24 Haziran 2016 Cuma

Başka Bir Gün (Every Day, #2)

Kitap Adı: Başka Bir Gün
Özgün Adı: Another Day
Kitap Yazarı: David Levithan
Çeviren: Gizem Yeşildal
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 334
Baskı Yılı: 2016


Başka Bir Gün'ü ne okusam diye bakınırken öyle bir anda elime aldım ve başladım. Okuyanların genelde aynı hikayeyi tekrar okumaktan şikayetçi olduğunu görmüştüm ama beni hiç rahatsız etmedi. Çünkü Her Gün'ü yaklaşık bir yıl kadar önce okudum ve çok kabaca hatırlayabiliyorum. Ama arka arkaya okunursa belki sıkıcı olabilirdi.

Bu kitap Her Gün'ün Rhiannon ağzından anlatıldığı versiyonu. Bence güzeldi. A'yı her gün farklı bedende görünce neler hissettiğini, neler düşündüğünü öğrenmiş olduk. 



Kitapla ilgili ne söyleyebilirim, pek bilmiyorum. Önceki kitapta Rhiannon'a kızmıştım, bu kitapta da kızdım ama sonra düşününce hak verdim. Hiçbir sabah yanında uyanamayacağınız, her gece sizi terk edecek, çok farklı bedenlerde görmek zorunda olduğunuz biriyle birlikte olabilir misiniz?

Yalnız, bir şeye takıldım. Biri bana Her Gün'de Rhiannon ile Justin'in nasıl ayrıldığını hatırlatabilir mi? Çünkü bu kitapta daha farklı bir şey olduğunu düşünüyorum. Ama emin de olamıyorum işte :D

Okuması keyifli bir kitap, oldukça akıcı. Ben Her Gün'ü beğenmiştim. Bu kitabı da beğendim. Her Gün kadar çok değil ama yine de beğendim. Beğenmemek için bir sebep göremiyorum :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Güzeldi ama Her Gün ile aynı kurgu. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Gayet akıcı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Çok dikkat etmedim ama bu kitapta Gurur Yürüyüşü rezilliği düzelmişti sanırım, düzelmese yine dikkatimi çekerdi :D

Orijinal isim (%10): 4/5
Another Day!

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapağı eh :D

Final puanı: 4,1

21 Haziran 2016 Salı

Nefesini Tut

Kitap Adı: Nefesini Tut
Özgün Adı: Try Not to Breathe
Kitap Yazarı: Holly Seddon
Çeviren: Özge Küskün

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 446
Baskı Yılı: 2016


Yabancı'nın en yenilerinden olan Nefesini Tut'u elime geçer geçmez okudum çünkü çok merak ediyordum. Kapağının çok güzel olması bunun temel sebeplerinden biri :D

Kitabın konusu da oldukça ilginç. Amy 15 yaşında bir kız. Ama büyük bir sırrı var. Ancak sonra başına bir olay geliyor ve komaya giriyor. Tam 15 yıl boyunca komada kalıyor. 15 yıl sonra bir gazeteci, Alex, Amy'nin başına gelenleri ortaya çıkarmak için tekrar harekete geçiyor. Alex de sorunlu bir kız. Büyük bir alkol bağımlısı. Alkolü bırakmazsa 1 yıl içinde öleceğini söylüyor doktor. 

Kitabın temposunu çok beğendim. Merak düzeyi, gerilim düzeyi falan çok güzeldi. Zaten ilk gün 100 sayfa okuduktan sonra kitabı iyice merak ettim. Olayların arkasında kimin olduğunu öğrenmek için ikinci gün 200, üçüncü gün 150 sayfa daha okuyarak 3 günde bitirdim kitabı :D 



Kitap gerçekten güzeldi. İlerleyişi çok güzeldi, hikaye güzeldi. Amy'nin bölümleri çok çok güzeldi. Ben başta ne olduğunu anlayamadım. Ama Amy'nin komadan bölümleri var ara ara. Kısa bölümler. Çok güzeldi gerçekten. İlk kez komadaki bir karakteri okudum ve öyle birinin düşüncelerini, dışarıyı algılayışını okumak gerçekten güzeldi. 

Ama kitabın finali beni tatmin etmedi. Yani sanki yazar kimi seçeceğine bir türlü karar verememiş, uygun birini bulamamış da öyle rastgele birini seçmiş gibiydi olayların arkasındaki isim için. Ben çok daha çarpıcı, sağlam ve sansasyonel bir açıklama bekliyordum :D Bu anlamda aradığımı pek bulamadım.

