı aklımda. Son 20 sayfaya kadar beni yakalayamadı Şampiyon. NE YAPIYORSUN MARIE LU? :D Ancak kitabın sonunu çok beğendim. Hani o Day'in olayı var ya, işte orada beni vurdu kitap! Burada açık açık söyleyemiyorum ama kitabın sonunda Day ve June'un birbirlerine ettikleri kelimeler var ya, işte onlar iz bıraktı!

Ve kitabı okuyup bitirdiğimde seriyi okuduğumdan memnun olduğumu hissettim. Evet söylüyorum, okunmaya değer bir distopyaydı Efsane üçlemesi! :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Diğerleri gibi Şampiyon'u da iki günde bitirdim :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Yine yazım hataları ama kitabın kendisinden kaynaklı değil :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Champion!

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapaklar genel olarak ortalama ya :D

Final puanı: 4,05

9 Ağustos 2017 Çarşamba

Belki Bir Başka Hayatta

Kitap Adı: Belki Bir Başka Hayatta
Özgün Adı: Maybe in Another Life
Kitap Yazarı: Taylor Jenkins Reid
Çeviren: Gökçe Çiçek
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2017


Bu kitabı bir videosunda Nihan önermişti, ben de orada görüp almıştım ilgimi çekti diye. Geçenlerde de farklı bir şeyler okumak isteyince elime aldım. Kitabı okuduğum için çok memnunum, gerçekten özgün ve güzel bir kitaptı.

Hannah isimli genç bir kadının hayatına giriyoruz bu kitapta. Nedense bir türlü düzenli bir hayat kuramamış, sık sık şehir değiştirip duruyor. Ve artık sonuncusu olması ümidiyle çocukluğunun geçtiği şehre geri dönüyor. 

Geri döndüğü için çocukluk arkadaşı olan Gabby ile bir akşam eğlenmeye çıkıyorlar. Burada başka arkadaşlarıyla falan da karşılaşıyor. Aynı zamanda uzun yıllar önce birlikte olduğu erkek arkadaşı Ethan ile de görüşme fırsatı oluyor.

Kitap buradan sonra ikiye ayrılıyor. Eşzamanlı olarak Hannah'nın iki farklı karar vermesini ve bu kararların onu nerelere götürdüğünü okuyoruz. Kararlardan biri bardan Ethan'la ayrılmak, diğeri ise arkadaşı Gabby ile eve dönmek.



Bu kadar basit ve anlık bir kararın Hannah'nın hayatını ne kadar farklı noktalara sürüklediğini okumak keyifliydi. Aslında kitabın formatını genel olarak çok sevdim. Özellikle son kısımlarda aynı sahneleri iki hayatta okumak çok çok güzeldi. Hannah bir hayatında bulunduğu ortamdaki bazı insanları tanımazken diğer hayatta onlarla çok yakındı örneğin. Bunu görmeyi gerçekten çok sevdim!

Kitap boyunca biraz kaderci bir hava da sezdim. Bunu hem karakterlerden hissediyordunuz hem de kitap genel olarak "bir şey olacaksa eninde sonunda olur." gibi bir mesaj verdi bana. Ufacık seçimlerin bile nelere mal olduğunu ve biz ne yaparsak yapalım hayatın etrafımızda sessizce örülmeye devam ettiğini görmek cidden hoşuma gitti. 

Kendine özgü, farklı ve bir çırpıda okunabilecek bir şeyler arıyorsanız bu kitap harika bir seçenek bence. Hem de yine tam bir yaz kitabı, sizi içine alıp götürüyor!


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Gayet akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Yaşasın! :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak fena değil aslında ama öneri olmasaydı bu kapakla alır mıydım emin olamıyorum :D

Final puanı: 4,45

7 Ağustos 2017 Pazartesi

10 Numaralı Kamara

Kitap Adı: 10 Numaralı Kamara
Özgün Adı: The Woman in Cabin 10
Kitap Yazarı: Ruth Ware
Çeviren: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 370
Baskı Yılı: 2017


Kapkaranlık Ormanda'yı ne kadar sevdiğimi söylememe gerek yok sanırım. İşte o kitabın yazarı Ruth Ware'in yepyeni güzelliği 10 Numaralı Kamara. Yazar, bu kitapla kendisini ne kadar sevdiğimi hatırlattı bana. Çünkü çok güzeldi kitap.

Jo isimli gazetecinin etrafında dönüyor kitap. Aurora isimli oldukça lüks bir gemiye yolcu olarak katılıyor. Amacı gemiyle ilgili haberler yapmak. Başlangıçta her şey çok güzel gözüküyor, gemideki imkanlar harika, yolcular gayet elit insanlar. 

Jo, bir akşam yemeğine hazırlanırken yanında rimel getirmediğini fark eder ve yan kamarası olan 10 numaralı kamaranın kapısını çalar. Kapıyı açan kadından rimel ödünç ister, kadın biraz telaşlı görünse de rimeli verir ve böylece apar topar sohbeti bitirir. Jo'ya garip gelse de çok da üzerinde durmaz.

Ancak birkaç gün sonra gece yarısı bir çığlıkla uyanır. Daha sonra da denize bir şeyin düştüğünü duyar. Büyük bir şeyin. Bir insanın. Hemen koşup kamarasından çıkar ve yan kamaranın balkonunda kan izleri görür.


Fakaaat, bu gördükleri gerçek midir? Gerçekten 10 numaralı kamarada bir kadınla konuşup ondan rimel mi almıştır? Çünkü gemi kayıtlarında bu kadına dair hiçbir şey gözükmemektedir. 10 numaralı kamarada kalacak yolcunun son anda seyahatini iptal ettiğini, dolayısıyla da bu kamaranın boş olduğunu öğrenir Jo.

