Unut Gitsin (Patrick Melrose, #1)

Kitap Adı: Unut Gitsin

Özgün Adı: Never Mind
Kitap Yazarı: Edward St. Aubyn
Çeviren: Suat Ertüzün

Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 152

Baskı Yılı: 2018

Benedict Cumberbatch'i kitabın kapağında gördüğüm anda ilgimi çekmişti bu kitap. Daha doğrusu 3 kitaptan oluşan bu seri. Ama sever miyim pek emin olamadığım için yalnızca ilk kitabını almıştım. İyi ki de öyle yapmışım diyebilirim :D

Kitap bize 5 yaşındaki Patrick'in başından geçenleri anlatıyor. Alkolik bir anne, ruh hastası bir baba. Kitap tanıtımında baba için zorba diyor ama zorbadan çok daha fazlası. Bir de tanıtımda geçen "Konukların gelmesiyle birbirini izleyen şoke edici gelişmeler, Patrick'in dünyasının şiddetle ikiye bölünmesine yol açar." kısmına takıldım. Ben mi kaçırdım bu şoke edici gelişmeleri? Patrick'in başına gelenlerin doğrudan konuklarla bir ilgisi mi vardı? İkiye bölünme derken tam olarak neyden bahsediliyor?

Aklımda böyle sorular bıraktı işte kitap. Ve bana göre üç kitap ard arda okunmalı ya da daha basiti tek kitap haline getirilmeli. Çünkü böyle çok yarım kalmış bir şey okumuş gibi hissettim. O yüzden pek uzun bir yorum da yazamayacağım. Bende olan biten bu :D 

Cumberbatch'in oynadığı, kitaplardan uyarlama bir mini dizi varmış. Diğer iki kitabı okumayı hiç düşünmüyorum ama diziyi izlerim büyük ihtimalle. Fikrim değişir mi o zaman görürüz :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 2/5

Ehhh. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 2/5

Pek sarmadı beni :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Bir sorun görmedim. 

Orijinal isim (%10): 3/5

Ehhhh? :D

Güzel kapak (%5): 4/5 

Kapak içeriğinden daha ilgi çekici bence :D

Final puanı: 2,35

Kedi Kafası: Kedilerden Öğrenebileceğiniz 60 Bilgelik Dersi

Kitap Adı: Kedi Kafası

Özgün Adı: Cat Wisdom: 60 Great Lessons You can Learn from a Cat
Kitap Yazarı: Neil Somerville
Çeviren: Zehra Onat

Yayınevi: Portakal Kitap
Sayfa Sayısı: 136

Baskı Yılı: 2018

Kedi Kafası yeni çıkmış çok tatlı bir kitap. Kendisi de bir kedi sahibi olan yazar, kedilerin bilge varlıklar olduğunu ve onlardan alabileceğimiz pek çok hayat dersi olduğunu söylüyor. Bu kitapta da 60 bilgelik dersi paylaşmış bizimle. Halen tüm hayvanlardan korkan biri olarak kendimi en yakın hissettiğim hayvan kediler. Bir gün bir kedi sahibi olmayı umarak okudum bu kitabı o yüzden :D

Yani uzun uzun yorum yazacak bir şey yok. Ama ben bile okurken keyif aldıysam kedi sahibi olan birinin, kitapta bahsedilen pek çok şeyi kendi kedisinden bizzat gözlemleme imkanı olduğu için çok daha fazla keyifli ve anlamlı bulacağını düşünüyorum bu kitabı. 

Benim kedilerden aldığım en büyük ders bol uyku ve keyfine sonsuz düşkünlük olabilir :D Belki de bu yüzden onlara kendimi yakın hissediyor olabilirim :D Saki'nin de dediği gibi, "Bir kedi, felsefesi 'uyu ve uyu' olan bir hayalperesttir." ve Carrie Snow gibi ben de "Kısa bir uykunun çare olamayacağı kötü gün yoktur." diye düşünüyorum :D

Hazır alıntılar paylaşıyorken, bu yazıyı da Paul Gallico'nun bir sözüyle bitireyim: "Kediler, karakterinizi saatine 50 dolar vereceğiniz bir psikiyatristten daha iyi okuyabilir."

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5

Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5

Zaten az yazılı bir kitaptı :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5

Baskı kalitesi çok hoşuma gitmedi, baskılar bir sonraki sayfaya geçmişti kitabın büyük çoğunluğunda.

Orijinal isim (%10): 0/5

Kedi Bilgeliği de gayet güzel bir isim olabilirdi :D

Güzel kapak (%5): 5/5 

Kapak çok tatlı :D

Final puanı: 4,4

Zaman Sıçraması (The Chronos Files, #1)

Kitap Adı: Zaman Sıçraması

Özgün Adı: Time's Twisted Arrow
Kitap Yazarı: Rysa Walker
Çeviren: Merve Doğruer

Yayınevi: Hep Kitap
Sayfa Sayısı: 360

Baskı Yılı: 2017

Zaman yolculuğu, zaman çizgisini değiştirme konularına falan oldum olası hayran oluyorum. İşin fizik ve bilim kısmını asla anlayamıyorum, muggle beynim yetmiyor bu kısım için ama okumaya tek kelimeyle bayılıyorum :D O yüzden bu seriyi gördüğümde çok heyecanlanmıştım. 

Kate on altı yaşında, annesiyle yaşıyor. Uzun yıllardır görmediği büyükannesi bir anda ortaya çıkıyor ve Kate'e bazı şeyler söyler. Üstelik büyükannesinin aile yadigarı olarak sakladığı madalyonun aslında bir ışık yaydığını ve bunu kendisinden başka kimsenin göremediğini öğrenir. Ve büyükannesi ona kendisinin bir zaman yolcusu olduğunu, genlerinin de Kate'e aktarıldığını anlatır. 

Konu falan çok güzel ama herkesin her şeyi bu kadar çabuk kabul etmesi epey şaşırtıcıydı benim için. Yıllar sonra büyükanneniz geliyor, ben 2300'den geldim, zamanda yolculuk yapıyorum, şimdi tehlikedeyiz senin de zaman yolculuğu yapıp her şeyi düzeltmen lazım diyor. Kate hemen ikna oluyor her şeye, hemen harekete geçmeye hazır :D Sonra başka bir zaman gidip orada Trey adında bir çocukla tanışıyor. Ona gidip ben başka bir zaman çizgisinden geldim, bu zamanda hiç doğmadım falan diyor. Çocuk da hemen her şeye tamam :D 

Ama kitabı okurken çok keyif aldım. Özellikle kitap boyunca bir olay var, Choronos ekibininden biri bir yıl gibi bir sürede 3 zaman sıçraması yapıp 500 yıllık yeni bir din inşa ediyor. Bu fikre bayıldım! Düşünsenize, bir zaman yolcusu farklı yüzyıllarda farklı yerlere gidip bazı kerametler gösteriyor, gelecekten haber veriyor ve kendi dinini oluşturuyor. Bilmiyorum, çok etkilendim bu olaydan :D

Bir de Trey ve Kate'in yaptığı sıçrama harikaydı. Bir sabah buluşup vakit geçiriyorlar. Sonra 1873'e bir sıçrama yapıyorlar. Oradaki görevlerini bitirip buluştukları sabahtan önceki geceye dönüyorlar. Sonra sabah tekrar buluşuyorlar ve o zaman aslında henüz gerçekleşmemiş olan o zaman sıçraması üzerine konuşuyorlar. Zamanda yolculuk BEYNİMİ YAKIYOR! :D

Sonuç olarak, bu konuları okumaktan keyif alıyorsanız mutlaka bir şans vermeniz gereken bir seri. Diğer kitapları da güzelse 3 kitaplık uzuuun bir okuma keyfi bizi bekliyor olacak :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5

Gayet güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5

Son 100 sayfada biraz sıkıldım ama oldukça sürükleyiciydi. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 0/5

Maalesef :D

Güzel kapak (%5): 4/5 

Kapak güzel! 

Final puanı: 3,65

Merhametli Ölüm (Mercy Kilpatrick, #1)

Kitap Adı: Merhametli Ölüm

Özgün Adı: A Merciful Death
Kitap Yazarı: Kendra Elliot
Çeviren: Zeynep Eski

Yayınevi: Salon Yayınları
Sayfa Sayısı: 416

Baskı Yılı: 2018

Merhametli Ölüm elime geçeli birkaç ay oluyor herhalde ama bir türlü okuyamamıştım. Okuyan insanların genel olarak iyi yorumlar yaptığını görünce bu ayki okuma listeme aldım. 

Olaylar seriye adını veren FBI ajanı Mercy Kilpatrick'in etrafında dönüyor. 17-18 yaşlarında ailesiyle büyük bir tartışma yaşamış ve kasabadan ayrılmış. O günden beri de hiç geri dönmemiş. Ancak kasabada bir cinayet işleniyor ve incelemesi için de Mercy görevlendiriliyor. Böylece yıllar sonra ailesinin kasabasına geri dönüyor. Hem cinayeti araştırıyor, hem de kendi geçmişinden bazı şeylerle yüzleşiyor.

Ben polisiye romanlarda katilin burnumuza kadar girdiği ama onun orada olduğunu sonradan parçaları birleştirerek farkına vardığımız kurguları daha çok seviyorum. Bu kitap bu anlamda beklentimi hiç karşılayamadı maalesef. Katil çok kel alaka biriydi ve cinayet motivasyonu da hiç tatmin edici değildi. Ne alaka, bunun için adam mı öldürülür falan dedim :D

Ayrıca kitabın adının niye Merhametli Ölüm olduğunu da asla anlayamadım. Ana karakterin adı Mercy olduğu için mi kitabın adı Merciful Death? Hayır, lütfen yazar böyle saçma bir kelime oyunu yapmış olmasın lütfen :D

Sonuç olarak, kitabı ancak idare eder bulduğumu söyleyebilirim. Polisiye cinayet türünde enfes kurgular okuduktan sonra bu kitabın benim açımdan çok şansı olamadı maalesef :D Ama siz bu türe yeni başlayanlardansanız sıkılmadan okuyabileceğinizi söyleyebilirim yine de. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5

Ehhh.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5

Katilin kim olduğunu merak ettim doğrusu.  

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5

Adını anlamasam da en azından doğru çeviri :D

Güzel kapak (%5): 3/5 

Fena değil. 

Final puanı: 3,3

Wildcard (Warcross, #2)

Kitap Adı: Wildcard

Özgün Adı: Wildcard
Kitap Yazarı: Marie Lu
Çeviren: Onur Kınacı Birler

Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 344

Baskı Yılı: 2018

Yaklaşık bir yıl önce Warcross'u okuyup çok sevmiştim. O yüzden Wildcard çıkacak dendiği andan itibaren heyecanla bekliyordum. Elime geçince de çok bekletmeden hemencecik okuyuverdim.

Wildcard'da ilk kitabın sonlarında gördüğümüz Sıfır'ı merkezde görüyoruz diyebiliriz. Oyunu da birazcık görüyoruz. Emika'yı, ekibini ve Hideo'yu da. Şimdi Warcross yorumuma baktım da ne kadar heyecan ve şaşkınlıkla okuduğumu yazmışım. Bu kitabı da en az onun kadar şaşırarak ve keyifle okudum. Özellikle Sıfır ile ilgili öğrendiğimiz şeyde resmen şok oldum :D

Bir yerlerde yazarın bunun final kitabı olduğunu söylediğini görmüştüm. Hayatımda gördüğüm en isabetli karar falan bu :D Çünkü çok güzel bitti. Heyecanımızı yaşadık, olaylar çözüldü, her şet kararında. Bundan sonrasını uzatmak aşırı gereksiz olacaktı. Böyle bittiği için çok sevdiğim seriler arasında yerini aldı hemencecik :D 

Sanal gerçeklik oyunlarıyla ilgili kurgular okumaya bayılıyorum. Warcross da bunun güzel örneklerinden biriydi benim için. Daha önce Erebos'u, Başlat'ı falan okuyup sevdiyseniz en kısa zamanda bu seriyle de tanışmanızı tavsiye ediyorum. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5

Gayet güzeldi.  

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5

Büyük merakla okudum. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5

Bu açıdan şanslı seri :D

Güzel kapak (%5): 5/5 

Kapak harika değil ama buradan da puan kırılmaz yani :D

Final puanı: 5

Kodeks 632 (Tomás Noronha, #1)

Kitap Adı: Kodeks 632

Özgün Adı: Codex 632

Kitap Yazarı: José Rodrigues dos Santos
Çeviren: Mansur Gülbeyaz

Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 391

Baskı Yılı: 2016

Bu seriyi uzun zamandır merak ediyordum, en sonunda Kitapyurdu'nun büyük indirimiyle aldım :D Ama bir gariplik var, Pegasus kitapları Goodreads'de gözüken sıraya göre çıkartmamış. Karışık şekilde basılmış kitaplar :D Ama çok da önemli değil muhtemelen, ortak karakterli farklı kurgular var anladığım kadarıyla.

Kodeks 632, Kristof Kolomb ile alakalı. Kolomb'un gerçek kimliğini, aslında nereli olduğunu konu alıyor. Bu aslında yüzlerce yıldır tartışılan bir konuymuş. Hatta tarihçiler arasında gerçek adının Kristof Kolomb olmadığı konusunda da büyük bir görüş birliği bile varmış. Kitap boyunca da bir Tomás Noronha'nın Kolomb hakkında yüzyıllardır saklanan gerçekleri açığa çıkarmasını takip ediyoruz.

Yazar bir yerde, Kolomb'un İsa'dan sonra en çok etki yaratan insan olduğuyla ilgili bir şey söylüyordu. Kolomb'un kendi yazdığı kayıp günlüklerden bahsederken de o günlüklerin bulunmasından daha sansasyonel tek şeyin İsa'nın bizzat kendi eliyle imzaladığı bir metnin bulunması olabileceğini söylüyor. Ben Kolomb'un tarihte bu kadar devasa öneme sahip biri olduğunu bilmiyordum :D

Kitap iyi güzel ama bir yazarın bana bu kadar başka birini anımsatması hiç hoş değil. Dan Brown'ın bu kurguda bir sürü kitabı var zaten. Hayır yani, baş karakter bile aynı. Tomás Noronha üniversitede ders veren bir kriptoloji profesörü. Robert Langdon'da simgebilim profesörüydü zaten :D 

Tamam konu güzel, sürükleyici. Şifreler, yüzlerce yıldır saklanan sırlar falan. Benim okumaya bayıldığım kurgular. Ama yazar hiç kusura bakmasın, bu Dan Brown'ın tarzı. Ondan sonra beş yüz tane yazar da çıksa hepsi Dan Brown'ın gölgesinde özgün bir eser ortaya koyamayarak kalacak benim için.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5

Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5

Akıcıydı ya :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 5/5

E bir zahmet :D

Güzel kapak (%5): 3/5

Fena değil :D

Final puanı: 4,1

Sen Benim Hayatımsın

Kitap Adı: Sen Benim Hayatımsın

Özgün Adı: Sei La Mia Vita

Kitap Yazarı: Ferzan Özpetek
Çeviren: Şemsa Gezgin

Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 237

Baskı Yılı: 2015

Sen Benim Hayatımsın, Bir Kutu Kitap'ın Mayıs 2018 kutusu sayesinde kitaplığıma eklenmişti. O zamandan beri gözüme takılıp duruyor, bu ay artık okuyacağım dedim ve okudum. İyi ki de okumuşum. Bir Kutu Kitap beni Ferzan Özpetek ile tanıştırdığı için epey memnunum. Evet daha önce ne filmlerini izlemiş ne de kitaplarını okumuştum. Bu da benim ayıbım!

Kitaba başladığımda bir süre neler olduğunu anlayamadım. Ferzan Özpetek kendi hayatını anlatıyor falan diye duymuştum sanki bir yerlerden. Ama bir taraftan da kurgu mu acaba diye okuyorum. Biraz üstü kapalı anlatıyor, dolayısıyla hikayeyi anlatan kişi erkek mi diye anlamaya çalışıyorum. Bir yandan da hayatındaki kişi erkek mi diye çözmeye çalışıyorum falan :D Epey beynimi yordu taşlar yerine oturana kadar :D

İnternette pek bir bilgi bulamadım ne kadarı kurgu ne kadarı gerçektir ama evet, yazar kendi hayatını anlatıyor. Erkek arkadaşıyla, sanırım evlenmişler de, yaptığı bir araba yolculuğu sırasında ona kendi hayatını anlatıyor. Tanışmadan önce ve tanıştıktan sonra olan bir sürü şeyi, hayatlarınki insanları ve yıllar boyu yaşadıklarını. 

Neden bunca şeyi anlatıyor diye de düşünüyorsunuz okurken. Bunu sonlara yaklaştığınızda anlıyorsunuz. Ama o son! Gerçekse çok üzücü, inanılmaz çok üzücü. Eğer kurguysa da öyle son mu yazılır be vicdansız!

Dediğim gibi, iyi ki Ferzan Özpetek ile tanışmışım. Dilini çok sevdim, çok sıcak çok tatlı bir üslübu var. Size de okumanızı mutlaka tavsiye ediyorum!

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5

Çok tatlıydı ama sonu :(

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5

Su gibi aktı diyemem ama merakla da okudum. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Ferzan Özpetek kitabı İtalyanca yazmış, sonra Türkçeye çevrilmiş. Ama gayet güzeldi bence çeviri.

Orijinal isim (%10): 5/5

Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 4/5

Kapaktaki sevgilisi mi acaba? Güzel kapak. 

Final puanı: 4,15

Beni Bul (Find Me, #1)

Kitap Adı: Beni Bul

Özgün Adı: Find Me

Kitap Yazarı: Romily Bernard
Çeviren: Filiz Sarıalioğlu

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 320

Baskı Yılı: 2017

Böyle bir seri olduğundan habersiz bir şekilde, serinin üçüncü kitabı olan Bana Güven'e denk gelmiştim bir alışverişim sırasında. Kapağına aşık olduğum için hemen alayım dedim, sonra da seri olduğunu fark edip ilk kitap olan Beni Bul'a yöneldim.

İnanılmaz akıcı bir kitap. Sadece serviste gidip gelirken okudum ve 2 güne bitti 300 küsür sayfa kitap. Bu kadar akıcı kitaplar okumayı özlemişim. O yüzden gayet iyi geldi bana bu kitabı okumak.

Wick'in annesi intihar etmiş, babası da çeşitli suçlardan aranıyor. Kardeşiyle birlikte koruyucu ailenin yanında kalıyorlar. Bir gün okulundan bir kızın intihar ettiği haberini alıyorlar. Sonra da bu kızın günlüğünü buluyor Wick. Birisi ona bırakıyor ve üzerine "beni bul" notunu bırakıyor. Wick bilgisayar korsanlığı yaptığı için ve bu işin ucu bir şekilde kendisine bağlandığı için bu intiharın peşine düşüyor.

Dediğim gibi sürükleyici ve güzel bir kitaptı. Sonuna yaklaştığımda olayları tahmin edebildim ama yine de güzel bir kitaptı. Ama anlayamadığım şey, serinin devamında ne olduğu :D Hiç devam edecek bir kitap değil, o yüzden muhtemelen farklı olayları anlatacak. 

Not: Bu yazıyı yazdıktan sonra kontrol ettim, hala Wick ile devam ediyor diğer kitaplar. O zaman sabit karakter, farklı olaylar olacak muhtemelen :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5

Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5

İnanılmaz akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5

Bir sorun yoktu.  

Orijinal isim (%10): 5/5

Olmuş :D

Güzel kapak (%5): 5/5

Kapak bayağı iyi. Almamı sağlayan kapak zaten :D

Final puanı: 4,65