8 Haziran 2014 Pazar

Sis ve Gece


Kitap Adı: Sis ve Gece
Kitap Yazarı: Ahmet Ümit
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 265
Baskı Yılı: 2010

Yeni çıkan bir iki kitabı hariç uzuun zamandır Ahmet Ümit okumamıştım. En son 2 yıl önce bir çok kitabını ardarda okuduğumu hatırlıyorum. Kitaplığımda gözüme takıldı da elime aldım ve okuyayım artık dedim Sis ve Gece'yi.


+Yanlış düşünüyorsunuz. Polisler de sizin gibi insan. Hepsinin ailesi, çocukları var. Görevlerini yerine getirerek evlerini geçindirmeye çalışıyorlar.
-Görevlerini nasıl yerine getirdiklerini akşam haberlerinde dinliyoruz. İşkencede sakat kalan insanlar...

Evli ve çocuklu bir MİT görevlisinin aşık olduğu kızın kaybolmasını anlatıyor hikayemiz. Ahmet Ümit'i ilk kez İstanbul Hatırası ile okumuştum ve hayran olmuştum. O zamandan beridir Beğenmediğim kitabı olmadı zaten. Bazılarını bayıldım, bazıları daha az güzeldi ama muhakkak her kitabını beğenerek okudum. Sisi ve Gece de bunlar arasında elbette. Ahmet Ümit'in akıcı, güzel üslubu ve güzel de bir hikayeyle bir iki günde belki bir günde bitirelebilecek bir kitap. (Ben finallerle boğuşurken, minibüsten minibüse okumayla 8 günde bitirmişim o ayrı mesele :D)

Okurken dikkatimi çekti, daha önceki kitaplarında da böyle şeylerle karşılaştığımı hatırlar gibi oldum; Ahmet Ümit bazı kelimelere takılıyor ve kitap boyunca bu kelimeyi sıklıkla tekrarlıyor. Sis ve Gece'nin şanslı kelimesi: İkircim. Bu kadar çok geçince ben de merak ettim anlamını, açıp baktım; kuşku, şüphe gibi anlamları varmış.

Sonlara doğru Cuma isminde bir maphusun hikayesini paylaşıyor Ahmet Ümit bizimle. Ben okurken etkilendim açıkçası. Düşündüm ki belki benim de böyle danışanlarım olacak iki sene sonra. Bizim işin en ağır kısmı bu bence; katiline, sapığına, tecavüzcüsüne yardım etmemiz gerekiyor. Çünkü insan ayrımı yapmamalıyız, karşımızdakini sadece insan olarak görüp dinlemeli ve sorununu çözmesine yardımcı olmalıyız. Neyse, minibüste kitap okurken baya hayatı sorgulamışım sanırım :D

Gelelim kitabın sonunaa. Şaşırtıcı mıydı? Evet, bitirince şaşırdım. Ama bir İstanbul Hatırası değildi :D O kitap benim gönlüme taht kurdu bir kere, yerini kaptırması için Ahmet Ümit'in çok çok çok güzel ve değişik bir roman yazması gerekiyor. Kitaba 8 puan vererek noktalayalım o zaman.

Artık okumadığım kitaplar yığılmaya başladığı için, okumadığım kitapların hepsini topladım ve rastgele numara verme programı ile sıraya dizdim. Olabildiğince o listeye bağlı kalıp elimdeki kitapları eritmeye çalışacağım, artık yeter :D Dolayısıyla sıradaki kitap: Ted Dekker & Tosca Lee ortak yapımı Yasaklı.

Herkese keyifli okumalar...

2 yorum:

  1. Merhaba, eğer darılmazsanız Ahmet Ümit'in tek avantajının medyatik olmak olduğunu düşünüyorum. Tasvirleri ve anlatımları kusursuz olsa da bence polisiye yönü çok zayıf bir yazar. Hatta öyle ki, bu kitaptaki Mit elemanı, hayatında bir Ahmet Ümit kitabı okumuş olsaydı kayıp kızı kitabın yarısına gelmeden bulurdu. Ahmet Ümit'in diğer kitapları hakkındaki yorumları okumak isterseniz: http://ucalisan.blogspot.com.tr/search/label/Ahmet%20%C3%9Cmit

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoo neden darılayım, haklı olabilirsiniz :) Yorum için teşekkürler :)

      Sil