12 Aralık 2016 Pazartesi

Sonat

Kitap Adı: Sonat
Kitap Yazarı: Işılsu Gültekin
Yayınevi: Müptela
Sayfa Sayısı: 449
Baskı Yılı: 2016


Biliyorsunuz, ben normalde bu tarz okumuyorum. Ancak Sonat ilgimi çekmişti. Oldukça güzel bir kapağı var. O yüzden biz de bir grup okuması yapmaya karar verdik ama sonra bir şeyler oldu, neyse sonuç olarak okumuş oldum :D

Kitapla ilgili eleştiri olarak sunabileceğim bir kaç husus var. İlki ana karakterlerin ismi, Hazan ve Hazar. Bu olayın altı "İsimlerinin arasındaki farklı olan tek harf, hayatlarını iki yaka gibi ayıran bir köprüydü" cümlesinden çok daha sağlam bir hikayeyle, bir açıklamayla doldurulsaydı güzel bir ayrıntı olabilirdi. Ama bu haliyle kafa karışıklığından başka bir işlevini göremedim ben.

İkinci olarak çok fazla karakterler, Türkçe ve Rusça bir sürü isim ve Hazan-Hazar karışıklığı yetmezmiş gibi yazar bir de kişilere nasıl hitap edeceğine bir türlü karar verememiş. Bazen karakterlere çocuk, kız, genç çocuk gibi tabirlerle de hitap ediyordu. Bu olayı bir miktar daha karıştırmış.

Şimdi gelelim esas karışıklığa :D Bu sorunu nasıl tanımlayacağımdan emin değilim ama bence en baştan, kitabı yazımıyla ilgili bir problem. Şöyle ki hangi replik kime, hangi betimleme kime ait karman çorman olmuş. Instagramda kitabın yorumlarına göz attığımda hemen herkesin bunu bir problem olarak gördüğünü fark ettim, ki gerçekten de öyle. Şimdi ne olduğunu bir örnekle açıklayacağım :D

"Baloyu yapacağım. Paraya ihtiyacımız var." Hazar yatakta doğrulurken kükredi.

"Şu odaya kafana göre girme!" Sergei gözlerini devirerek elini salladı.

Yukarıda gördüğünüz ilk replik Sergei'ye ait. Hemen ardından, replik biter bitmez gelen hareket Sergei'ye değil, Hazar'a ait. İkinci replik yine Hazar'a ait ama ondan sonra gelen tasvir ise Sergei için. Kitap baştan aşağı böyle, bunun gibi onlarca örnek var. 



Normalde repliğin hemen ardından gelen ifadenin yine o cümleyi söyleyen kişiyle olmasını bekleriz. Diğer kitaplarda böyle en azından, ben ilk kez böyle bir şeyler karşılaşıyorum. Çok fazla karakterin olduğu sahneleri böyle bir dizimle okudunuğuzda cidden her şey karman çorman oluyor. Kim ne söylüyor, ne yapıyor oturup tek tek kontrol etmeniz gerekiyor :D 

Okuyunca normal dizilim bekliyor ve ilk cümleyi Hazar, ikinci cümleyi ise Sergei söylüyor gibi algılıyorsunuz, ardından gelen ifadelere bakınca. Ama yazar nedense sürekli çapraz yapmayı tercih etmiş :D

Bir başka şey de bence kitabın türüyle ilgili, yazar bence yine aşk mı yazsın yoksa aksiyon mu, net olamamış. Kitap sonlara doğru tamamen bir koşuşturma, bir savaşla geçiyor adeta. Kalaşnikoflar, adam öldürmeler, rehin alınmalar... Ayrıca Hazan'ın geçirdiği değişim hiç gerçekçi değildi benim için. Sıradan basit bir lise öğrencisinin elinde bir ara kalaşnikof vardı, KALAŞNİKOF :D 

Kitaptaki okula yeni gelen kötü çocuk ve ona aşık olan kızımız klişesinden hiç bahsetmiyorum. Bununla ilgili instagramda bir fotoğraf paylaşmıştım zaten, o yüzden tekrar yazmak istemedim. O fotoğrafı paylaştığımda "evet klişe başlıyor ama sonra çok farklı bir hikaye oluyor, diğerleri gibi değil" şeklinde yorumlar almıştım.

Benim için çok da farklı bir şey olmadı kitabı okurken. Sonunda pek çok kişinin aksine hüngür hüngür ağlamadım da, gözlerim bile dolmadı açıkçası :D Sena kitabın sonu için "çok gerçekçi, gerçekten olması gerektiği gibi bitti" demişti. Buna katılabilirim ama bilemiyorum, beni kalbimden falan vuramadı.

Kitabın en çok beğendiğim yanı kapağı, ayracı ve aralarda kullanılan çizimleri oldu. Çizimleri Işılsu'nun arkadaşları falan yapmış olabilir bilemiyorum, her çizimin altında bir isim var, ama güzel iş çıkardıklarını söyleyebilirim. Benim oldukça hoşuma gitti, hem çizimlerin kendisi, hem de ara ara çizimleri görmek.

Hayatımda hiç bu kadar detaylı yorum girmemiş olabilirim :D 2017 ile ilgili planlarımdan biri de buydu, okuduğum kitaplar için daha dikkatli ve detaylı yorumlar yapmak. Bu da ilk olarak Sonat'a nasip oldu, vatana millete hayırlı olsun :D 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 2/5
Üstte açıkladığım tüm nedenlerde ötürü hem konu hem de kurgu "eh" oldu benim için. 


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 3/5

Tüm bu klişelere ve problemlere rağmen okurken hızlı aktığını söyleyebilirim.

Baskı kalitesi (%5): 4/5
Baskısı güzel olmuş, çizimler ve sondaki mektuplar ilginç detaylar. Ama sondaki mektuplar da yanlış dizilmiş :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapağına sevdim ben.

Final puanı: 2,7

1 yorum:

  1. Kalaşnikof kısmında kahkaha attım. :D Gerçekten çok dikkatli bir yorum olmuş. *-* Keyifli okumalar! :D

    YanıtlaSil