21 Mart 2020 Cumartesi

İlk Aşk İlk Günah

Kitap Adı: İlk Aşk İlk Günah
Özgün Adı: Jar of Hearts
Kitap Yazarı: Jennifer Hillier
Çeviren: Mustafa Güdük
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 344
Baskı Yılı: 2020


İlk Aşk İlk Günah, Yabancı Yayınları'nın en yeni kitaplarından biri. Kitabı görür görmez çok ilgimi çekti çünkü tanıtımında şöyle bir cümle var: "Üç yakın arkadaşın hikâyesi bu: Biri öldü, biri hapiste, diğeri de yıllardır gerçeğin peşinde."

Okulun en popüler kızlarından biri Angela Wong on altı yaşındayken bir anda ortadan kayboluyor. Tam on dört yıl sonra, o zamanlar en yakın arkadaşlarından biri olan Geo'nun evinin çok yakınlarında gömülü olarak bulunuyor. Geo büyük bir firmada yönetici olduğu için bu haber sansasyon yaratıyor ve sonra Geo'nun o zamanlarda eski erkek arkadaşı olan Calvin'in Angela ile birlikte başka kadınları da öldürdüğü ortaya çıkıyor. Bu süreçte Geo da suçlanıyor ve hapis cezası alıyor.


Biz de kitapta on dört yıl önce neler olduğunu, Geo'nun hapiste geçirdiği zamanı ve biraz da hapisten çıktıktan sonra olanları okuyoruz. O zamanlar neler yaşanmıştı, Angela ile aynı şekilde öldürülmüş olarak ortaya çıkan kadın cesetlerinin arkasında nasıl karanlık sırlar var... 

Yani kitaba bayıldığımı söyleyemeyeceğim ama güzel bir gerilim hikayesiydi. Öyle büyük beklentiler içine girmeden akıcı bir kitap önerisi istiyorsanız bu sizin için uygun bir seçenek olabilir :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcı genel olarak. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Maalesef :D

Güzel kapak (%5): 2/5 
Kapak pek güzel değil ya gül yaprakları falan :D

Final puanı: 3.2

12 Mart 2020 Perşembe

Antik Mısır'da 24 Saat

Kitap Adı: Antik Mısır'da 24 Saat
Özgün Adı: 24 Hours in Ancient Egypt
Kitap Yazarı: Donald P. Ryan
Çeviren: Emre Özsever
Yayınevi: Kanes Yayınları
Sayfa Sayısı: 272
Baskı Yılı: 2019


Antik uygarlıkları okumayı çok seviyorum ben. O yüzden Antik Mısır'da 24 Saat'i görünce çok ilgimi çekmişti. Antik Roma ve Antik Yunan şeklinde iki kitap daha var bu seride. 

Kitap 24 saate bölünmüş ve her saat başka bir insanın günlük yaşamından bir kesit sunuyor size. Balıkçı, yazman, mumyacı, vezir, kral, ev kadını, öğrenci, rahip... Antik Mısır'da insanlar nasıl bir hayat geçiriyordu, neler yapıyordu diye kurguyla karışık bilgileri okuyoruz. Gerçek karakterler, krallar falan olsa da çoğu kurgu tabii ama sık sık bilgilendirme kutuları içinde açıklamalar da yapılıyor kitap boyunca. 


İlginç bir tarzı var kitabın, fikir olarak da çok güzel bence. Böyle uygarlıklarla, tarihle falan ilgileniyorsanız size de tavsiye ederim kesinlikle. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Fena değildi, akıcıydı genel olarak. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Yani kapak da fena değil. 

Final puanı: 4.1

9 Mart 2020 Pazartesi

Senaryo

Kitap Adı: Senaryo
Özgün Adı: Das Skript
Kitap Yazarı: Arno Strobel
Çeviren: Saffet Günersel
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
Baskı Yılı: 2020


Psikolojik gerilim türünde üç Alman favorimdir bilirsiniz: Wulf Dorn, Sebastian Fitzek ve Arno Strobel. Senaryo da Strobel'in Türkçeye çevrilen en yeni kitabı. 

Bir sabah, genç bir kadın bir kargo alıyor. Kitaba benziyor gelen paket ama sipariş ettiği ya da beklediği bir şey yok. Paketin içinden gerçekten bir kitap bölümü çıkıyor. Ama sayfalar yerine insan derisine yazılmış. Kanla. Polis araştırma yapınca öğreniyor ki bu katil bir yazarın kitabındaki kurguyu taklit ediyor. Aynı o kitaptaki katil gibi kadınları kaçırıyor, derilerini yüzüp üstüne kitap bölümleri yazıyor. 


