30 Ağustos 2016 Salı

Corruption (Disruption, #2)

Kitap Adı: Corruption
Kitap Yazarı: Jessica Shirvington
Yayınevi: Harper Collins
Sayfa Sayısı: 437
Baskı Yılı: 2014


Bu seriler neden ikinci kitaplarda çöküşe geçiyor? NEDEN? İlk kitap olan Parazit'i beğendiğim için seriye devam edeyim dedim ama yine bir hayal kırıklığı.

Kitapla ilgili söyleyecek çok fazla bir şey yok. Distopyaların isyan aşamasında klasikleşen oradan oraya koşuşturma ve sürekli bir dövüş halinden başka bir şey yoktu kitapta. Sonundan etkilendiğimi söyleyebilirim, hatta bir sahnede gözlerim bile doldu. Ama o sona gelmek için 400 küsür sayfa okumaya hiç gerek yoktu. 

Kişisel fikrim, yazar bu kitabı bu kadar uzun yazacağına ilk kitabın sonuna 30-40 sayfa daha ekleyip çok güzel bitirebilirdi kitabı. Biz de 400 sayfa boyunca koşuşturmaca okumak zorunda kalmazdık :D




Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 2/5
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere, hiç beğenmedim :D


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 2/5

Sıkıntıdan patladım okurken, sadece yarım bırakmış olmamak için devam ettim. 

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi, bir sorun yoktu. 

Güzel kapak (%5): 2/5
Aynı kapağın, rengini değiştirip yansımasını almak? :D

Final puanı: 2,15

26 Ağustos 2016 Cuma

Parazit (Disruption, #1)

Kitap Adı: Parazit
Özgün Adı: Disruption
Kitap Yazarı: Jessica Shirvington
Çeviren: Aslı Tümerkan
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 362
Baskı Yılı: 2016


Parazit, son zamanlarda Yabancı'nın en çok merak edilen kitaplarından biri sanırım. Benim de pençelerimden kurtulamadı tabii ki, hemen okudum :D Arkasındaki şu kısacık yazıyı görünce deli gibi merak etmiştim:

Ya bir mikroçip mükemmel eşinizi bulabilseydi? Peki ya, bu mikroçip size ve sevdiklerinize karşı kullanılabilseydi?

Bir distopya okuyacağım için heyecanlandım çünkü uzun zamandır güzel bir distopya okumamıştım sanırım. Biraz konusunu anlatayım. M-Corp adlı bir şirket M-Bant isimli bir şey üretmiş. Bu bant kolunuzda yapışık duruyor. Kalp atışınızı, tansiyonunuzu ölçmekten tutun, kimlik saptamak, araç kullanmak, ödeme yapmak gibi her iş için kullanılıyor. Hatta eş bulmak için de! 



Hikayeyi okuduğumuz zamandan 9 yıl önce Amerika hükümeti, güvenliği sağlamak için Bireysel Kimlik Saptama Yasası kapsamında M-Bant takmayı zorunlu hale getiriyor. 18 yaşının üzerindeki her vatandaş için eş bulma olayı da aktif hale getiriliyor ve feromonlar sayesinde çevrenizdeki insanlarla uyumunuzu görüyorsunuz. 

Ama tabii ki sistemde uyumsuzlar da var. Bu insanlar hiç kimseyle olumlu değerlendirme alamıyor. Ancak yasalara göre bir ayda dörtten fazla olumsuz değerlendirme alamazsınız. Alırsanız "Neg" olarak damgalanıyor ve toplumdan soyutlanarak rehabilitasyon merkezlerine gönderiliyorsunuz. 

Ana karakterimiz Maggie'nin babası da bir Neg ve Maggie yıllardır onu bulmak için plan yapıyor. İşte biz de bu distopik dünyada Maggie'nin yaptıklarını okuyoruz.

Dünyayı sevdim. Çip fikri çok iyi. Kitabın sonunda da şaşırtıcı şeyler oldu. Hatta ikinci kitabı indirdim, bugün ona başlayacağım sanırım. Ancak düşününce kitap favorilerime girdi diyemiyorum. O his gelmedi yine :D

Ama kitaba mutlaka göz atmanızı öneriyorum, bence siz de seveceksiniz. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Akıcıydı kitap.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 0/5
Parazit, kitabın içinden seçilmiş ama yine de özgün isim değil :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Farklı bir kapağı var.  

Final puanı: 4,1

İhtiyaç (Need, #1)

Kitap Adı: İhtiyaç
Özgün Adı: Need
Kitap Yazarı: Carrie Jones
Çeviren: Bilge Turan
Yayınevi: Go!
Sayfa Sayısı: 388
Baskı Yılı: 2016


İhtiyaç kitabının kapağını gördüğümde inanılmaz merak etmiştim ve okumak için sabırsızlanmıştım. Ancak böyle bir konuyu hiç beklemiyordum :D Doğrusu ne bekliyordum ondan da emin değilim, ancak bu değildi yani.

Kitapta periler var! Daha önce hiç içinde peri olan bir kurgu okumamıştım. Bu nedenle perileri böyle insan formunda görmek biraz garip geldi. Çünkü kafamda hep uçuşan, minicik şeyler onlar. Sizce de öyle değil mi? :D

On altı yaşındaki Zara, üvey babasını kaybettikten sonra dağıldığı için annesi tarafından kafa dağıtması için babaannesinin yanına gönderiliyor. Burası kendi halinde küçük bir kasaba aslında. Ancak Zara gelmeden kısa bir süre önce bir çocuk kaybolmuş. Ve Zara farklı yerlerde kendini takip eden bir adam görüp duruyor. Üstelik bu adam arkasında altın rengi bir toz bırakıyor.



Zara'nın gözünün önündekini göremeyecek kadar saf olmasına sinir oldum. Yahu çocuk neredeyse gözlerinin önünde dönüşüyor, hala "Burada bir köpek vardı, ne oldu ona?" falan diye soruyor :D Bunun spoiler olduğunu düşünmüyorum, o yüzden evet, kurt adamlar da var! Alacakaranlık'tan beri hiç kurt adam da okumamıştım. Bu da biraz garip geldi bana.

Kitabın en çok sevdiğim yanı Zara'nın fobilere olan büyük ilgisiydi. Her bölüm bir fobi adıyla başlıyordu ve nedense bu detay benim çok hoşuma gitti. 

Kitabı sevdiğimi söyleyebilirim ama o kadar da çok değil. Serinin halihazırda 3 kitabı daha var ama devam etme gibi bir isteğim pek yok :D Kitap akıcıydı, okudum, bitti gibi yani :D 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Ortalamaydı benim için.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı kitap, çabuk bitiyor.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Çeviri beni biraz rahatsız etti, bazı ifadeler fazla "Türkçeleştirilmiş" :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Need!

Güzel kapak (%5): 4/5 
Güzel kapak. 

Final puanı: 3,7

21 Ağustos 2016 Pazar

İmparator

Kitap Adı: İmparator
Kitap Yazarı: Mürşide Toslak
Yayınevi: Martı
Sayfa Sayısı: 319
Baskı Yılı: 2016

İmparator yakın zamanda elime geçmişti. Bu kadar yakın zamanda okumayı planlamıyordum aslında. Ama bu yazar, Eren'in sevdiği yazarlardan ve arka kapak yazısı da oldukça ilginç. Gizli tarikatlar, dünyayı yöneten ama arka planda duran insanlar falan deyince ben hemen mest oluyorum :D

Kitap gerçekten beklediğimden daha iyi başladı. Bence üzerine düşünülmüş, araştırmalar yapılmış konu için. Öyle alelade yazılmış bir şey değil yani. Başlangıcını sevdim ama ortalardan sonra o gizemli kısımlardan uzaklaşıp biraz daha ilişkiler üzerinde durmaya başladı. O yüzden ilk baştaki beğenim bir tık azaldı kitap için.



Ama kitap güzeldi yani. Siz de böyle Dan Brown tarzı, antik tairkatlar, örgütler falan öyle şeyler okumayı seviyorsanız bu kitap sizin de ilginizi çekecektir. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 3/5
Fena değildi. 


