Kitap Adı: Ağrı Dağı
Özgün Adı: AraratKitap Yazarı: Christopher Golden
Çeviren: Cihan Karamancı
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 320
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2018
Ağrı Dağı'nı ilk gördüğüm andan beri okumak için gerçekten çok heyecanlıydım. Kitap da bu heyecanımı hiç karşılıksız bırakmadı, çok güzel bir hikaye verdi bana. Bu kitabı görene kadar Nuh'un gemisi ile ilgili bir kurgu okumak aklımın ucundan bile geçmezdi ama kitabı görünce de "evet ya, harika bir konu! Neden daha önce yazılmamış ki?" falan dedim :D
Kitabı bitirdikten sonra Nuh tufanı ile ilgili biraz daha araştırma yaptım. İnternet tonlarca bilgiyle dolu çünkü bu olay insanlık tarihinin paylaştığı en popüler anlatılardan biri olabilir. 3 semavi dinde, 3 kutsal kitapta anlatılmasının yanında Sümerler'e Babiller'e kadar dayanan, Gılgamış Destanı'nda bile kendine yer bulan bir olay.
İşin daha da garibi, Tevrat'ta bu geminin tufan sonrasında Ararat Dağı'na, yani Türkçe'ye Ağrı Dağı olarak çevirdiğimiz yere oturduğu yazıyor. Tabii uzmanlar birçok açıdan bunun bizim Ağrı Dağı olamayacağına kanaat getirmiş sonradan.
Diğer tarafta bu olayın tamamını sorgulayanlar da var. Yaşanan sel baskınının binlerce fit yüksekliklere çıkmasının imkansız olması, o dönemde böyle bir sele dayanabilecek bir geminin inşası, o kadar yükseğe çıkılsa bile o basınç seviyesinde insanların hayatta kalamayacağı, her canlı türünün gemiye alınması... Bunlar yıllardır süregelen tartışma konularından sadece bazıları.
Bu tartışmaları kitapta da görüyoruz tabii ki. Meryem ve Adam, iki maceraperest tırmanıcı. Ağrı Dağı'nda yaşanan bir çığdan sonra daha önce orada olmayan bir açıklık keşfedildiğini haber alıyor. Bunun Nuh'un Gemisi olabileceğini düşündükleri için dağa tırmanan ilk ekip olmak üzere hemen yola koyuluyorlar. Fakat gemiye ulaştıklarında dehşet verici şeyler olduğu ortaya çıkıyor. Gemide gizemli bir tabut ve diğerlerinden daha az deforme olmuş bir ceset buluyorlar. Üstelik bu ceset tam oalrak insan formunda da değil.
Kitabı okurken gerçekten büyük bir heyecan yaşadım. Neler olduğunu çözebilmek için kendimi kemirdim :D Kitap boyunca devam eden "binlerce yıllık sırlar bazen hiç açığa çıkmamalıdır." tadında gergin bir hava çok hoşuma gitti. Olaylar Türkiye'de geçtiği için Türk yetkililer falan görmek de ayrı bir keyifti benim için. Her şeyiyle çok güzel bir kitaptı benim için, mutlaka okumalısınız diyorum! :D
Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Konuyu çok beğendim.
Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Güzeldi.
Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Birkaç şeye takıldım ama bu benim ekstra hassasiyetimden dolayı olabilir :D
Orijinal isim (%10): 5/5
Ararat!
Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak film kapağı gibi değil mi? Bir filmi falan mı var diye baktım hatta :D
Final puanı: 4,5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder