Kitap Adı: İlahi Komedya - Cehennem
Özgün Adı: Comedia - Inferno
Kitap Yazarı: Dante Alighieri
Çeviren: Feridun Timur
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 299
Baskı Yılı: 2013
Ben bu kitabı yıllar önce Dan Brown'dan Cehennem'i okuduğumda almıştım. Çünkü Brown, o kitabın sıkça atıflar yapıyordu hem bu esere, hem de bu eseri konu alan tabloya. Ama malum destandır, Dante'dir, bana ağır gelir diye bir türlü elim gitmiyordu. Sonra Arşiv'i okurken oradaki karakter bu kitabı okuyordu. Ben de dedim, hadi bir cesareti okuyayım :D
Kitabın bendeki edisyonunun hem iyi hem de kötü yönleri vardı benim için. Okurken biraz sıkılsam da, iyi yönlerinden biri, kitabın başında Dante'nin hayatı, eserleri ve özellikle bu eseri neden yazdığıyla ilgili yaklaşık 50-60 sayfalık bilgilendirmeler vardı. Ben mesela, bu eseri neden yazdığını bilmiyordum.
Dante, gençliğinde, kendinden bir yaş küçük birine aşık oluyor: Beatrice. Şu an bu eseri elimizde tutmamıza sebep olan, belki de Dante'yi bu kadar büyük bir yazara dönüştüren kadın. Beatrice genç yaşta ölünce Dante'nin ızdırapları başlıyor ve o kadına yakışır, unutulmayacak bir eser yazacağına söz veriyor.
Böylece bu eser çıkıyor ortaya: Cehennem, Araf ve Cennet. Dante aslında kendi eserine yalnızca Komedya diyor. Comos (köy, kasaba) ve oda (manzume) sözücklerinden oluşan, bir çeşit "halk türküsü" demek Komedya. Ama daha sonra, tanrısal konuları ele aldığı için Boccaccio tarafından İlahi Komedya olarak adlandırılıyor.
Dante böyle bir ahiret yolculuğuna çıkmaya karar verdiğinde, bunun için dönemin papası tarafından Jübile yılı ilan edilen 1300'ü seçiyor. Cehenneme olan yolculuğu 8 Nisan gecesi başlayıp 9 Nisan gecesi son buluyor. Bu yolculukta ona Latin şairi Vergilius rehberlik ediyor.
Öncelikle biraz Cehennem'in yapısına bakalım. Dante, Cehennem'ini dar ucu aşağı bakan bir huni şeklinde tasvir ediyor. Bu Cehennem'de iç içe 9 daire var. Her bir dairede belirli günahlar var.
Cehennem'e girmeden de bir avlu var, ki burasını çok sevdim. Çünkü burada "korkaklar" bulunuyor. Hayatları boyunca ne iyiye ne kötüye karışmış oldukları için cehenneme olduğu kadar cennete girme imkanınından da yoksun bırakılmışlar. Yaşarken pasif kaldıkları için, iyi ya da kötü hiçbir görüşü benimsemedikleri için, sonsuza kadar bir bayrağın peşinden koşmakla cezalandırılıyorlar.
Cehennem'in yapısına geri dönelim. İç içe geçmiş 9 dairede çeşitli günahkarlar bulunuyor. Huninin dar ağzına inildikçe, yani daireler daraldıkça, işlenen günahlar ve verilen cezalar büyüyor. 7. daireden itibaren de günahlar alt başlıklara ayrılıyor ve bu dairenin kendilerine ayrılan hendeklerde cezalandırıyorlar.
- Daire: Paganlar ve kafirler
- Daire: Şehvet Düşkünleri
- Daire: Oburlar
- Daire: Cimriler ve Savurganlar
- Daire: Hiddetliler ve Öfkeliler
- Daire: Sapkınlar
- Daire: Saldırganlar
- Daire: Hileciler
- Daire: Hainler
Benim en çok dikkatimi çeken ilk daire oldu. Çünkü buradaki insanların tek suçu Hristiyanlıktan önce yaşamış olmak ya da Hristiyan olsalar da vaftiz olmamış olmak. Bu insanlar bitmeyen bir Tanrı özlemi ile cezalandırılıyorlar.
Kitabın edisyonundan bahsetmiştim, benim için en kötü yanı çok fazla dipnot olması. Bazı sayfalarda sayfanın yarısından fazlası dipnotlardan oluşuyordu. Evet, kitapta açıklanması gereken çok fazla şey var. Ama bu kadar çok dipnot akıcılığı öldürüyordu. İki üç kelimede bir aşağıya git, dipnotu oku şeklindeki rutin insana ne okuduğunu unutturuyor. Belki her sayfa altına değil de en sona konabilirdi, bilemiyorum.
Ama ne kadar dipnot olsa da kitapta çok fazla sembolik anlam var. Zaten eser üzerine yazılan sayısız tezlerden, incelemelerden de bunu anlayabiliriz. Kaldı ki hala bazı kısımlarda Dante'nin aslında ne demek istediği ile ilgili uzlaşma sağlanamamış. Bu eseri hakkıyla okuyabilmek için çok sağlam bir tarih, mitoloji ve İncil bilgisi olması gerektiğine inanıyorum.
İsmi geçen çoğu kişiyi tanımasam da benim de tanıdığım isimler vardı elbet :D Kleopatra'yı, bazı papaları, Sezar'ı öldüren Brutus ve Cassius'u ve Büyük İskender'i çeşitli suçlardan dolayı cehennemde görmek garipti. Kitapta çok iyi tanıdığımız ve adını zikredersem çok büyük tartışmalar doğurabilecek iki isim daha gözüküyor Dante'nin Cehennem'inde ama onlardan bahsetmeyeceğim. Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır bence.
Sanırım söyleyebileceklerim bu kadar. Elimden geldiğince detaylı bir inceleme yazabilmeye çalıştım. Elbette bu kitabı hakkını vererek okuyamadığımın farkındayım, bunun yanından bile geçememişimdir :D Sonuçta Dante bu! Dün düşündüm de, bana göre zaten destan okumaya, böyle kült eserler okumaya başlama kitabı gibi bir şey de söz konusu değil. Hepsi sembolik anlamlarla dolu, derin, ağır ve baba eserler zaten :D
Ama kitabı okumaktan mutluyum, Dante'nin günahlara bakış açısı, cehennem için seçtiği günahlar, cehenneme koyduğu ünlü insanlar güzeldi. Hakikaten üzerine yüzlerce sayfalık incelemeler yazılacak bir kitap yani bu, ki ben sadece Cehennem'i okudum. Bunun daha Araf ve Cennet'i var :D
Bitirmeden önce bir de Sandro Botticelli'nin La Mappa Dell'Inferno tablosuna bakmanızı öneririm. Tablo, Cehennem'in haritası olarak çizilmiş. Büyüterek inceleyebilirseniz her daireyi ve orada bulunan günahkarları görebilirsiniz.
Son olarak, benim gibi kurgu okumaya alışmış iseniz bu kitap sizi de zorlayacaktır. Dediğim gibi dipnotlar meselesi nedeniyle de eğer farklı baskılarını bulabilirseniz onları tercih etmenizi önerebilirim. Aşağıda gördüğünüz puanın da Dante'ye ve Cehennem'e değil, elimde bulunan baskıya verildiğini hatırlatmak istiyorum :D
Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Burada Dante'yi değerlendirme hadsizliğinde bulunmayacağım tabii ki :D
Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 2/5
Dipnotlar benim için akıcılığı çok etkiledi gerçekten.
Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Yazım hataları gördüm.
Orijinal isim (%10): 5/5
Orijinal isim.
Güzel kapak (%5): 3/5
Ortalama bir kapak.
Final puanı: 3,45