30 Eylül 2017 Cumartesi

Da Vinci Şifresi (Robert Langdon, #2)

Kitap Adı: Da Vinci Şifresi
Özgün Adı: The Da Vinci Code
Kitap Yazarı: Dan Brown
Çeviren: Petek Demir İncek

Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2016

Dan Broooooooownn! :D Çok seviyorum ya :D Biliyorsunuz, 3 Ekim'de yeni kitabı satışa çıkıyor. Ben de o bebeği ellerime almadan önce birazcık Dan Brown okuyayım dedim ve Da Vinci Şifresi'ni elime aldım. Bu baskı Altın Kitaplar tarafından "Gençler için uyarlandı" şeklinde çıkarıldı ama bir fark yok, sadece kitabın sonunda kitapta bahsi geçen tablolar ve mekanların fotoğrafları var. 

Yüzlerce yıldır gizli tarikatlar tarafından korunan büyük bir sır. Bu sır ortaya çıkarsa yer yerinden oynayacak. Hristiyan dünyası adeta yıkılacak. Dan Brown'ın burada hristiyanlık tarihi ve İsa ile ilgili hiç lafını esirgemeden söyledikleri de epey ilgi çekici. Okurken "bu adamı nasıl sağ bırakıyorlar" diye düşündüm doğrusu :D Zaten kitap 2003'de Lübnan'da "Hristiyanlığa saldırı" sebebiyle yasaklanmış. Eh, bir zahmet :D



Ünlü sembolbilimci Robert Langdon da bu sırrın içine çekiliyor işte. Fransa'da, Louvre müzesinde ve Leonardo Da Vinci'nin etrafında dönen harika bir kurgu!

Dan Brown'a olan hayranlığımı biliyorsunuzdur zaten. Yazdığı her şeyi okuyorum, her şeyi çok ama çok beğeniyorum. Da Vinci Şifresi de o harikalardan biriydi. Hala Dan Brown ile tanışmadıysanız sizin için çok üzülüyorum, çok şey kaybediyorsunuz :D

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Bir günde bile bitebilir :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Da Vinci Code!

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kitapta bahsedilen şeyi koymuşlar sanırım ama benim kafamda canlanan böyle bir şey değildi :D

Final puanı: 4,95

25 Eylül 2017 Pazartesi

Sufle

Kitap Adı: Sufle
Kitap Yazarı: Aslı E. Perker
Yayınevi: Doğan Kitap

Sayfa Sayısı: 306
Baskı Yılı: 2011


Aslı Perker ile Bana Yardım Et kitabıyla tanşmıştım. Kitabın yorumunu yaptıktan sonra Aslı hanımın ekibinden (?) biri benimle iletişime geçip Sufle'yi de göndermek istediklerini söylemişti. 1 yıldan fazla süre önce de Sufle imzalı olarak elime geçmişti. Kendilerine buradan teşekkür etmiş olayım tekrar. Evet 1 yıldır okumayı bekletiyorum :(

Öncelikle Aslı Perker'de beni çeken bir şeyler var. Bunu tam olarak tanımlayamıyorum. Tarzını seviyorum, bir şekilde kendini okutuyor. Garip. :D

Bu kitapta da öyle oldu. Çünkü kitapta hem sevdiğim hem de sevmediğim iki büyük şey vardı. Kitap üç karakter etrafında dönüyor. Eşi bir kalp krizi sonrası yatağa bağımlı hale gelen Lilia, yine hasta annesine bakmak zorunda kalan Ferda ve eşini kaybeden Marc. Karakterlerin üçünün de yemek yapmayı seviyor olması ve kitapta bol bol mutfak sahnesi görmemiz benim için çok keyifliydi.



Kitabı okumamı epey zorlaştıran şey de yine bu karakterlerle aslında. Çünkü üçü de sanırım 50-60 yaşlarında, orta yaşlı insanlardı. Ömrü hayatımda okuduğum en yaşlı ana karakterler oldular sanırım :D Kitap boyunca yakın zamanda kötü şeyler yaşamış bu üç insanın yemek yaparak yaralarını sarmaya çalışmasını okuyoruz bir anlamda. Sürekli orta yaşlı insanlarla olmak haliyle beni biraz sıktı. 

Bu üç karakterin, dünyanın farklı yerlerinde aynı kitapla karşılaşmaları da epey hoşuma gitti. Bu kitabın adı "Sufle: En Büyük Hayal Kırıklığı". En büyük hayal kırıklığı diyor olması karakterler gibi benim de ilgimi çekti ve tıpkı onlar gibi ben de "Ne var canım sufle yapmakta?" diye düşündüm. Ama çok şey varmış :D

Dediğim gibi, Aslı Perker'in kalemini seviyorum. Sıradan değil, başka bir şeylere benzemiyor. Kendine has bir tarzı var. Siz de benim gibi mutfakla haşır neşir olmayı seviyorsanız bu kitabı okumanızı rahatlıkla tavsiye edebilirim. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 4/5
Karakterlerin yaşı dışında güzeldi bence. 

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5
Yaş meselesi beni biraz yavaşlattı :D

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Güzel kapak (%5): 4/5
Kapak tatlı :D

Final puanı: 4,05

21 Eylül 2017 Perşembe

Altıncı Koğuş

Kitap Adı: Altıncı Koğuş
Özgün Adı: палата No: 6
Kitap Yazarı: Anton Çehov
Çeviren: Yulva Muhurcişi

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 68
Baskı Yılı: 2017

Altıncı Koğuş, bir psikiyatri kliniğinde geçtiğini öğrendiğimde hemencecik sepetime ekleyip aldığım bir Çehov öyküsü. 

Bir taşra kasabasında bulunan derme çatma bir akıl hastanesinde görev yapan doktor Andrey Yefimıç'ı anlatıyor bize kitap. Çok yokluk içinde çalışıyor doktor. Hatta diğer kliniklerle karşılaştırarak, "böyle korkunç şartları olan bir yerden haberleri olsa hemen kapattırırlardı" diye bahsediyor çalıştığı klinikten.

Doktorun günleri de epey sıkıcı geçiyor. İlk başladığında büyük bir hevesle, canla başla çalışsa da sonraları bu isteğini kaybediyor. Odalar dolusu kitapları var, gününün büyük bir kısmını kitap okuyarak geçiriyor.



Bir gün, hastalarından biriyle sohbet etmeye başlıyor. Eğitimli bir hasta olan İvan Dimitriç ile yaptığı bu sohbetlerden epey keyif alıyor. İkili epey hararetli geçen felsefi tartışmalar yapmaya başlıyor. Dimitriç hakkında "Yıllardır konuşabilecek aklı başında birini arıyordum. Sonunda buldum ama o da deli çıktı." gibi bir şey diyordu doktor. Cümlenin geçtiği yeri bulamadım o yüzden alıntıyı tam olarak veremiyorum :D

Böyle işte, kısacık, enteresan bir kitaptı. İki tane de hoşuma giden alıntı var, onları bırakıp gidiyorum :D

"Toplum kendini suçlulardan, ruh hastalarından ve genel olarak rahatsız insanlardan korumak istediği zaman baş edilemez olur."

"Eğer Tanrı olmasaydı bile insanoğlu onu icat ederdi."


