NE YİYORSAN O'SUN
Özgün Adı: Meat
Çeviren: Barış Emre Alkım
Yayınevi: Minima
Sayfa Sayısı: 351
Baskı Yılı: 2009
Ben bu kitabı ilk kez ukitapta görmüştüm ve o zaman istek listeme ekledim. Daha sonra yine oradan takasla buldum ve aldım. Bir süredir elimde bekliyordu, sonunda okuma fırsatı buldum. Kapağındaki yazı çok çarpıcı: Ne yiyorsan o'sun! Kitap etin kutsal olduğu bir kasabayı anlatıyor. Aslında et kutsaldır olayını ilk gördüğümde et yemediklerini düşünmüştüm. Ama aksine bu kasaba halkı sadece et yiyor. Ayrıca ete herkes sahip olamadığı için bazı insanlar hiçbir şey yiyemiyor.
Kasaba halkı Tanrının bu kasabayı yoktan yarattığına, oradaki insanları özel kıldığına ve onlara kutsal yiyecek olarak hayvanları gönderdiğine inanıyor. Bu yüzden hayvanlara saygı sonsuz ve kasabada her insan yaşayamıyor. Soyadlarına göre falan yaşama hakları var. Hayvanlara saygısızlık yaparsan ya da dini öğretileri reddedersen kadabada yaşamaktan men edilirsin ve "eğer kasaba halkından değilsen etsindir."
Baya ceza olarak insanları o et üretim zincirine sokup onları yenilebilir ete dönüştürüyorlar. Bu bölümü dehşetler içinde okudum. Bir insanın hala hayattayken derisinin yüzülmesini, boğazının kesilip kanının akıtılmasını okudum. Çok ürkütücü bir deneyimdi.
Kitapta garip olan bir şey var. Hayvanlarla ilgili öyle betimlemeler yapılıyor ki boğaların falan iki ayak üstünde yürüdüğünü hissediyorsunuz. Zaten sonlara doğru iki ayak üstünde durduklarını açıkça gösteren bir sahne de var. Yazar niye böyle bir detay oluşturmuş anlamadım :D
Kitabın sonunda niye böyle garip, bir o kadar da vahşi bir hikaye yazdığını açıklamış yazar :D Uzun süre konuyla ilgili araştırma yaptığını ve dünyanın her köşesinde et elde etmek için hayvanların akıllara zarar koşullarda yetiştirildiğini ve vahşice kesildiğini gözlemlemiş. Bu yüzden de böyle irrite edici bir kitap çıkmış ortaya.
Et yemeyi ben de çok sevsem de yazarın şu sözleri çok hoşuma gitti, yazımı da bunlarla bitiriyor olacağım:
Eğer bir hayvanı öldürmeyi, iç organlarını boşaltmayı, derisini yüzmeyi ve ayıklamayı mideniz kaldırmıyorsa, o zaman onu yiyecek yüreğiniz de olmamalı.
Eğer bir hayvanı öldürmeyi, iç organlarını boşaltmayı, derisini yüzmeyi ve ayıklamayı mideniz kaldırmıyorsa, o zaman onu yiyecek yüreğiniz de olmamalı.
Özgün konu ve kurgu (%35): 5/5
Daha önce böyle bir şey okumadığınıza emin olabilirsiniz
Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Nedendir bilmem, kitap biraz ağır ilerledi benim için.
Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Yazım hatası gördüğümü hatırlamıyorum.
Orijinal isim (%10): 5/5
Meat!
Güzel kapak (%5): 4/5
Benim için ilgi çekici bir kapak.
Final puanı: 4,05
Shymalaman filmini yapar bunun yakinda. Çok Etkileyici geldi bana da bi söyleyeyim kendisine:)
YanıtlaSilFilmi gerçekten enteresan olabilir :)
Sil''Baya ceza olarak insanları o et üretim zincirine sokup onları yenilebilir ete dönüştürüyorlar. Bu bölümü dehşetler içinde okudum. Bir insanın hala hayattayken derisinin yüzülmesini, boğazının kesilip kanının akıtılmasını okudum. Çok ürkütücü bir deneyimdi.''
YanıtlaSilNE DİYORSUN?
Alıyorum.
Bi' kaç yorum daha okudum, herkes rahatsız olmuş genelde. Ben garibim biraz heralde :D Ama bence de al, oku :)
Siloh my GOD
YanıtlaSil