Yazarın diğer kitaplarına kıyasla çok sönük kaldı benim için. Yani ilginç bir konusu falan var ama hiç merak etmedim okurken neler oluyor, katil kim, kitap nasıl bitecek falan diye. Ama benim bu türü çok okumam ve çok iyi örneklerini okumamdan kaynaklı da olabilir bu durum. Bu türe yeni başladıysanız benden daha ilgi çekici bulabilirsiniz kitabı. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Fena değildi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Yani akıcı bir kitaptı genel olarak. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Bu yazarın kitaplarının kapağı benzer oluyor hep, fena değil işte :D

Final puanı: 3.75

8 Mart 2020 Pazar

Suikast Sınıfı (Assassination Classroom, #1)

Kitap Adı: Suikast Sınıfı
Özgün Adı: Assassination Classroom
Kitap Yazarı: Yūsei Matsui
Çeviren: Fuat Yurtlu
Yayınevi: Gerekli Şeyler
Sayfa Sayısı: 184
Baskı Yılı: 2016


CNR Kitap Fuarı'nda 4 manga alınca indirim gibi bir şey vardı Gerekli Şeyler'de. O zaman almıştım ilk üç cildini Suikast Sınıfı'nın, Sena da çok güzel kesinlikle okumalısın demişti. Kitaplıkta gözüme takılıyordu aldığımdan beri, bu hafta da elime alıp bir çırpıda okuyuverdim.

Hiç konusuna bile bakmamıştım daha önce. O yüzden okumaya başlayınca dedim ki BEN BUNU DAHA ÖNCE NASIL OKUMADIM. Bir yaratık Ay'ı patlatmış, artık %70'i yok ve her zaman hilal biçiminde gözüküyor. Şimdi de bir yıl içinde Dünya'yı yok edeceğini söylüyor. Hükümetle de anlaşmışlar, bir yıl boyunca bir sınıfa öğretmenlik yapacak ve bu süreçte öğrenciler suikast girişiminde bulunarak canavarı öldürmeyi deneyebilir. 


Gerçekten çok beğendim. Hemen açıp animesini de izlemeye başladım hatta. Biraz ekonomimi sarsacak tabii, çünkü çok fazla cildi var ama inanılmaz sürükleyici ilerleyecek gibi duruyor. O yüzden size de şiddetle tavsiye ederim. Manga dünyasında ne okusam diye düşünenler için çok iyi bir seçenek olabilir. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Manga zaten, bir saatte falan biter çok rahat. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Çeviriyi pek sevmedim ya, garip bir dil kullanılmış bazı yerlerde lan falan diyorlar çok kulak tırmalıyor.  

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D 

Güzel kapak (%5): 5/5
Kapaklar genel olarak çok güzel ya rengarenk :D

Final puanı: 4.9

6 Mart 2020 Cuma

Salgın (Contagion, #1)

Kitap Adı: Salgın
Özgün Adı: Contagion
Kitap Yazarı: Erin Bowman
Çeviren: Sefa Emre İlikli
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2020


Daha önce bahsetmiştim, yeni bir okuma yöntemi uyguluyorum. Her gün yeni bir kitaba başlıyorum ve gün boyunca okuyabildiğim kadar okuyorum. Haftasonu da başladığım kitapları bitiriyorum, böylece merak ettiğim kitapları daha çok okuyabiliyorum. Salgın da geçen hafta okuyup bitirdiğim kitaplardan biri oldu. 


Okumaktan ennnn çok keyif aldığım iki konu var Salgın'da: uzayda yaşam ve bulaşıcı hastalıklar. Dolayısıyla gerçekten çok keyif aldım okurken. İnsanlık artık bütün evrene yayılmış, pek çok gezegende kolonileşmiş ve ışık hızıyla seyahat edebiliyor. Bir gün uzak bir gezegendeki sondaj ekibinden acil yardım çağrısı gelince bir ekip onlara yardım etmek üzere yola çıkıyor. Ancak vardıklarında tahmin bile edemeyecekleri şeyler keşfediyorlar. Eski ekipten kalan mesaja göre acilen bütün projeyi iptal etmeleri ve her şeyi mühürleyerek arkalarına bile bakmadan kaçmaları gerekiyor. 

Kitap çok da kritik bir yerde bitti, umarım Epsilon ikinci kitabı da hızla çevirir. Böyle kurgular okumayı seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum, bir solukta okuyabilirsiniz. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcı bir kitap gerçekten. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu.  

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D 

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak da güzel. 

Final puanı: 4.5

5 Mart 2020 Perşembe

Tüm Kapıları Kilitle

Kitap Adı: Tüm Kapıları Kilitle
Özgün Adı: Lock Every Door
Kitap Yazarı: Riley Sager
Çeviren: Esat Ören
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2020

Tüm Kapıları Kilitle, Riley Sager'ın yeni kitabı. Yazarı Kurtulan Kızlar'dan hatırlarsınız, o kitabın benim için ne kadar özel bir yeri olduğunu da hatırlarsınız :D

Jules kısa bir süre önce işten çıkarılmış, sevgilisinden ayrılınca kalacak yeri de kalmamış. İş ararken çok iyi bir ilan görüp başvuruyor. New York'un en havalı ve en gizemli binası Bartholomew'da olduğunu öğreniyor işin. Sahibi ölen bir dairede 3 ay kalıp dairenin bakımını yapacak ve karşılığında 12 bin dolar alacak. 


Jules beş parasız olduğu için bu kadar harika bir işi hemen kabul ediyor tabii ki. Binada ünlü isimler yaşıyor, yapması gereken tek şey de evin temiz tutmak. Ama sonra gariplikler fark etmeye başlıyor. Binanın gizemli geçmişiyle ilgili çok fazla komplo teorisi ve spekülasyon da var zaten. Biz de böylece Jules ile birlikte neler döndüğünü öğrenmeye çalışıyoruz.

Gerçekten güzel bir kitaptı. Okurken çok merak ettim binada neler döndüğünü. O yüzden size de kesinlikle tavsiye ediyorum. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Sürükleyici bir kurgusu var gerçekten. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu.  

Orijinal isim (%10): 5/5
Süper! :D

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak da güzel. 

Final puanı: 4.15

3 Mart 2020 Salı

Even A Superhero Needs Counseling

Kitap Adı: Even A Superhero Needs Counseling
Kitap Yazarı: Daniel Bates
Yayınevi: DB Press

Sayfa Sayısı: 260
Baskı Yılı: 2016

Bu kitaba kütüphanede denk geldim tesadüfen ve görünce deliye döndüm! Yazar süper kahramanların psikolojilerini inceliyor, tanı koyuyor ve çok basitçe bu tanıya yönelik olarak kullanabileceği psikoterapi yöntemlerini konuşuyor. 

Kitapta Thor, Spiderman, Doktor Strange, Superman, Batman, Wonder Woman, Joker, Iron Man gibi yirmiye yakın süper kahraman, anti kahraman falan inceleniyor. Kitabı ilk gördüğümde çok heyecanlanmıştım dediğim gibi ama okudukça hevesim kaçtı. Bunun birinci sebebi süper kahraman bilgimin sıfıra yakın olması. Kitapta bahsi geçen kahramanların birçoğunun adını bile hiç duymadım, duyduklarımla ilgili ise detaylı hiçbir bilgi yok. Evet yazar her bölümün başında kısaca kahramanın hayat hikayesini özetliyor ama ben yine de okurken pek keyif alamadım. 


İkinci sebep ise yazarın her karaktere çok yüzeysel yaklaşması oldu. Yani tabii ki gerçek bir psikoterapi süreci beklenemez kurgusal karakterler söz konusu olduğunda. Ama böyle bir işe girişmişse de daha detaylı analizler görmeyi istedim ben açıkçası. Fikir harika ama yazar pek altından kalkamamış gibi hissettirdi bana.

Bu kahramanların dünyasına zaten aşinaysanız, azıcık da psikolojiye ilginiz varsa bu kitabı benden çok daha fazla keyif alarak okuyabileceğinize eminim. Bir gün bir yerlerde denk gelirseniz şans verebilirsiniz bence. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 2/5
Fikir çok iyi ama çok başarılı işlenememiş bence. 

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5
Yani, kısa kısa bölümler. Okuması çok zor değil. 

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak fena değil.  

Final puanı: 3.25

2 Mart 2020 Pazartesi

Yaprak Dökümü

Kitap Adı: Yaprak Dökümü
Kitap Yazarı: Reşat Nuri Güntekin
Yayınevi: İnkılap Kitabevi

Sayfa Sayısı: 160
Baskı Yılı: 2008

Reşat Nuri Güntekin'den yıllaaaar önce Acımak ve Yeşil Gece'yi okumuş ve çok beğenmiştim. O zamandan beri Reşat Nuri okumak istiyordum ama bir türlü fırsat olmamıştı. En sonunda kütüphaneden birkaç kitabını aldım. Hem kısa diye hem de konuyu biliyorum diye Yaprak Dökümü'nü okuyuverdim.

Ali Rıza Bey ilkeleri olan, dürüstlükten şaşmayan ve çocuklarını da ahlakı düzgün bir şekilde yetiştirmeye çalışan bir memur baba. Beş çocuğu var ve hepsine yıllarca terbiye vermeye çalışmış. Ancak bir gün işten çıkarılınca bu beş çocuklu aile geçim sıkıntısı yaşamaya başlıyorlar. Zaten dar gelirli olarak yaşamaya çalışırlarken bu durum onları çok zorluyor. Çocuklar da genç kız olmaya başlayınca istekleri değişiyor. Biz de Ali Rıza Bey'in parasızlık ve çocukların değişen ahlakıyla birlikte bir bir aileden kopup gitmesi ile mücadele etmesini okurken ince ince de toplum eleştirilerini görüyoruz yazarın. 


Reşat Nuri'nin çok keyifli bir dili var gerçekten. Kitabı her anlamıyla çok beğendim gerçekten. Eski Türkçeyle yazıldığı için anlamını bilmediğiniz kelimeler denk gelebilir, bazı kelimelerin anlamları dipnot olarak eklenmiş ama çok dağınık yapmışlar bu işi. Bazı kelimelerin anlamları bir garip açıklanmış, bazılarına hiç yer verilmemiş. Dolayısıyla kitabın düzenlemesini hiç beğenmediğimi söyleyebilirim. Ama bendeki on küsür yıllık baskı, umarım yeni baskılarda düzeltilmiştir. 

Kesinlikle size de tavsiye ediyorum bu kitabı. Diziyi izlemediyseniz bile konusu mutlaka kulağınıza çalınmıştır. Reşat Nuri'ye başlamak için çok iyi bir seçenek olabilir. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 5/5
Reşat Nuri puanlamak da nasıl bir densizlik bilmiyorum ama çok sevdiğimi söylemeliyim :D

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 5/5
Eski Türkçeye rağmen çok akıcı bir şekilde okunabiliyor. 

Baskı kalitesi (%5): 2/5
Edisyonu kötü durumdaydı gerçekten. 

Güzel kapak (%5): 5/5
Ben yazarın fotoğraflarının olduğu kapaklardansa bu kapakları çok daha fazla beğeniyorum. 

Final puanı: 4.85

23 Şubat 2020 Pazar

Ölüleri Anma Günü (Wallner & Krauthner, #5)

Kitap Adı: Ölüleri Anma Günü
Özgün Adı: Totensonntag
Kitap Yazarı: Andreas Föhr
Çeviren: Saffet Günersel
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2020


Ölüleri Anma Günü, CNR kitap fuarından aldığım yeni Pegasus kitaplarından biri. Ben de adından falan etkilenip hemen almıştım ama kendime not: Kitapların arka kapaklarını okumadan alma! :D Zira arkasında kabak gibi yazıyor ikinci dünya savaşı falan diye ve ben hiç sevmem böyle şeyleri okumayı.

Yıl 1992, genç bir polis olan Wallner bir şekilde eski bir şapelin bodrumunda bir kadın ceseti buluyor, kadın alnından vurulmuş. Sonra bu kadının 1945'te ikinci dünya savaşının sonlarında öldüğü tespit ediliyor. Sonrasında da işte bu kadın kim, niye öldürülmüş, kim öldürmüş falan filan diye araştırıyorlar. 


Özetle kitabı okurken çok sıkıldım. Polisiye falan ama asla merak uyandırmıyor, bir gram bile merak etmedim katil kimmiş bu kadın niye öldürülmüş falan. Ayrıca asla anlayamadığım ve çok merak ettiğim bir şey var: Pegasus neden bu seriye dan diye ortadan dalmış ve beşinci kitabı çevirmiş? :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 1/5
Çooooooook sıkıcı :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 2/5
Enteresan bir şekilde hızlı okunuyor ama asla sürükleyici değil tabii :D 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Olmamış :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Yaani kapak fena değil. 