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Fena değildi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Bu da fena değildi :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
İş Bankası bu konuda her zaman iyi zaten. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Google'a Palata yazınca hastahane odaları falan çıkıyor :D Doğru olmuş sanırım :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapak güzel, tablo gibi biraz :D

Final puanı: 3,35

20 Eylül 2017 Çarşamba

Karanlık Ada

Kitap Adı: Karanlık Ada
Özgün Adı: The Troop
Kitap Yazarı: Nick Cutter
Çeviren: Burak Eren

Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 448
Baskı Yılı: 2017

Karanlık Ada İthaki'nin en yeni kitaplarından ve fazlasıyla garipti. Kitapla ilgili doğru kelimeyi bulamıyorum. Rahatsız edici? Ürkütücü? Psikopatça? :D

Kitap aslında gayet normal başlamıştı. İzcibaşı Tim Riggs ve 5 izcisi bir adaya kamp yapmaya gidiyor. Ancak burada bir adamla karşılaşıyorlar. Adam canlı olamayacak derecede zayıf, adeta insanlıktan çıkmış. Ve sonra hayatta kalabilmek için kıran kırana bir mücadele vermek zorunda kalıyorlar.

Öte yandan bir de Doktor Clive Edgerton tarafından yürütülen bir deney var. Bir tür bağırsak solucanının DNA dizilimiyle oynayarak bir zayıflama hapı üretmeye çalışıyor. Bu hap diyet sektöründe bir devrim olacak. Ancak işler pek de düşünüldüğü gibi gitmiyor ve bir felakete dönüşüyor. 



Kitapta bir karakter vardı ki sormayın. Kampa giden çocuklardan biri olan Shelley. Tam anlamıyla bir sosyopat. Onun bölümlerini okurken insanın tüyleri diken diken oluyor. Kitap zaten genel olarak çılgındı ama bu karakter apayrı bir şeydi :D

Farklı bir şeyler okumak istiyorsanız bu kitaba kesinlikle göz atın. "Sineklerin Tanrısı ve 28 Gün Sonra'nın bir araya gelmiş hali" şeklindeki tanıtım yazısı da ilginizi fazlasıyla çekebilir. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı genel olarak.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Eklem yerine ısrarla "mafsal" kelimesinin kullanılması aşırı gıcık etti beni :D

Orijinal isim (%10): 0/5
Üzgünüm.

Güzel kapak (%5): 3/5 
Fena değil ama o pencereli yerler çabuk yırtılıyor :D

Final puanı: 3,55

16 Eylül 2017 Cumartesi

Az Biraz Mutlu

Kitap Adı: Az Biraz Mutlu
Özgün Adı: More Happy Than Not
Kitap Yazarı: Adam Silvera
Çeviren: Belgin Selen Haktanır

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 334
Baskı Yılı: 2017

Az Biraz Mutlu'yu Sena okuyup çok sevmişti bir aralar, ben de sanırım ondan sonra almıştım. Ciğerimizi Kurutan Kitaplar listesi yapıyordum hatırladınız mı? İşte bir üyemiz daha oldu! :D

Aslında, kitabı normal bir tempoda okuyordum. Ortalama bir şekilde ilerliyordu. Ancak sonra BİR ŞEYLER OLDU. Kitap bir anda beni şok etti ve bambaşka bir yere gitti. Dedim ki "Orada dur dostum! Neler oldu sana böyle?" :D Ve sonra, bitmesine daha 150 sayfa falan olmasına rağmen başından kalkmayıp bitirdim. ÇÜNKÜ BİTİRMEZSEM MERAKTAN ÖLÜRDÜM :D

On altı yaşındaki Aaron Soto anlatıyor size hikayeyi. Yoksul bir ailede yaşıyor. Pek fazla arkadaşı yok. Pek fazla iyi bir hayatı da yok. Bir süre önce bir aile trajedisi yaşanmış ve kendini sorumlu tutuyor. Kız arkadaşı Genevieve ile birlikte üstesinden gelmeye çalışıyor. Sorunlu bir ergen hayatı yaşıyor kısaca. Kız arkadaşı birkaç haftalığına başka bir yere gittiğinde de hayatını epey değiştirecek olan Thomas ile tanışıyor.