Ama tekrar söylüyorum, kitap gerçekten güzeldi. Ben ilk kez koma hikayesi okuduğum için bu kadar beğenmiş olabilirim bilmiyorum ama yine de güzeldi :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Sonu için kırıyorum puanımı. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çok sürükleyiciydi. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 4/5
Bu konuda o kadar takıntılıyım ki çok benzer olmasına rağmen tam çeviri değil :D 

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağına BAYILDIM!


Final puanı: 4,55


18 Haziran 2016 Cumartesi

Kan ve Tuz (Blood and Salt, #1)

Kitap Adı: Kan ve Tuz
Özgün Adı: Blood and Salt
Kitap Yazarı: Kim Liggett
Çeviren: Aslı Dağlı

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2016


Bir süre önce "sıradaki kitabımı siz seçin" demiştim ve seçilen kitap Kan ve Tuz olmuştu. Ben de hemen okumaya başladım. 3 günde de bitirdim zaten.

Kitap beni hiç sarmadı. Öyle dümdüz okudum sadece. Hiç heyecanlanmadım, hiç gerilmedim. Niye böyle oldu bilmiyorum :D Seriymiş zaten, belki de o yüzden kitapta pek bir şey olmuyor. 



Konusunu nasıl anlatacağımdan gerçekten emin değilim. O yüzden tanıtım yazısını bırakıyorum aşağıya :D

"Âşık olduğun zaman, derin bir okyanusa yüreğinden bir parça söküp atmış gibi hissedeceksin. Seni sarıp sarmalayan tek şey kan ve tuz olacak."

Kan ve Tuz… Ash Larkin'in annesinin, uzun süredir kaçtığı ruhani halkına geri dönmeden önce ağzından çıkan son kelimelerdi. Annesini arayan Ash'in yolu Quivira'ya düştüğünde, zamanın ötesindeki bu kasabada uğursuz ve kadim bir şeylerin varlığı onu tutsak etmişti.

Ash bir yandan, atalarından kalan, kavuşamayan âşıklarla ve ölümle, simyayla ve ölümsüzlükle bezenmiş anılarla başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da sırlarla dolu ve kan bağıyla yasaklanmış Dane'den uzak durmaya uğraşıyordu. 

Bu esnada Quivira halkı 500 yıldır süregelen bir törene hazırlanırken, Ash sadece annesini kurtarmak için değil kendisi için de savaşmak ve çok geç olmadan Quivira hakkındaki gerçekleri ortaya çıkarmak zorundaydı. Tamamen kan ve tuzla sarıp sarmalanmadan önce… 


Okurken Ash'e biraz sinir oldum. Çok ayran gönüllü :D Seni çok seviyorum ama başkasına aşık oldum tarzındaki üçlü ilişkilere zaten sinir oluyorum. Bir ona dön bir ona falan :D

Öyle işte. Ben çok beğenmedim ama bu sizin beğenmeyeceğinizi göstermez tabii ki :D Belki de favorileriniz arasına girer kitap. O yüzden alın, bir bakın. Cildi falan çok güzel. Zaten artık Yabancı'nın bu güzel ciltlerine alışmadık mı? :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Eh diyelim :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Beni hiç sarmadı kitap. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Blood and Salt!

Güzel kapak (%5): 4/5 
Bence cildi daha güzel ama kapağı da güzel :D


Final puanı: 3.35

14 Haziran 2016 Salı

Hayalet Kalp

Kitap Adı: Hayalet Kalp
Özgün Adı: The Thing About Jellyfish
Kitap Yazarı: Ali Benjamin
Çeviren: Selen Ak
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 312
Baskı Yılı: 2016


Hayalet Kalp'i Yabancı'da ilk gördüğüm andan itibaren acayip merak etmiştim. Neyse ki hemencecik elime ulaştı da okuyabildim. Buradan Yabancı'ya tekrar teşekkür ediyorum!

Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitap cildiyle, şömiziyle, rengiyle, her şeyiyle inanılmaz tatlı. Bu kitabı alıp okumamam imkansızdı zaten :D

Konu olarak da ilginç. Kapaktan da tahmin edebileceğiniz gibi, evet denizanalarıyla ilgili! :D 12 yaşındaki Suzy, bir gün en yakın arkadaşı Franny'nin denizde boğulduğu haberini alıyor. Sonrasındaysa gittiği bir müzede İrukandji türündeki denizanalarıyla ilgili bir şeyler okuyor ve yılda 150 milyon insanın denizanaları tarafından sokulduğunu öğreniyor. Bu saniyede 4 ila 5 kişi demek! Böylece çok iyi yüzme bilen arkadaşının ancak oldukça zehirli olan İrukandji denizanası tarafından sokularak öldürüldüğüne karar veriyor. 



Hikaye böyle başlıyor işte. Suzy bu konuyla ilgili daha çok bilgi toplamaya başlıyor, bununla ilgili konuşabileceği bir uzman arıyor. Arada geçmişe de gidip Suzy ve Franny arasında olanları okuyoruz. 

İlginç ve güzel bir kitaptı benim için. Okunması da oldukça kolay, bölüm geçişlerinde boş sayfalar falan var. Dolayısıyla 2-3 saatiniz varsa, tek oturuşta rahatlıkla bitirilebilir. Bir sürü ödüle de aday olmuş ve kazanmış bir kitap.

Kitabı sevdim ama nedense favorilerime girdi de diyemiyorum. Bir şey eksik ama tanımlayamıyorum :D Ama kitabı da Suzy'yi de çok sevdim. Ayrıca her bölüm başlangıcında hipotez oluşturmanın aşamalarıyla ilgili kısa kısa bilgiler vardı. Bunu da çok sevdim. Ayrıca yazarın denizanalarını konu olarak seçmesi de çok güzel. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
İnanılmaz akıcı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 0/5
Maalesef orijinal isim kullanılmamış.

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı harika ama siz bir de cildini görün :D


Final puanı: 4,5


Yusufçuk

Kitap Adı: Yusufçuk
Özgün Adı: Un Avion Sans Elle
Kitap Yazarı: Michel Bussi
Çeviren: Menekşe Tokyay
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 445
Baskı Yılı: 2016


Ben aslında Yusufçuk'u üç gün önce falan bitirdim ama yorumunu ancak girebiliyorum :D Kitapla ilgili duygularım biraz karışık. Sevmedim de diyemiyorum, çok sevdim de. Ama şunu net olarak söyleyebilirim; kitap çok uzun. Bu uzunlukta bir kitabın çok çok daha akıcı olması gerekir benim için. Yoksa bunda olduğu gibi "hala bitmedi mi ya" diye söylenirim :D

Aslında hikayesi ilgi çekici ve özgün. 1980'de İstanbul-Paris uçağı bir tepeye düşüyor. Uçağın enkazının yakınlarında bir bebek bulunuyor. Ancak bir problem var. Çünkü uçakta seyahat etmekte olan iki bebek vardı. Bu bebek hangisi?



Hemen aklınıza şu soru geliyor olmalı: Neden DNA testi yapılmıyor? Çünkü yıl 1980. İlk DNA testi 1987'de yapıldı. Dolayısıyla bebekle ilgili bir dava süreci başlıyor. Bebeğin kendilerine ait olduğunu söyleyen taraflardan biri de oldukça zengin, ağırlığı olan bir aile. Polisler araştırmaları yapıyor, kanıtlar falan toplanıyor. Oldukça çekişmeli bir sürecin ardından hakim bebeğin kimliğine karar veriyor. Çok zor değil mi? Aslında bu kararla bebeklerden birini öldürmüş oluyor. 

İşte karar veriliyor, bebek aileye gidiyor falan ama bir dedektif zengin olan ailenin talebiyle davayı yeniden açıyor. Bebek 18 yaşına basana kadar her yıl kendisine yüklü miktarda ödeme yapılacak. Dedektifin tek görevi bebeğin gerçekte kim olduğunu bulmak. 

İlgi çekici bir konu ama dediğim gibi benim için yeteri kadar sürükleyici değildi. Sonunda şaşırtıcı bir şeyler yapmış yazar ama ben az çok ne olduğunu tahmin etmiştim :D 

Bir de yazarın arada Türkiye'yle ilgili abuk subuk söylemleri var ona sinir olmadım değil :D Snapchatte göstermiştim, kadınların hala peçe taktığını falan zannediyor. Dünyadan bu kadar habersiz olduğuna göre mağarada falan yaşıyor galiba :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
İlgi çekici bir konu. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Beklentilerim altında kaldı bu konuda.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun görmedim. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Ne mana :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Sıradan bir kapak, pek bir esprisi yok bence :D


Final puanı: 3,15

7 Haziran 2016 Salı

Fangirl

Kitap Adı: Fangirl
Özgün Adı: Fangirl
Kitap Yazarı: Rainbow Rowell
Çeviren: Müge Kocaman Özçelik
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 411
Baskı Yılı: 2016


Fangirl'ü dakikalar önce bitirdim. Okuması keyifliydi. Böyle bir şey mi bekliyordum emin değilim aslında. Harry Potter'ın işin içine girmesini beklemiyordum :D Doğrusu tam olarak da işin içinde değil. Ama hikayenin içinde sıkça bahsi geçen Simon Snow serisinin çokça Harry Potter'dan esinlenildiği söyleniyor.

Kitapta Cath adında bir kız var, koyu bir Simon Snow hayranı. Simon Snow da yine 11 yaşında öksüz kalmış ve bir tür sihirbazlık okuluna kabul edilen bir çocuk. Bu çocuğun hayatını anlatan 8 kitaplık bir seri bu da. Cath de bu seriyle ilgili oldukça popüler olan, onbinlerce tık alan bir fanfiction yazıyor. 

Hatta Rainbow Rowell bu fanfiction'ı sonradan gerçekten de yazdı. Kitabın içinde Yola Devam olarak çevrilen Carry On kitabı 2015'te basıldı. Onu da okumak istiyorum ama şu aralar İngilizce okuyasım da yok pek :D Ama kitap elimde var yani :D 



Böyle işte, güzel bir kitaptı. Ama oldukça uzun olduğunu söylemeliyim :D Şu haliyle 400 küsür sayfa ama diğer Pegasus kitaplarıyla kıyaslayınca daha küçük bir puntoyla yazılmış. Pegasus her zamanki puntosunu kullansa 500- 550 sayfa falan olurdu bence bu kitap. 

Ayrıca Rainbow Rowell'ı kesinlikle tebrik etmek gerekiyor. Her bölümün başında Simon Snow serisinden alıntılar var, Cath arada okurken de görüyoruz. Kadın kitabın içinde aslında hiç var olmayan 8 kitaplık bir seri için onlarca bölüm yazmış. Resmen kitabın içinde yeniden kitap yazmış. Bu gerçekten çok zor ve takdir edilesi bir yetenek bence :D

Böyle işte, Fangirl uzun zamandır beklenen bir kitaptı zaten. Ben okurken sevdim. Rainbow Rowell'i seviyorum zaten, karakterleri ve kurgusu eğlenceli oluyor hep.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Kurgu konusunda gerçekten çok yetenekli olduğunu düşünüyorum yazarın. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Puntosu küçük olduğu için daha uzun zamanda okunuyordu ama akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir iki tane yazım hatası vardı sanırım ama baskısı falan gayet güzel. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Uygun, güzel bir çeviri bulamıyorum ama ne olursa olsun yayınevi kitaba Türkçe bir isim vermeliydi. Hayran Kız falan nasıl? :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak güzel ya, çok tatlı :D


Final puanı: 4,05

5 Haziran 2016 Pazar

Andrew Brawley'nin Sıradışı Hikayesi

Kitap Adı: Andrew Brawley'nin Sıradışı Hikayesi
Özgün Adı: Five Stages of Andrew Brawley
Kitap Yazarı: Shaun David Hutchinson
Çeviren: Güneş Becerik Demirel

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 344
Baskı Yılı: 2016


Bu kitap ilk çıktığından beri alınacaklar listemdeydi. Hatta Yabancı bir ara 2016'da yayınlayacakları kitapları tanıtmıştı, o zamandan beri merak ediyordum. Sonra arkasında bir de Eren'in yorumunu görünce almak farz oldu :D Ayrıca kitapta çizgiroman vaar, Andrew'in yazdığı çizgiromandan kesitler okuyoruz arada.