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5

Akıcıydı, ben 2 okuyuşta bitirdim :D 

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi, bir sorun yoktu. 

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak da fena değil. 

Final puanı: 3,65

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Anarşi

Kitap Adı: Anarşi
Özgün Adı: Anarchy
Kitap Yazarı: Megan De Vos
Çeviren: Elif Subaş & Tuba Özkat
Yayınevi: Martı
Sayfa Sayısı: 351
Baskı Yılı: 2016


Anarşi için birkaç ay önce bir kesenin içinde puzzle parçaları, ufak bir harita ve bir bileklik geldiğinden beri meraklı bir bekleyiş içindeydim. Çünkü Martı ve inanılmaz sunumları! :D Yakın zamanda kitap da elime geçince daha çok bekletmeden okuyayım dedim.

Öncelikle şunu söylemeliyim, kitap boyunca "Bu kitap başka bir şeylere benziyor." hissi hakimdi. Dünya öyle, karakterler öyle, olaylar öyle. Kitabı özgün kılan hiçbir şey göremedim ben. Her distopyada gördüğümüz klasik ögeler vardı yalnızca.

Sonunda bir bomba yapsa bari dedim ama o da olmadı. Yani düşünüyorum, mantıken seri yazan bir yazarın kitapların sonunu kritik yerlerde bitirmesi gerekmez mi? Biz de heyecanlanalım, çıkması için sabırsızlanalım değil mi? Bu kitap gördüğüm en sıradan, en olaysız sonlardan birine sahipti. Yazarın aklında ne var gerçekten bilmiyorum :D Kitap boyunca olay yoktu zaten, bari sona koysaydı :D



Konuda da hiçbir espri yok. Devletler savaşmış falan, kaynaklar tükenmiş, bir sürü insan ölmüş. Kalanlar kamp halinde falan yaşıyor. Bizim okuduğumuz kamptaki Hayden da kampın lideri işte. Düşman kızına aşık oluyor, ara sıra diğer kamplara baskın yapıyorlar falan filan. Heyecanlandıracak hiçbir şey yok cidden :D

Böyle yani. Okunur mu, okunur. Sıkıcı değil, kolayca okunuyor ve çabuk bitiyor. Belki hiç distopya okumadıysanız çok sevebilirsiniz bile. Ama ben o kadar güzel distopyalar okuduktan sonra bu kitap kendi türü içinde çok zayıf kaldı benim gözümde. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 2/5
Dediğim gibi, özgün hiçbir şey yok. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı kitap, çabuk bitiyor.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Çeviride birkaç şeye takıldım ya :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Anarşi!

Güzel kapak (%5): 5/5 
Dış kapağı eh ama cildine kitaptan bir alıntı işlemişler ve ben buna bayıldım!

Final puanı: 3,45

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Kapkaranlık Ormanda

Kitap Adı: Kapkaranlık Ormanda
Özgün Adı: In a Dark Dark Wood
Kitap Yazarı: Ruth Ware
Çeviren: Aslı Dağlı
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 374
Baskı Yılı: 2016


Kapkaranlık Ormanda inanılmazdı! Dün snapchatten de görmüşsünüzdür, okurken meraktan deliye döndüm. "Yeter artık, söyle ne oldu!" diye isyan ediyordum :D Cidden heyecandan yerimde duramadım. 

Kitabı Nora'nın ağzından okuyoruz. Bir gün 10 yıldır görüşmediği bir arkadaşıyla ilgili bir mail alıyor. Bu arkadaşının nedimesi Nora'yı bekarlığa veda partisine davet ediyor. Nora gidip gitmemekte kararsız olsa da sonunda kabul ediyor ve gidiyor. Ancak parti ormanın ortasında, telefon çekmeyen, etrafında kimsecikler olmayan bir evde. 