Final puanı: 1.65

22 Şubat 2020 Cumartesi

Tek Kelime Etme

Kitap Adı: Tek Kelime Etme
Özgün Adı: The Girl Before
Kitap Yazarı: Rena Olsen
Çeviren: Mert Doğruer
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2018


Tek Kelime Etme'yi geçenlerde bir alışverişte almıştım, hem indirimde olduğu hem de adıyla çok ilgimi çektiği için. Okuyacak akıcı ve sürükleyici bir şeyler ararken de elime alıp okumuş oldum kısa sürede.

Kitabın ilk sahnesi Clara ve Glen'in evinde başlıyor. Polisler baskın yapıyor ve ikisini de tutukluyor. Clara ne olduğunu hiç anlayamıyor ve Glen'in son sözleri "Tek kelime etme!" oluyor. Polis sorgusunda Clara'ya Diana diye hitap ediyorlar ve kocasının çok kötü şeyler yaptığını ve büyük suçlardan yargılanacağını falan söylüyorlar.

Kitabın ilerleyen sayfalarında Clara ve Glen'in aslında bir genelev işlettiğini öğreniyoruz. Ama Clara bunu asla kabul etmiyor, oradaki kızların aileleri tarafından istenmediğini kendisinin onlara annelik yaptığını ve eğitim verdiğini söylüyor. Biz de bu şekilde Clara'nın hem sorgu sürecini hem de psikiyatrist ile görüşmelerini okuyoruz ve geçmişe dönerek yıllardır o evde neler döndüğünü görüyoruz.


Gerçekten çok ilginç bir kitaptı. Bir süre genelev işte, niye okuyoruz diye anlam veremedim kitaba. Ama sonra Clara'nın geçmişi ve psikolojik durumu ortaya çıktıkça kitap çok etkileyici bir noktaya ilerledi. Yıllardır o kadar çok beyni yıkanmış ve yaşadıklarını o kadar bastırmış ki aslında neler olduğunu yavaş yavaş keşfettikçe onunla birlikte ben de şaşırdım. Kendisi yanlış bir şey yaptığında, sormaması gereken bir şey sorduğunda hep fiziksel şiddetle cezalandırıldığı için tüm ilişkilerin böyle yürüdüğünü düşündüğü bir sahne vardı mesela. Başka insanlara sorup onların da eşlerine, sevgililerine falan vurmadığını öğrenince gerçekten çok şaşırıyordu. 

Genelevdeki kızların hiçbiri reşit değil zaten ama çok daha küçük çocuklar da var. Dolayısıyla rahatsız edici olabilecek de bir kurguya sahip olduğunu söyleyebilirim. Sonuç olarak, kitaba bayılmadım ama farklı bir kurgu okumuş oldum. Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz ama bir yerlerde görür de şans vermeyi düşünürseniz de fena olmaz yani :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Enteresan bir konusu vardı. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Yaani idare eder. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Ne alaka? :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak fena değil. 

Final puanı: 3.6

16 Şubat 2020 Pazar

Vadedilmiş Yokyer (The Promised Neverland, #1)

Kitap Adı: Vadedilmiş Yokyer
Özgün Adı: The Promised Neverland
Kitap Yazarı: Kaiu Shirai
Çeviren: Alp İlkkurşun
Yayınevi: Gerekli Şeyler
Sayfa Sayısı: 192
Baskı Yılı: 2020


Vadedilmiş Yokyer'in animesini önermişti bir arkadaşım uzun zaman önce. Ama o zaman izlemeye fırsatım olmamıştı. Sonra Gerekli Şeyler'in mangayı çevirdiğini gördüm ve fuarda hemen aldım. İNANILMAZ GÜZELDİ. Yani gerçekten manga kategorisinde Death Note'dan sonra okuduğum en iyi mangaydı bence.

Bir çocuk yurdunda başlıyor manga. Emma anlatıyor bize hikayeyi. Doğduğundan beri o yurtta, diğer pek çok çocukla birlikte büyümüşler. Anne dedikleri bir yurt müdiresi var, çocuklarla o ilgileniyor. Çocuklar inanılmaz zeki, çok mutlular ve çok özgür bir ortamda büyüyorlar. Her sabah teste tabi tutuluyorlar, sonra oyun oynuyorlar, ev işlerine falan yardım ediyorlar. Ve zamanı geldiğinde çocuklara koruyucu aileler bulunuyor ve yurttan ayrılıyorlar. Ancak bir gün bir çocuk yurttan ayrılırken Emma ve Norman bir şey görüyorlar. Ve bugüne kadar bildikleri her şey yerle bir oluyor. 


Gerçekten çok şaşırtıcı, çok keyifle okunan ve inanılmaz sürükleyici bir kurgusu vardı. Çok beğendim, sonra gittim hemen animesini izledim. Anime manganın bu ilk cildine göre çok ileride. Ama hala doymadım, manganın ilerleyen sayılarını da okumaya devam edeceğim. 160 küsür bölüm olmuş durumda ve şu an hala devam ediyormuş. Mutlaka ama mutlaka okumalısınız, ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldiii. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
İnanılmaz sürükleyici!

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi, çizimler de güzel. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı da güzel :D

Final puanı: 5

12 Şubat 2020 Çarşamba

Adam Manfried (Manfried the Man, #1)

Kitap Adı: Adam Manfried
Özgün Adı: Manfried the Man
Kitap Yazarı: Caitlin Major & Kelly Bastow
Çeviren: Tuğçe Nida Gökırmak
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
Baskı Yılı: 2020


Adam Manfried, çooook tatlı bir çizgiroman. Kedilerin insan gibi yaşadığı ve insanları evcil hayvan olarak beslediği bir dünyadayız :D Steve Kedioğlu da Manfried adını verdiği bir insan besliyor. İşleri pek yolunda gitmiyor, pek sosyal biri de değil. O yüzden hayatındaki en önemli şey Manfried. Ama bir gün dikkatsizliği sebebiyle Manfried evden kaçıyor. Biz de hem Steve'in hayatına bakıyoruz hem de evcil adamını arama sürecini okuyoruz.


Gerçekten çoook güzeldi. Manfried çizimlerine bayıldım, aşırı tatlı bir evcil adam çizmişler cidden :D Özellikle evcil hayvanı olanların kesinlikle okuması gerekiyor bence, çok keyif alacağınıza eminim. İkinci kitabı da en yakın zamanda gelir umarım. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldiii. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çizgi roman zaten, tek oturuşta biter.  

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi, çizimleri de çok beğendim. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Yaaani :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak çok tatlı :D

Final puanı: 5

9 Şubat 2020 Pazar

Ateş Böceklerinin Işığı

Kitap Adı: Ateş Böceklerinin Işığı
Özgün Adı: The Light of the Fireflies
Kitap Yazarı: Paul Pen
Çeviren: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2018


Ateş Böceklerinin Işığı'nı Eda'da görmüştüm, o çok beğendiğini ve sonunda çok şaşırdığını söylemişti. Ben de bunun üzerine çok merak edip almıştım kitabı. Yani beni öyle çok şaşırtamadı, dolayısıyla bir "ters köşe" kitabı olamadı benim için ama gerçekten güzel bir kitaptı.

Küçük bir çocuk, bodrumda ailesiyle birlikte yaşıyor. Orada doğmuş, bodrumun dışarısında başka bir dünya olmadığını düşünüyor. Anne babası, ablası, abisi ve büyükannesiyle birlikte yaşıyorlar. Hiçkimse dışarı çıkmıyor, tamamen izole bir dünya. Hiç güneş ışığı da göremedikleri içn vitamin falan alıyorlar. 


Hikaye böyle başlıyor ve biz de küçük çocukla birlikte sorgulamaya başlıyoruz. Abisi bir garip davranıyor, ablasının suratından maske var ve çocuğun yanında asla çıkarmıyor. Anne babası ve büyükannesinin yüzleri yanmış. Ara sıra olayların öncesine giderek bu ailede neler oldu, neden bu bodrumdalar falan gibi sorulara cevaplar buluyoruz parça parça.

Gerçekten çok ilginç bir hikayeydi. Bazı kısımlar rahatsız ediciydi hatta, ne kadar patolojik bir aile diye düşündüm. Ama okumanızı tavsiye ediyorum, daha önce böyle bir kurgu okumadığınıza emin olabilirsiniz :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Çok ilginç bir hikayeydi gerçekten.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Gayet akıcıydı bence. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak fena değil :D

Final puanı: 4.1