İşte böyle gerilim dolu bir kitaptı 10 Numaralı Kamara. Aslında başlarda durgun ilerliyordu ama yazar bize bölüm aralarında gazete haberleri göstermeye başladı. Gemi seyahatinden sonrasına ait gazete haberleri. İlk haberi gördüğümde GERÇEKTEN ŞOK OLDUM! Ve olayın oraya nasıl geldiğini öğrenebilmek için deli gibi okudum :D

Gerilim seviyorsanız bu kitap çok iyi bir seçenek olabilir. Belki söylemek için erken çünkü sadece 2 kitabını okudum ama ikisini de çok sevdim. O yüzden Ruth Ware'i de bir gerilim yazarı olarak gözüm kapalı öneririm.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Meraktan çıldırttı beni :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Çeviride takıldığım bazı kelimeler oldu, o yüzden tam puan vermeyeceğim :D

Orijinal isim (%10): 3/5
Aslında 10 Numaralı Kamaradaki Kadın :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapaktaki su damlalarını kabartmalı yapmalarına bayıldım!

Final puanı: 4,75

Meydan Okuma: Stuck in a Rut

Selamlaaaar! Buraya kitap yorumu dışında bir şeyler yazmayalı yüzyıllar oldu herhalde :D Ancak geçenlerde Ezgi'de bir meydan okuma gördüm ve hoşuma gitti. Temmuz ayında 16 kitap okumuş olmaktan dolayı oldukça memnunum, bu aralar okuma performansım gayet iyi gidiyor diye ben de bu kitap meydan okumasına dahil olayım dedim :D

Meydanın okumanın orijinal hali İngilizce ve şurada. Ancak Ezgi bizim için çevirmiş, ben de aynen ondan kopyalıyorum :D


Bu meydan okumanın 3 seviyesi var. 1 görev tamamlamak, 2 görev tamamlamak, 3 görev tamamlamak. 


Meydan okumanın süresi, başladığınız günden itibaren bir yıl.
Kurallar: eskiden okuduğunuz bir kitabı tekrardan okumak yok, her türlü formatı (kitap, e-kitap, sesli kitap, çizgiroman, vs.) kullanabilirsiniz.

BİRİNCİ GÖREV: Yeni ve Eskinin Bir Karışımı
* 1 tane üçleme oku.
* 2 tane kapağında en sevdiğin rengi barındıran kitap oku.
Orijin - Jessica Khoury
Az Biraz Mutlu - Adam Silvera
* 3 tane en sevdiğin yazar/lar/dan kitap oku.
The Sun is Also a Star - Nicola Yoon
* 2 tane kısa hikaye kitabı oku (100 sayfadan az)
Altıncı Koğuş - Anton Çehov (68 sayfa)
* 2 tane novella oku (200 sayfadan az)
* 2 tane roman oku (200-400 sayfa arası)
Şampiyon - Marie Lu (360 sayfa)
Warcross - Marie Lu (331 sayfa)
* 2 tane tuğla kitap oku (400 sayfadan fazla)

ÜÇÜNCÜ GÖREV:
* Bir serinin, meydan okumayı yapmaya başladığın güne kadar çıkmış tüm kitaplarını oku.

İşte bu kadar! Uygun kitapları okudukça burayı güncelleyeceğim. Ayrıca buraya eklenen her kitabın üstüne tıklayarak yorumuna da gidebilirsiniz! Bu ay bir liste yapmayı düşünmüyorum, canım ne isterse onu okuyacağım ve uygunsa buraya ekleyeceğim. Ancak ay sonunda hiç ilerleme kaydedemediysem bir şeyler düşünürüz :D

Siz de katılmak isterseniz, buradan, Ezgi'nin blogundan ya da meydan okumanın orijinal versiyonundan inceleyip katılabilirsiniz. Herkese keyifli okumalar!

5 Ağustos 2017 Cumartesi

Deha (Legend, #2)

Kitap Adı: Deha
Özgün Adı: Legend
Kitap Yazarı: Marie Lu

Çeviren: Sefa Emre İlikli

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 256
Baskı Yılı: 2014

Devam kitaplarına yorum girmek çok zor ya, daha yazıya başlamadan gerildim :D Deha, Efsane serisinin ikinci kitabı. Elimden geldiğince spoiler vermemeye çalışacağım ancak yorumu okuyup okumamak yine de size kalmış :D 

Bu kitapta, Efsane'de baş gösteren isyanın ilerleyişini izliyoruz. İlk kitapta olan olaylardan sonra Vatanseverler denen isyancı grupla birlikte hareket eden Day ve June'un koşuşturmacalarını okuyoruz aslında :D 



Kitap güzel ilerliyordu aslında, dengeler sürekli değişiyor olması hoşuma gitti. Ancak ben yine o "vay be!" hissini yakalayamadım. Hatta bugün Şampiyon'a başlamak da istemedi canım, birkaç gün erteledim son kitabı. Ama Şampiyon'a gerçekten büyük görevler yükledim, büyük bombalar patlatıp inanılmaz bir son yapması gerekiyor. Yoksa bütün seri meh olarak kalacak aklımda :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Fena değildi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Yine iki günde okudum. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Pek çok yazım hatası vardı ancak bu e-kitap'a çevirme aşamasından kaynaklı bence. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Prodigy!

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapaklar genel olarak ortalama ya :D

Final puanı: 3,7