Eren'in yorumu şu:

"Andrew'yla tanışın. Görüp görebileceğiniz en kibar, en cana yakın ve eğer yapabilecek olsa tüm dünyayı kurtarmak için kendi hayatından vazgeçebilecek kadar muhteşem bir karakter. Keşke hepimiz dünyaya onun gözünden bakabilsek. Belki o zaman, en büyük mutlulukların aslında küçücük şeylerde saklı olduğunu görebilirdik. Andrew'nun hikâyesi oldukça sıradışı. Sizi merak ettirecek, hüzünlendirecek, kızdıracak, kahkaha attıracak, ters köşeye yatıracak. Ona bir şans verin ve bırakın sizi sonsuz sevgisiyle sarıp sarmalasın. Bu kitabı çok seveceksiniz."



Kitabı beğendim ama favorilerime girecek kadar da çok beğenmedim :D İlginç bir konusu ve farklı bir tarzı var. Hikayenin tamamının hastahanede geçmesi ilgi çekici ve güzeldi benim için. Oldukça sürprizli bir sona sahip olması da başka bir avantaj kitap için :D Ama bilemiyorum, okurken öyle hayran olmadım yani. Bazı kitaplar beni çeker daha en başından favorim olacağı bellidir. Bu kitaptan o elektriği alamadım :D

Konusuyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum çünkü ne kadarı spoiler olacak emin değilim. Anlamadığım bir şey var, kitabın orijinal adı niye Five Stages? Beş aşamalı ne var gerçekten bilmiyorum :D Ben mi göremedim? 

Hoşuma giden birkaç alıntıyı paylaşıp bitireyim.
*
Ama 1984... Bir klasik.
Bu da bir şeyin 'sıkıcı' anlatmanın süslü bir yolu değil mi?
*
Şöyle düşüdnüğümü hatırlıyorum. Yanmak canımı ne kadar acıtsa da, en azından artık içim acımayacaktı.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Bu da güzel.  

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Yazım hatası görmedim, baskısı da güzel. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Five Stages of Andrew Brawley :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak güzel mi değil mi emin olamıyorum :D


Final puanı: 3,6


2 Haziran 2016 Perşembe

Hiçliğin Kıyısında (The Edge of Never, #1)

Kitap Adı: Hiçiliğin Kıyısında
Özgün Adı: The Edge of Never
Kitap Yazarı: J. A. Redmerski
Çeviren: Süreyye Çalıkoğlu
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 467
Baskı Yılı: 2015


Hiçliğin Kıyısında'yı uzuun zamandır okumak istiyordum. Uzun biz zamanda da okudum :D Yaklaşık 10 gün elimde süründü kitap çünkü yumurta kapıya dayanınca artık kitap okumayı bıraktım bir süre :D Aslında güzel de oldu, çünkü tam öyle kafa dağıtmalık, kolay okunabilecek bir kitaptı benim için.

Kitapta Camryn'in yaptığı yolculuğu okuyoruz. Bu arada şu an düşündüm de Camryn çok güzel isim ya :D Neyse, Camryn erkek arkadaşını kazada kaybettikten sonra dağılıyor. Bir gün de bir anlık kararla otobüse atlayıp nereye gittiğini bilmeden yola çıkıyor. Ve bu yolculukta Andrew Parrish ile tanışıyor. Kızların hayalindeki o kaslı yakışıklı erkek :D



Kitabı genel olarak sevdiğimi söyleyebilirim ama Andrew ile ilgili olayın ne olduğunu anladım. Çok ortada değil miydi zaten? Bir de şu cinsellik sahneleri. Neden böyle hissettim bilmiyorum ama ikisi arasındaki ilişkinin cinsellik kısmı çok yapay ya, inanılmaz sahte geldi gözüme her şey :D Muhtemelen o kadar kusursuz olmasından kaynaklanıyor bu. Artık böyle imkansız bir şekilde kusursuz ilişkiler rahatsız ediyor beni, biliyorsunuz :D

Kitapla ilgili daha çok bir şey söyleyemem sanırım çünkü spoiler olur. Ayrıca bence her şey bu kitapta oldu zaten, yazar ikinci kitapta ne anlatacak bilmiyorum :D Hemen okumam muhtemelen ikinci kitabı. 

Böyle işte. Son olarak erotik sahnelerden rahatsız oluyorsanız bu kitabın size uygun olmayabileceğini söylemeliyim. Ama yol hikayesi falan okumayı seviyorsanız bir göz atmanızı öneriyorum.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Ortalamaydı. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcılığı güzeldi, kolay okunuyordu. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Yazım hatası görmedim, baskısı da güzel. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Orijinal isim!

Güzel kapak (%5): 4/5 
Ortalama bir kapak :D

Final puanı: 3,8