25 Ocak 2018 Perşembe

Güç

Kitap Adı: Güç
Özgün Adı: The Power
Kitap Yazarı: Naomi Alderman
Çeviren: Özden Umut Akbaş

Yayınevi: Misis Kitap
Sayfa Sayısı: 408
Baskı Yılı: 2017

Güç, belki de 2017'nin en iddialı kitaplarından biriydi. Yılın son günlerinde çıktı ve ben de inanılmaz merak ediyordum zaten. İnanılmaz bir konusu var, Women's Prize ödülü almış, kapağında Margaret Atwood'un övgüsü var. Daha ne diyeyim yani?

"Ya güç kadınların elinde olsaydı?" sorusuyla başlıyor kitap. Genç kadınlar vücutlarında bulunan ve kas çilesi denen bir "oluşum" ile elektrik yayabildiklerini keşfetmeye başlıyor. Bu her gün daha fazla kadında ortaya çıkmaya başlıyor ve en sonunda anlaşılıyor ki artık gelecek her dişi bebek bu özellikle doğacak. Bunun ne anlama geldiğini görebiliyor musunuz? Bin yıllardır devam eden erkek egemenliği artık yok. Kontrol ansızın gezegendeki tüm erkeklerin elinden kayıp gidiyor. 

"Başını geriye atarak göğsünü öne çıkardı ve adamın bedeninin tam ortasına büyük bir akım verdi. Adamın göğsünde ve boğazında, kızıl dereler ve ırmaklar akmaya başladı. Sonra elini kalbinin üstüne koydu ve hayatını aldı."

Kadınların gücün artık kendilerine geçtiğini fark ettikçe dünya çapında isyan etmeye başlıyorlar. Ülkelerin yönetimleri tek tek ele geçiriliyor. Çeşitli ülkelerdeki, yaşlardaki kadınların ilk kez gücünü hissetmesi ve isyan etmeleri inanılmazdı. Çok etkileyici sahneler vardı. Özellikle Suudi Arabistan'daki devrim bölümünü okumak, oradaki kadınların ekstra dezavantajlı olduğunu düşününce inanılmaz çarpıcıydı.

"Savaş çoktan başladı. Erkeklere karşı aile içi şiddet rakamlarını gördün mü? Kadınlar tarafından öldürülen erkek sayısını?"


İşler böyle ilerlerken kitap boyunca bir geri sayım da yapılıyor. Bunun vardığı yer de etkileyiciydi benim için. Yani kitapta her şeyden etkilendim. Bu kadar büyük bir güce sahip olmanın yarattığı ortam... Bir ülke erkeklerle ilgili bazı yasalar çıkarıyordu örneğin. Erkekler artık araba kullanmayacak. Her erkeğe bir kadın vasi atanacak ve onun yazılı izni olmadan erkekler dışarı çıkamayacak. Erkeklerin oy kullanma hakkı bulunmayacak. Erkekler işletme sahibi olamayacak. 

Hal böyle olunca dinlere de dokunuyorlar tabii. Kadın egemen dünyası, tüm dinlerde erkeklerin eşdeğeri kadınlara yönelmeye başlıyor. İnanılmaz çarpıcı bir alıntı daha var örneğin burada:

"Yahudiler: Musa'ya değil, Miryam'a bakın ve ondan bir şeyler öğrenmeye çalışın. Müslümanlar: Muhammed'e değil, Fatma'ya bakın. Budistler: Özgürlüğün annesi Tara'yı hatırlayın. Hristiyanlar: Ruhunuzun kurtuluşu için Meryem'e dua edin."

Özetle, bu kitap hayatımda okuduğum en çarpıcı, en etkileyici kitaplardan biriydi. Zaten hakkında müthiş yorumlar var ve kendi türünde klasikleşeceği, bir kült esere dönüşeceği düşünülüyor. Şimdi düşünüyorum da, umarım bu kitabın sağlam bir filmini de izleyebiliriz. Tek kelimeyle mükemmel olur!

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok iyiydi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Su gibi olduğunu söyleyemem. Yoğun bir konusu olduğu için bir tık etkiliyor ama yine de meraktan okumaya devam ediyorsunuz. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Daha ne olsun :D

Güzel kapak (%5): 5/5
Kitaba yakışır bir kapak bence :D

Final puanı: 4,55

1 yorum:

  1. Ne zaman bi kitaba yüksek puan versen, beynimde bir kaşıntı başlıyor. Şimdi bu kitabı bulup okumam lazım. :D

    YanıtlaSil