Kitap Adı: Yalan Oyunu
Özgün Adı: The Lying GameÇeviren: Aslıhan Kuzucan
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 432
Baskı Yılı: 2019
Böyle entrikalı kitaplar okumayı çok seviyorum biliyorsunuz. Kapağındaki "Eğer biri ölüyorsa buna oyun denmez." cümlesiyle beni hemen yakalamıştı Yalan Oyunu.
Olaylar dört kadının etrafında dönüyor: Kate, Fatima, Thea ve Isa. Biz Isa'nın bakış açısıyla okuyoruz kitabı. Üniversite yıllarında çok sıkı yakın dört arkadaş. Kendi aralarında bir oyun geliştiriyorlar. Birbirleri dışında herkese yalan söyleyerek insanları bu yalanlara inandırmaya çalışıyorlar. Ve hatta bu yalanlarına puanlar verip bir deftere kaydediyorlar. Ancak bir şeyler oluyor ve Kate hariç hepsi okuldan ve kasabadan ayrılıyor.
Yıllar sonra Kate'den gelen "Size ihtiyacım var." mesajı ile hepsi işini gücünü bırakıp Kate'in yanına geri dönüyor. Biz de ara ara geçmiş giderek yıllar önce ne yaşandı ve o zaman olan olaylar bugün başlarına nasıl bir iş açacak diye öğrenmeye başlıyoruz.
Fena bir kitap değildi aslında ama sonu beni pek tatmin etmedi. Hep tetikte okudum ve bir ters köşe bekledim. Gerçekten kurgu buna çok müsaitti ama olmadı. Şu an yazacaklarımın kitabın sonuyla uzaktan yakından alakası olmadığı için rahatlıkla okuyabilirsiniz. Bu kitap şöyle bitseydi, Isa da geçmişte yaşadığı büyük bir travmadan ötürü çoklu kişilik bozukluğ olsaydı ve diğer üç kadın aslında Isa'nın birer kişiliği olsaydı, ve hatta Isa'nın sürekli yanında gezdirdiği bebeği bile gerçek olmasaydı... İşte o zaman hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biri olarak yerini alabilirdi Yalan Oyunu. Ama bu sonla bana çok kuru geldi :D
Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Fena değildi.
Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcı sayılır.
Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu.
Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D
Güzel kapak (%5): 3/5
Kapak fena değil.
Final puanı: 3.75