Kitabın en sevdiğim yönü sondan başlamasıydı. Böyle kitaplara bayılıyorum çünkü heyecanı en üst düzeyde tutuyor. Sondan başlıyor derken şunu kastediyorum: Bekarlığa veda partisinde bir şeyler olmuş ve Nora kendini hastahanede buluyor. İşte böylece hem olaydan sonrasını hem de öncesini eş zamanlı okuyoruz. Nora "bir şeyler oldu, ne olduğunu hatırlayamıyorum" dedikçe ben meraktan öldüm :D

Sonu da çok güzeldi. Zaten kitabın en başından beri tempo yüksekti ama o son sayfalarda iyice coştu her şey. Cidden çok beğendim. Duygu patlaması yaşıyorum şu an :D 

Böyle gizemli, çok heyecanlı bir şey okumak ve okurken meraktan çatlamak istiyorsanız bu kitabı en kısa zamanda alın!


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi!

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Daha çok konuşmama gerek var mı? :D 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Bu da güzel.

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağını beğendim ben.

Final puanı: 5

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Biz Gayet İyiyiz

Kitap Adı: Biz Gayet İyiyiz
Özgün Adı: We are All Compeletly Fine
Kitap Yazarı: Daryl Greogry
Çeviren: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 158
Baskı Yılı: 2016


Bu kitabın çıktığını gördüğümde acayip merak etmiştim. Çünkü adı çok ilgi çekici. Ve kapağına bakınca da bir grup terapisi olduğunu düşünmüştüm. Gerçekten de öyle!

Terapili kitaplar okumaya bayıldığımı biliyorsunuzdur. Bu kitap grup terapisine çok farklı bir boyut katmış. Yazar zaten kitabı yazarken Yalom'un Grup Psikoterapisinin Teoriği ve Pratiği kitabını defalarca okuduğunu ve ondan etkilendiğini söylemiş teşekkür yazısında. 



Ortada bir grup terapisi var ama danışanlar çok sıradışı. Hepsinin paranormal sorunları var. Şöyle diyor arka kapakta:

Harrison, Canavar Dedektifi, hikâye kitaplarından fırlamış bir kahraman. Şimdiyse otuz yaşlarında ve zamanının çoğunu uyuyamayarak geçiriyor. Stan, vücudunun bir kısmı yamyamlar tarafından yendikten sonra ufak çapta bir ün kazandı. Barbara, kemiklerinin üzerine kazınmış mesajlarla beraber yaşamaya çalışıyor. Greta, hem kana susamış bir katil hem de bir kundakçı olabilir. Nedendir bilinmez, Martin son teknoloji ürünü gözlüklerini hiç çıkarmıyor. Ve elbette, kimse onların anlattığı hikâyeleri dikkate almıyor… ta ki psikoterapist Dr. Jan Sayer onları bir araya getirene dek. Bu görünüşte çıldırmış olan kişiler bir terapi grubu oluşturursa ne olur? 

Çok enteresandı kitap ya. Özellikle sonunda çok hareketlendi ve grup terapisini yöneten psikiyatristle ilgili ortaya çıkanlara çok şaşırdım. Kısacık bir kitap ama gizemli ve etkileyici. Okumanızı tavsiye ediyorum.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Grup terapisini alıp bu hale getirmek nereden aklına gelmiş yazarın, hiç bilmiyorum :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
İnanılmaz akıcı diyemem, bir tık yavaş okudum ben. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Güzel. 

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı çok ilginç ya. Biraz da ürkütücü. 

Final puanı: 4,55

11 Ağustos 2016 Perşembe

The Treatment (The Program, #2)

Kitap Adı: The Treatment
Kitap Yazarı: Suzanne Young
Yayınevi: Simon Pulse
Sayfa Sayısı: 344
Baskı Yılı: 2014


Serinin ilk kitabı olan Program'ı okuyup beğenmiştim. Özellikle de sonu! O son sahne bomba gibiydi ve Türkçeye çevrilmesini asla bekleyemem, ne olduğunu öğrenmem lazım diyerek ikinci kitap olan The Treatment'a başladım.

Ama yazara acayip kızgınım! Çünkü ilk kitaba o sahneyi yazıp ikinci kitapta tek kelime etmedi! Ne demek bu ya? :D Neydi o sahne, niye öyle oldu. Sanki orayı hiç yazmamış gibi devam etmiş ikinci kitapta ve ben sinir oldum :D Belki üçüncü kitapta vardır ama okumayı pek düşünmüyorum. En azından yakın zamanda.


İlk kitaba spoiler vermeden bunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Ama ilk kitapta biraz distopyaya dönmeye başlamıştı, burada iyice hissediyoruz bence onu. Hep bir koşuşturmaca, oradan oraya kaçma, isyan falan işte :D

Seri 3 ana kitaptan oluşsa da 3 tane de yan kitabı var. Eğer ilginizi çektiyse okuyabilirsiniz. Dediğim gibi ilk kitabı sevmiştim ama ikinci kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. Üzüldüm yani. Çok güzel yerlere gidebilirdi bence bu seri.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 3/5
Yazara olan sinirimi buradan çıkarıyorum :D


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 3/5

Akıcıydı hızlı okunuyordu ama öyle sürüklemedi yani beni kitap. 

Baskı kalitesi (%5): 4/5
Ebook olarak okudum, o yüzden baskı için bir şey diyemem ama birkaç yazım hatası takıldı gözüme.   

Güzel kapak (%5): 3/5

Kapağı çok kötü ya. Birkaç versiyonu var, hepsi kötü :D

Final puanı: 3,05

Sonsuzluk Halkası 1: Zamanda Bir İsyan (Infinity Ring, #1)

Kitap Adı: Sonsuzluk Halkası 1: Zamanda Bir İsyan
Özgün Adı: Infinity Ring 1: A Mutiny in Time
Kitap Yazarı: James Dashner
Çeviren: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 192
Baskı Yılı: 2016


Bu kitabı deli gibi merak etmemin tek bir sebebi var, o da ön kapağının iç kısmında bulunan kapak. Ne demek istediğimi anlamadıysanız instagramda fotoğrafta gösterdim :D Kapağın üzerinde "burayı kitabı okuduktan sonra açın." uyarısı olduğunu görünce ben merakten deliye döndüm tabii :D

Sonsuzluk Halkası aramıza yeni katılsa da aslında 4 yıl önce yazılan 8 kitaplık bir seriymiş. İlk kitabı James Dashner yazmış olsa da diğer kitaplar başka yazarlardan çıkma ama sanırım Dashner serinin editörlüğünü falan da yapıyor. 

Bununla ilgili bir bilgiye ulaşmış değilim ama hem kapakları hem de içeriği itibariyle bu serinin bir çocuk serisi olduğunu düşünüyorum. O yüzden kafanızdaki "Bir Labirent serisi kadar iyi mi, deli gibi okur muyuz?" sorusuna cevabı bulabilirsiniz: Hayır :D 

Kitabın kötü olduğunu söylemek için hiçbir sebep yok ortada ancak "Vay be! Bu kitabı kesinlikle okumalısınız." kitabı da değildi açıkçası. Zaten çok kısa bir kitap, merak ediyorsanız 2 saatte falan bitirebilirsiniz. 



Kitap zaman yolculuğuyla ilgili. Tarih boyunca "kırılma" denen önemli olaylar yaşanmış ve bunlar zamanın akışını etkilemiş. Biz kitabı okurken artık tarihin akışı bozulmuş ve birilerinin geçmişe giderek bu kırılmaları engellemesi ve tarihi normal akışına geri döndürmesi gerekiyor. İki çocuk olan Dak ve Sera da "Sonsuzluk Halkası" denen zaman makinesini kullanarak bu görevi üstleniyorlar.

Kırılma denen şeyleri sevdim çünkü bu olaylar aslında bizim de bildiğimiz, tarihteki önemli anlar olarak tasarlanmış. Örneğin biz ilk kitapta Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfedeceği o gemi yolculuğuna gidiyoruz. Böyle detaylar okumak keyifliydi.

Bu arada kitabın bir oyunu falan da var sanırım. İlginizi çektiyse ona da bakabilirsiniz. Bir de şu kitabı okuduktan sonra açılması gereken kapak var ya hani, içinden çıkan şey beni hayal kırıklığına uğrattı :D

Dediğim gibi kitap güzel ama favori değil. Bir Labirent hiç değil :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Ortlaama bir kurgu. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı, zaten kısacık bir kitap. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Aynen isim :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Ortalama kitaba ortalama kapak :D

Final puanı: 3,75

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Dışarıda Neler Oluyor? - Sonsuz Boşluk

Kitap Adı: Dışarıda Neler Oluyor? - Sonsuz Boşluk
Özgün Adı: Out of this World
Kitap Yazarı: Clive Gifford
Çeviren: ?
Yayınevi: Genç Timaş
Sayfa Sayısı: 128
Baskı Yılı: 2016


Bir tatlış bilim kitabıyla daha karşınızdayım, böyle üst üste güzel denk geldi :D Bu Timaş'ın yeni çıkan kitabı, sıcak sıcak elime ulaştı :D Ciltli basmışlar ve iyi ki de öyle yapmışlar çünkü çok güzel olmuş. Kapağına da bayıldım.

Bu kez konu uzay. Kitapta Dünya ve Güneş'in yapısı, gezegenler ve özellikleri, Güneş Sistemi, Samanyolu, uzay yolculukları, uydular, roket bilimi, büyük patlama gibi pek çok konu var. Yine tüm bu konuları gayet basit bir dille ve çizimlerle destekleyerek anlatmışlar. 

Ben yine okurken çok keyif aldım. Bu konular zaten yine hayranlıkla takip etmeye çalıştığım konulardan. O yüzden kitabı çok beğendim. Bence ortaokul, hatta duruma göre ilkokul seviyesindeki çocuklar bile okuyabilir. Saçmasapan oyuncaklar almak yerine böyle bir hediye çok daha anlamlı olur diye düşünüyorum. 



Timaş son zamanlarda güzel çıkışlar yapan yayınevlerinden bir tanesi. Normalde pek bana hitap eden kitaplar çıkarmazlar, daha çok tarih kitabı falan basıyorlardı. Ancak Genç Timaş'ın da ortaya çıkmasıyla cidden güzel kitaplar çıkarmaya başladılar. İçimdeki Müzik, Babil Taşı bunlardan sadece birkaçı. O yüzden yayın repertuarlarını genişletmelerinden oldukça memnunum. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
En sevdiğim konular, kolay ve keyifli bir dille anlatılmıştı. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı, zaten kısacık bir kitap. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Kitabın bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü yazım hataları var ve bazı görseller yazıların bir kısmını kapatacak şekilde duruyordu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Maalesef :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağına BAYILDIM! 

Final puanı: 3,6

6 Ağustos 2016 Cumartesi

Ben Bilmem Gen'im Bilir

Kitap Adı: Ben Bilmem Gen'im Bilir
Özgün Adı: What's in Your Genes
Kitap Yazarı: Katie Mckissick
Çeviren: Samet Öksüz
Yayınevi: Say
Sayfa Sayısı: 247
Baskı Yılı: 2016


Bu kitap yeni çıktı ve ilk gördüğüm zaman çok ilgimi çekmişti. Çünkü genetik! Çünkü kapağı eğlenceli gözüküyor! Çünkü herkes için! :D

Biyolojiye, özellikle genetiğe büyük bir ilgi duymama rağmen salt bilimsel bilgi içeren kitapları okurken sıkıntıdan patlıyorum :D Dolayısıyla böyle keyifli bir dille yazılmış, sadeleştirilmiş içeriğe sahip kitapları okumaya bayılıyorum.

Ben Bilmem Gen'im Bilir de tam böyle bir kitap. İçinde genetik mutasyonlardan, DNA yapısına, Mendel kanunlarından, mayoz ve mitoz bölünmeye kadar pek çok konu var. Ancak bu konuların hepsi herkesin anlayabileceği kadar basit bir dille anlatılmış. Ayrıca kitabın içinde çok tatlı çizimler var ve yazar inanılmaz komik. Pek çok yerde kahkaha attım :D

Bunda çevirmenin etkisini de kesinlikle takdir etmek gerek. Kitabın orijinali komik olabilir ama bunu bize bu kadar güzel aktaran kişi çevirmendir. O yüzden çeviriyi de çok beğendiğimi söylemeliyim.



