27 Mart 2016 Pazar

Toz (Repossession, #1)

Kitap Adı: Toz
Özgün Adı: Repossession
Kitap Yazarı: Sam Hawksmoor
Çeviren: Eda Aksan
Yayınevi: Martı
Sayfa Sayısı: 480
Baskı Yılı: 2016

Toz yeni çıktığında hemen sıcak sıcak elime ulaşmıştı. İlk gördüğümde kapağına hayran olmuştum. Arka kapaktaki şu yazı da oldukça ilgi çekici: Dönüp baktığında, ondan geriye bir avuç toz kaldığını gördü. Bu bir hayal miydi? Yoksa kabus mu?

Kitabın konusunun hiç böyle bir şey olmasını beklemiyordum. Ne olduğunu söyleyemeyeceğim çünkü arka kapakta yazmıyormuş, o yüzden spoiler olur :D Aslında düşününce o zaman konuyla ilgili hiçbir şey söyleyemeyeceğim. Ama okumayı sevdiğim, kesinlikle ilgilendiğim bir konu var kitabın içinde :D

Kitap 500 sayfa, epey uzun. Ama ben 3 günde bitirdim. Oldukça akıcı bir kitaptı. Okurken bir şeyler hissettim ama ne olduğunu kelimelere dökemiyorum. Hani böyle uzun zamandır bu kitapla birlikteymişim gibi. Ya da ne bileyim sanki film izliyormuşum gibi. Kitabın uzunluğu beni sanki içine aldı ve bir süredir onunla yaşıyormuşum gibi hissettirdi. Bu hissi sevdim. 



Dediğim gibi konuyla ilgili hiçbir şey söyleyemiyorum. Kitabı beğendiğimi söyledim ama sonu benim için bir sonraki kitabı okutturacakmış gibi bitmedi. Mesela Kül'ü bitirdiğimde, baya hemen o an, internete koşmuştum ve ikinci kitabı ebook olarak bulabilir miyim diye bakmıştım. Çünkü gerçekten çok bomba bir yerde bitmişti. Ama nedense bu kitabın sonu o kadar heyecanlandıramadı. 

Kitabın çevirisiydi, satışa sunulmasıydı falan derken muhtemelen bir yerlerde tesadüfen denk gelip alırım. Çıkar çıkmaz hemen okur muyum emin olamıyorum yani. Doğrusu serinin devamı gelir mi onu da bilemiyorum, Martı'ya sormak lazım :D

Bu arada yazar kitabı Kanada'da her yıl kaybolan ve bir daha haber alınamayan 12000 çocuğa ithaf etmiş. Çok hoşuma gitti. Neyse, birkaç güzel alıntı var, onlarla bitireyim:
*
Dokunamayız, seni hissedemem. Rüzgarı ya da yağmuru hissedemeyiz. Hiçbir şeyin kokusunu alamayız. Ve biliyorum, bu aptalca ama bir şeyleri hissedebilmeyi çok özlüyorum. Biz sadece varız. Bunu açıklayamam.
*
İçlerinde şeytanı gören var mıydı? Hayır. Peki ya Rahip Schneider? Bundan gerçekten şüpheliydi. Ama Genie, onların yüzlerinde şeytanı her gün görebiliyordu.
*
Diyelim ki birilerinin elinin altında trilyonlarca atomu saklayabilecek kadar güçlü bilgisayarları var. Yani bir e-posta dosyası gibi ışınlanabilmen için parçalara ayrılma sürecinde aynı zamanda yok olursun. Kasabanın diğer ucundaki yeni sen, sadece bir kopya olur ve her ileri gidişinde başka bir kopya yaratmış olursun. Bir bilgisayar aynı zamanda hafızanı da parçalara ayırıp saklayabilir mi? Hayal gücünü?

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
500 sayfa 3 gün :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Oldukça güzeldi.

Orijinal isim (%10): 0/5
Yeniden Var Olma falan diye çevrilebilir sanırım :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağına hayranım! Orijinal kapaktan daha güzel. 

Final puanı: 4,15

4 yorum: