23 Şubat 2020 Pazar

Ölüleri Anma Günü (Wallner & Krauthner, #5)

Kitap Adı: Ölüleri Anma Günü
Özgün Adı: Totensonntag
Kitap Yazarı: Andreas Föhr
Çeviren: Saffet Günersel
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2020


Ölüleri Anma Günü, CNR kitap fuarından aldığım yeni Pegasus kitaplarından biri. Ben de adından falan etkilenip hemen almıştım ama kendime not: Kitapların arka kapaklarını okumadan alma! :D Zira arkasında kabak gibi yazıyor ikinci dünya savaşı falan diye ve ben hiç sevmem böyle şeyleri okumayı.

Yıl 1992, genç bir polis olan Wallner bir şekilde eski bir şapelin bodrumunda bir kadın ceseti buluyor, kadın alnından vurulmuş. Sonra bu kadının 1945'te ikinci dünya savaşının sonlarında öldüğü tespit ediliyor. Sonrasında da işte bu kadın kim, niye öldürülmüş, kim öldürmüş falan filan diye araştırıyorlar. 


Özetle kitabı okurken çok sıkıldım. Polisiye falan ama asla merak uyandırmıyor, bir gram bile merak etmedim katil kimmiş bu kadın niye öldürülmüş falan. Ayrıca asla anlayamadığım ve çok merak ettiğim bir şey var: Pegasus neden bu seriye dan diye ortadan dalmış ve beşinci kitabı çevirmiş? :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 1/5
Çooooooook sıkıcı :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 2/5
Enteresan bir şekilde hızlı okunuyor ama asla sürükleyici değil tabii :D 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Olmamış :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Yaani kapak fena değil. 

Final puanı: 1.65

22 Şubat 2020 Cumartesi

Tek Kelime Etme

Kitap Adı: Tek Kelime Etme
Özgün Adı: The Girl Before
Kitap Yazarı: Rena Olsen
Çeviren: Mert Doğruer
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2018


Tek Kelime Etme'yi geçenlerde bir alışverişte almıştım, hem indirimde olduğu hem de adıyla çok ilgimi çektiği için. Okuyacak akıcı ve sürükleyici bir şeyler ararken de elime alıp okumuş oldum kısa sürede.

Kitabın ilk sahnesi Clara ve Glen'in evinde başlıyor. Polisler baskın yapıyor ve ikisini de tutukluyor. Clara ne olduğunu hiç anlayamıyor ve Glen'in son sözleri "Tek kelime etme!" oluyor. Polis sorgusunda Clara'ya Diana diye hitap ediyorlar ve kocasının çok kötü şeyler yaptığını ve büyük suçlardan yargılanacağını falan söylüyorlar.

Kitabın ilerleyen sayfalarında Clara ve Glen'in aslında bir genelev işlettiğini öğreniyoruz. Ama Clara bunu asla kabul etmiyor, oradaki kızların aileleri tarafından istenmediğini kendisinin onlara annelik yaptığını ve eğitim verdiğini söylüyor. Biz de bu şekilde Clara'nın hem sorgu sürecini hem de psikiyatrist ile görüşmelerini okuyoruz ve geçmişe dönerek yıllardır o evde neler döndüğünü görüyoruz.


Gerçekten çok ilginç bir kitaptı. Bir süre genelev işte, niye okuyoruz diye anlam veremedim kitaba. Ama sonra Clara'nın geçmişi ve psikolojik durumu ortaya çıktıkça kitap çok etkileyici bir noktaya ilerledi. Yıllardır o kadar çok beyni yıkanmış ve yaşadıklarını o kadar bastırmış ki aslında neler olduğunu yavaş yavaş keşfettikçe onunla birlikte ben de şaşırdım. Kendisi yanlış bir şey yaptığında, sormaması gereken bir şey sorduğunda hep fiziksel şiddetle cezalandırıldığı için tüm ilişkilerin böyle yürüdüğünü düşündüğü bir sahne vardı mesela. Başka insanlara sorup onların da eşlerine, sevgililerine falan vurmadığını öğrenince gerçekten çok şaşırıyordu. 

Genelevdeki kızların hiçbiri reşit değil zaten ama çok daha küçük çocuklar da var. Dolayısıyla rahatsız edici olabilecek de bir kurguya sahip olduğunu söyleyebilirim. Sonuç olarak, kitaba bayılmadım ama farklı bir kurgu okumuş oldum. Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz ama bir yerlerde görür de şans vermeyi düşünürseniz de fena olmaz yani :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Enteresan bir konusu vardı. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Yaani idare eder. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Ne alaka? :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak fena değil. 

Final puanı: 3.6

16 Şubat 2020 Pazar

Vadedilmiş Yokyer (The Promised Neverland, #1)

Kitap Adı: Vadedilmiş Yokyer
Özgün Adı: The Promised Neverland
Kitap Yazarı: Kaiu Shirai
Çeviren: Alp İlkkurşun
Yayınevi: Gerekli Şeyler
Sayfa Sayısı: 192
Baskı Yılı: 2020


Vadedilmiş Yokyer'in animesini önermişti bir arkadaşım uzun zaman önce. Ama o zaman izlemeye fırsatım olmamıştı. Sonra Gerekli Şeyler'in mangayı çevirdiğini gördüm ve fuarda hemen aldım. İNANILMAZ GÜZELDİ. Yani gerçekten manga kategorisinde Death Note'dan sonra okuduğum en iyi mangaydı bence.

Bir çocuk yurdunda başlıyor manga. Emma anlatıyor bize hikayeyi. Doğduğundan beri o yurtta, diğer pek çok çocukla birlikte büyümüşler. Anne dedikleri bir yurt müdiresi var, çocuklarla o ilgileniyor. Çocuklar inanılmaz zeki, çok mutlular ve çok özgür bir ortamda büyüyorlar. Her sabah teste tabi tutuluyorlar, sonra oyun oynuyorlar, ev işlerine falan yardım ediyorlar. Ve zamanı geldiğinde çocuklara koruyucu aileler bulunuyor ve yurttan ayrılıyorlar. Ancak bir gün bir çocuk yurttan ayrılırken Emma ve Norman bir şey görüyorlar. Ve bugüne kadar bildikleri her şey yerle bir oluyor. 


Gerçekten çok şaşırtıcı, çok keyifle okunan ve inanılmaz sürükleyici bir kurgusu vardı. Çok beğendim, sonra gittim hemen animesini izledim. Anime manganın bu ilk cildine göre çok ileride. Ama hala doymadım, manganın ilerleyen sayılarını da okumaya devam edeceğim. 160 küsür bölüm olmuş durumda ve şu an hala devam ediyormuş. Mutlaka ama mutlaka okumalısınız, ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldiii. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
İnanılmaz sürükleyici!

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi, çizimler de güzel. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı da güzel :D

Final puanı: 5

12 Şubat 2020 Çarşamba

Adam Manfried (Manfried the Man, #1)

Kitap Adı: Adam Manfried
Özgün Adı: Manfried the Man
Kitap Yazarı: Caitlin Major & Kelly Bastow
Çeviren: Tuğçe Nida Gökırmak
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
Baskı Yılı: 2020


Adam Manfried, çooook tatlı bir çizgiroman. Kedilerin insan gibi yaşadığı ve insanları evcil hayvan olarak beslediği bir dünyadayız :D Steve Kedioğlu da Manfried adını verdiği bir insan besliyor. İşleri pek yolunda gitmiyor, pek sosyal biri de değil. O yüzden hayatındaki en önemli şey Manfried. Ama bir gün dikkatsizliği sebebiyle Manfried evden kaçıyor. Biz de hem Steve'in hayatına bakıyoruz hem de evcil adamını arama sürecini okuyoruz.


Gerçekten çoook güzeldi. Manfried çizimlerine bayıldım, aşırı tatlı bir evcil adam çizmişler cidden :D Özellikle evcil hayvanı olanların kesinlikle okuması gerekiyor bence, çok keyif alacağınıza eminim. İkinci kitabı da en yakın zamanda gelir umarım. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldiii. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çizgi roman zaten, tek oturuşta biter.  

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi, çizimleri de çok beğendim. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Yaaani :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak çok tatlı :D

Final puanı: 5

9 Şubat 2020 Pazar

Ateş Böceklerinin Işığı

Kitap Adı: Ateş Böceklerinin Işığı
Özgün Adı: The Light of the Fireflies
Kitap Yazarı: Paul Pen
Çeviren: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2018


Ateş Böceklerinin Işığı'nı Eda'da görmüştüm, o çok beğendiğini ve sonunda çok şaşırdığını söylemişti. Ben de bunun üzerine çok merak edip almıştım kitabı. Yani beni öyle çok şaşırtamadı, dolayısıyla bir "ters köşe" kitabı olamadı benim için ama gerçekten güzel bir kitaptı.

Küçük bir çocuk, bodrumda ailesiyle birlikte yaşıyor. Orada doğmuş, bodrumun dışarısında başka bir dünya olmadığını düşünüyor. Anne babası, ablası, abisi ve büyükannesiyle birlikte yaşıyorlar. Hiçkimse dışarı çıkmıyor, tamamen izole bir dünya. Hiç güneş ışığı da göremedikleri içn vitamin falan alıyorlar. 


Hikaye böyle başlıyor ve biz de küçük çocukla birlikte sorgulamaya başlıyoruz. Abisi bir garip davranıyor, ablasının suratından maske var ve çocuğun yanında asla çıkarmıyor. Anne babası ve büyükannesinin yüzleri yanmış. Ara sıra olayların öncesine giderek bu ailede neler oldu, neden bu bodrumdalar falan gibi sorulara cevaplar buluyoruz parça parça.

Gerçekten çok ilginç bir hikayeydi. Bazı kısımlar rahatsız ediciydi hatta, ne kadar patolojik bir aile diye düşündüm. Ama okumanızı tavsiye ediyorum, daha önce böyle bir kurgu okumadığınıza emin olabilirsiniz :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Çok ilginç bir hikayeydi gerçekten.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Gayet akıcıydı bence. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak fena değil :D

Final puanı: 4.1