Yazar girişteki şu sözleriyle aslında kitabın tarzını özetlemiş:

"Kitabın ilerleyen bölümlerinde sizin için kromozomların ilkel mağara resimlerini çizecek, proteinler hakkında belden aşağı şakalar yapacak ve mümkün olan her tarihi bilim insanı ile dalga geçeceğim. Eğer kalıtım bilimine ciddi bir bakış açısı arıyorsanız, bu sayfalar içerisinde aradığınızı bulamayacaksınız. Onun için çok sayıda ders kitabı mevcuttur (onları ayrıca takoz olarak da kullanabilirsiniz)."

Siz de bilimsel içeriklerle benim gibi sorunlar yaşıyorsanız bu kitap tam size göre. Cidden okuması oldukça keyifliydi. Üniversite okuyan/okumuş (hatta belki de lise mezunu) biri olarak  muhtemelen bilmediğiniz pek fazla şeyle karşılaşmayacaksınız, ancak bildiklerinizin üzerinden böyle eğlenceli bir şekilde geçmek de güzel olur diye düşünüyorum.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Daha önce hiç böyle kurgusal olmayan bir kitabı puanlamamıştım sanırım ama içindeki bilgilerin organizasyonunu da burada değerlendirebiliriz bence. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Keyifli bir dili olduğu için akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Çeviri on numara.

Orijinal isim (%10): 2/5
Aslında basitçe "Genlerinizde Ne Var?" ama böyle ilgi çekici bir isim seçilmiş :D İsimdeki zekice kelime oyunu için veriyorum bu puanı :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapağı ilgi çekici, beni oku diyor bence :D

Final puanı: 3,85


5 Ağustos 2016 Cuma

Harry Potter and the Cursed Child (Harry Potter, #8)

Kitap Adı: Harry Potter and the Cursed Child
Kitap Yazarı: J.K. Rowling, John Tiffany, Jack Thorne
Yayınevi: Little Brown
Sayfa Sayısı: 343
Baskı Yılı: 2016



Harry Potter rolünde
Jamie Parker
Cursed Child! Bu kitap benim Salı günü elime geçti ve Çarşamba günü de okumaya başladım ve dün de bitirdim :D Epey merak edilen bir kitap olduğu için hayatımın en kapsamlı inceleme yazısını yazmaya çalışacağım :D Tabii ki spoiler yok! :D

Öncelikle bu Rowling, John Tiffany ve Jack Thorne ortaklığında ortaya çıkmış bir tiyatro eseri. Odakta Harry'nin oğlu Albus Severus Potter ile Draco'nun oğlu Scorpius var. Konuyu çok kısaca şu şekilde anlatabilirim:

Hermione Granger rolünde
Noma Dumezweni
Üçbüyücü Turnuvası'nı hatırlarsınız. Ve orada ölen Cedric Diggory'yi. Albus, babasının o büyük şöhretinden ve Harry Potter'ın oğlu olarak anılmaktan pek de memnun değil. Onun yüzünden pek çok masum insanın öldüğünü ve bunun adil olmadığını düşünüyor. Ölen bu masum insanlardan biri de Cedric. İşte Albus da zamanda geriye giderek Cedric'in ölümünü engellemesi gerektiğini düşünüyor. Bunun için en yakın arkadaşı Scorpius ile Sihir Bakanlığı'nın el koyduğu bir Time Turner'ı gizlice alarak Turnuva'nın olduğu zamana geri dönüyorlar.

Albus Potter rolünde Sam Clemmett
Tabii ki işler istedikleri gibi gitmiyor ve macera başlıyor :D Geçmişe müdahale etmek bizi farklı senaryolara götürüyor ve biz de bunları okuyoruz. Bu zamanda yolculuk hikayesi ile bazı eski sahneleri görmek çok güzeldi benim için. Harry'nin anne babasının öldürüldüğü o sahneyi görüyoruz, Severus Snape'li bir sahne var. Voldemort'u tekrar görüyoruz. Güzeldi yani.

31 Temmuz'da oyunun galası yapıldı ve aynı gün tüm dünyada tiyatro metni kitap olarak da yayınlandı. D&R sağolsun, tüm dünyayla aynı anda bizlerle de kavuşturdu kitabı.

Scorpius Malfoy rolünde
Anthony Boyle
Kitabı biraz inceleyecek olursak 2 bölüm haline okuyoruz biz oyunu. Kitabın sonunda da oyuncuların isimlerinin olduğu bir bölüm, hikaye ekibinin kısa hayat hikayeleri falan var. Benim elimdeki Little Brown yayınevinden olan versiyonu ve bildiğimiz siyah cildi var. Yabancı bookstagramlarda gördüğüm kadarıyla başka yayınevlerinden çıkma versiyonları ve renkli ciltli olanları da var.

Ron Weasley rolünde
Paul Thornley
Kitap bize "Sekizinci hikaye. On sekiz yıl sonra." sözleriyle sunuldu ve Harry Potter serisinin sekizinci kitabı olarak anılıyor. J.K. Rowling bunun Harry Potter'ı içeren son hikaye olduğunu söyledi. Rowling tiyatro eseri olarak kalmasını ve film olmasını istemediğini belirtse de yapım ekibinin hasılata göre bir film projesi başlatabileceğine dair dedikodular var. Rowling bunun Harry'li son kitap olduğunu söylese de Büyülü Dünya'yı devam ettirecek gibi duruyor. Söylentilere göre Fanstatik Canavarlar'ın ikinci kitabını yazmış bile.

Draco Malfoy rolünde
Alex Price
Yazı boyunca sağda solda başrollerdeki isimleri görüyorsunuz. Kuşkusuz bunlardan en çok tartışılanı Hermione rolündeki siyahi oyuncu oldu. Saçmasapan ırkçı yorumlar falan yapıldı. Ancak ekip geri adım atmadı ve Hermione'u Noma Dumezweni oynadı. Ben burada yalnızca başrolleri paylaştım, merak ettiğiniz tüm oyuncuları internette bulabilirsiniz.

Kitap çıktığı andan itibaren yabancı okuyuculardan beğenmedikleri yönünde yorumlar gelmeye başladı. Hatta ben Goodreads'de "bu saçmalıktan çok daha iyi fanfictionlar okudum." diye bir yorum okumuş ve çok üzülmüştüm.

Ancak benim fikrime gelecek olursak, beğenmeyenler halt etmiş :D Nesini beğenmediler bilmiyorum. Ben okurken çok keyif aldım. Tempo inanılmaz yüksekti. Tiyatroda izleseydim yerimde duramazdım. Çok heyecanlı sahneler vardı. Keşke biz de oyunu izleyebilsek. Galada yapılan bir röportajda Rowling "Oyunu olabildiğince çok yere ulaştırmaya çalışacağız." gibi bir şey demişti. Bakarsınız, Türkiye'ye de gelirler. 1 gün bile gelseler yeter :D


Şimdi biraz kitapla ilgili sıkça gelen sorulara bakalım istiyorum:

1. Kitap İngilizce mi?

E yani, doğal olarak :D

2. Ne zaman çevrilecek?

YKY yakın zamanda çevrileceğini açıkladı.

3. Kitabın içi normal kitap gibi mi?

Hayır, bildiğimiz tiyatro metni. İsimlerin karşısında replikler yazarak ilerliyor.
"X: Ben gidiyorum.
 Y: Ben de geliyorum." gibi.

4. Kitabı nereden aldın? Türkiye'de satılıyor mu?

Ben D&R'ın internet sitesinden aldım. Şimdi kontrol ettiğimde 13 Ağustos'ta ön satışta gözüküyor. Sanırım stoklarını yeniliyorlar. Bunun dışında nereden alabilirsiniz bilmiyorum.

5. Oyuncular filmdekilerden farklı mı?

Evet, gördüğünüz gibi tamamen yeni bir kadroyla sergilendi oyun.

Sanırım sıkça aldığım sorular bu kadar. Yine de aklınıza bir şey takılırsa istediğinizi sorabilirsiniz. Vereceği puan belli ama yine de usulen yapalım :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 5/5
Ben çok beğendim, okurken inanılmaz keyif aldım.


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 5/5

Çok sürükleyiciydi, heyecanım hiç azalmadı. 

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzel.  


Güzel kapak (%5): 5/5

Kapağı çok güzel.

Final puanı: 5