Bir diğer yanda da Leteo Enstitüsü denen bir yer var. Bu şirket size istenmeyen anılarınızı silmeyi vaadediyor. Çığır açan bir hafıza değiştirme yöntemiyle hatırlamak istemediğiniz şeyleri sizden alıyor. En baştan itibaren bu olaydan bahsediliyor ama Aaron ile tam olarak nasıl bir bağı olduğunu çözemiyorsunuz. Çünkü epey pahalı bir işlem ve Aaron'ın da haliyle o kadar parası yok.

Dediğim gibi, kitabı normal seyrinde okumaya devam ederken BAM ve kitap çok daha iyi bir yere geldi benim için. Yine çok üzdü tabii, orası ayrı. Böyle kitaplar yaza yaza kahrediyorlar bizi ama olsun :D

Okumanızı öneririm. Standart genç yetişkin kurgusunun içine farklı bir şeyler katarak güzel bir şey çıkarmış ortaya yazar. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Beni nasıl yakalayacağını çok iyi biliyordu kitap :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu. 

Orijinal isim (%10): 4/5
Enteresan bir çeviri olmuş, sevdim :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapak güzel ya cıvıl cıvıl :D

Final puanı: 4,4

13 Eylül 2017 Çarşamba

Kafası Karışıklar Kulübü

Kitap Adı: Kafası Karışıklar Kulübü
Özgün Adı: Mind Your Head
Kitap Yazarı: Juno Dawson
Çeviren: Esma Fethiye Güçlü

Yayınevi: Genç Timaş
Sayfa Sayısı: 203
Baskı Yılı: 2017

Kafası Karışıklar Kulübü ile ilgili çekincelerim vardı. Çünkü hem kişisel gelişim kitaplarını sevmiyorum hem de biraz tehlikeli buluyorum. Ne olduğu belli olmayan eğitimsiz insanların psikolojiyle ilgili atıp tutuyor olması sinirlerimi bozuyor :D Ancak, yazarın kitabın başlarında yaptığı şu uyarı içime su serpti:

Ruhsal sağlık konularında tavsiye veren yazarlara ya da benzer kişilere karşı çok dikkatli olmalısınız. Bu insanların sağlık sorunları yaşamış olmaları hiçbir şey değiştirmez. Örneğin, daha önce benim de dişim ağrıdı diye ağzınızı açıp dişinizde kanal tedavisi uygulamama izin verir misiniz? Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi?

Bunu biraz daha genişleterek ben de şunu eklemek istiyorum. Sadece eğitimsiz insanlar olmasına gerek yok, elinizdeki kitabı dünyanın en iyi psikiyatristi falan da yazmış olabilir. Ancak nasıl ki grip olduğunuzda "dur şu kitabı okuyayım da gribime iyi gelsin" demiyorsanız, sahip olduğunuz duygusal, sosyal ya da kişisel birtakım sorunları da kitap okuyarak tedavi EDEMEZSİNİZ. 

İnternetten, oradan buradan duyduğunuz bir şeylerle kendinize teşhis de KOYAMAZSINIZ. Bunu sizi yeterince incelemeden, dinlemeden ve neler olduğunu anlamadan bir ruh sağlığı uzmanı da yapamaz. Son zamanlarda birtakım problemler yaşadığınızı ve üstesinden gelemediğinizi düşünüyorsanız bunun tek yolu DİPLOMALI bir uzmandan yardım almaktır. Bundan kastım da yaşam koçu, manevi danışman, melek terapisti, ot terapisti, bok terapisti falan değil :D Bunu da hatırlatmış olayım :D


Kitaba dönecek olursak, çok temel düzeyde bir psikopatoloji kitabı diyebiliriz. Herkesin anlayabileceği düzeyde basitleştirerek ruh sağlığıyla ilgili çeşitli konulardan ve 'hastalıklardan' bahsediyor. Bu konulara ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim. Keyifli ve komik bir dili var yazarın.

Ayrıca kitap boyunca sıkça yapılan "Psikolojik sorunlarınızdan bahsetmekten çekinmeyin. Bu tıpkı kırılan kolunuzu tedavi ettirmek gibi bir şeydir, utanılacak bir şey yoktur." gibi vurgular da epey hoşuma gitti. Çünkü bugün hala bu tabuları kırabilmiş değiliz. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Fena değildi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Kitap hem kısa hem de çok kolay okunabiliyor zaten. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Bizimle değilsin :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Sarı falan, güzel renkler :D

Final puanı: 3,65

12 Eylül 2017 Salı

Türlerin Kökeni

Kitap Adı: Türlerin Kökeni
Özgün Adı: Fiu No Kigen
Kitap Yazarı: Charles Darwin
Çeviren: H. Can Erkin

Yayınevi: Yordam Kitap
Sayfa Sayısı: 192
Baskı Yılı: 2010

Öncelikle şunu söylemeliyim, bu kitabın gerçekten Türlerin Kökeni kitabının manga hali sanıyorsanız büyük bir yanılgıya düşmüşsünüz demektedir. TIPKI BENİM GİBİ. Bunun tamamen bir satış hilesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu kitap Türlerin Kökeni falan değil. Bu kitap yalnızca Charles Darwini'nin hayatını, evrim teorisinin gelişimini anlatan bir kitap. Hadi zorlarsak Türlerin Kökeni kitabının basım sürecini de anlatıyor diyebiliriz :D

Türlerin Kökeni bana ağır gelir, okurken çok sıkılırım diye tereddütlerim olduğu için manga verisyonunu alayım, hani resimli falan anlamamı kolaylaştırır diye düşünmüştüm bu kitabı satın alırken. Ama KANDIRILDIM :D Bu ülkede alıştık zaten artık kandırılmalara :D



Öyle işte, kitapla ilgili söylenecek pek bir şey yok aslında. Darwin'in hayatı ve teorinin gelişimiyle ilgili çok da yabancı olmadığım şeyleri tekrar bir manga olarak okumuş oldum :D Türlerin Kökeni'nin normal kitap versiyonunu da almaya niyetlendim ama Evrensel Basım'dan olan baskısı tükenmiş, hiçbir yerde bulamıyorum. Buna bir hal çare bilen varsa söyleyiversin :D

Söylemeden edemeyeceğim, kitap bir tık da taraflı geldi bana. Bu mangada gördüğümüz şeyler ne ölçüde Darwin'in bizzat fikirleri bilemiyorum. Sonuçta elimizde tuttuğumuz manganın çizeni ve yazarı başka insanlar. Ama Evrim Teorisi'nin karşısındaki en bilindik teori olan Yaratılış Teorisi'ne karşı ufak ufak laf çarpmalar falan gördüm kitap boyunca :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Eh :D

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Manga olduğu için doğal olarak akıcıydı :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 3/5
Bundan emin olamıyorum :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Fena değil. 

Final puanı: 3,6

11 Eylül 2017 Pazartesi

Orijin (Corpus, #1)

Kitap Adı: Orijin
Özgün Adı: Origin
Kitap Yazarı: Jessica Khoury
Çeviren: Melishan Devrim

Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 376
Baskı Yılı: 2016

Bu kitabı uzuuun zaman önce almıştım. Okurken fark ettim bu kitabın ne doğru düzgün bir reklamı yapıldı ne de bugüne kadar okuyan birine denk geldim. Ama epey güzel kitaptı, neden böyle kaybolup gitmiş anlayamıyorum :D

Olaylar Amazon Ormanları'nın derinliklerinde labaratuvar gibi bir yerde geçiyor. Pia, burada doğup büyümüş genç bir kız. Ve kendisi ölümsüz. Bu labaratuvarda yıllardır yapılan çalışmaların sonucu olarak doğan ilk ölümsüz insan. Dünyada derisini delebilecek hiçbir madde yok, boğularak ya da açlıktan falan ölmesi mümkün değil. İnsanlığın bildiği bütün hastalıklara karşı bağışıklığı var. Kusursuz bir hafızası var.



Doğup büyüdüğü bu labaratuvara Küçük Cam diyorlar. Dış dünyadan tamamen izole durumda ve epey de gizli olarak yürüyor işler. Dışarıdan kitap, gazete hiçbir şey girmiyor. Dolayısıyla Pia da dış dünyayla ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyor. Burada teyze ve amca dediği bilimadamlarıyla çeşitli dersler çalışıp yetiştiriliyor. Amacı kendi gibi ölümsüz bir neslin doğumu için gerekli çalışmaları yönetmek.

Pia bir gün labaratuvarın etrafını çevreleyen elektrikli tellerde bir kaçış buluyor ve ormanı keşfe çıkıyor. Daha sonra hem dışarısıyla hem de yürütülen deneylerle ilgili bir şeyler öğreniyor ve sorgulamaya başlıyor.

Kitap gerçekten güzeldi. Okumaktan keyif aldım. Farklı ve özgün bir dünya, daha önce pek de karşılaşmadığımız detaylar. O yüzden sevdim. Ve kısa sürede unutulup gitmesine de üzüldüm. Okumanızı tavsiye ediyorum. Bir seri olarak gözüküyor ama Goodreads'de kitapların sadece aynı mekanda geçtiğini, dolayısıyla istenen sırada okunabileceğini söylüyordu. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Ben beğendim.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Origin!

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapak da fena değil bence. 

Final puanı: 4,5

6 Eylül 2017 Çarşamba

Twilight (Twilight, #1)

Kitap Adı: Twilight
Kitap Yazarı: Stephenie Meyer
Yayınevi: Little, Brown and Company

Sayfa Sayısı: 498
Baskı Yılı: 2005


Instagram'da hikayelerimi takip edenler bilir, 3-4 gündür beni bir Alacakaranlık çılgınlığı aldı gidiyor :D Uzun zamandır seriyi tekrar okumak istiyordum ama 4 gün önce inanılmaz ani bir kararla elime alıp sonunda okumaya başladım.

Alacakaranlık serisi benim okuduğum ilk seriydi, belki 6-7 yıl olmuştur okuyalı. Böyle ilk olduğu için de bende apayrı bir yeri var, gerçekten çok seviyorum :D

Bu okuma sürecinde yaptığım paylaşımlara bir sürü insandan cevap geldi. Kitabı yeniden okumaya başlayanlar oldu, filmleri açıp izleyenler oldu. Üzerinizde böyle bir etki gösterebiliyor olmak da beni ayrıca mutlu etti. Söylemeden geçemeyeceğim :D

Konusunu falan anlatmayacağım, benim yaşlarımdaki insanların ergenliğini süsleyen Alacakaranlık işte :D Stephenie Meyer bizi ilk kez tabiri caizse "çağdaş" vampirlerle tanıştırdı. Aile kuran, işi gücü olan, okula giden ve insan kanıyla beslenmeyen vampirler.



Kitabı okuduğum sırada yine ani bir kararla ilk filmi de açıp izledim ve ne kadar berbat bir halde olduğunu gördüm :D Birçok sahne yok, olanlar değiştirilmiş. Film gerçekten çok kötü durumda. IMDB puanını görünce çok düşük diye şaşırmıştım ama filmi izledikten sonra hak verdim :D Kimse kalmamıştır ama olur da bu seriyle ilk kez tanışacaksanız asla film ile başlamayın. KESİNLİKLE KİTABI OKUYUN.

Kitabı okurken Bella ve Edward'ın arasındaki ilişkiden inanılmaz keyif aldım. Aralarında aşırı eğlenceli bir ilişki var. Birbirlerine karşı davranışları, inceden laf sokmaları falan çok komik. Filmde bu ilişkinin onda birini bile göstermiyorlar. 

Bella'nın tepkilerine de bayılıyorum. Bir sahnede Edward Emmett ile birlikte ayı, aslan falan avlamaya gittiklerini anlatınca Bella "Benim de görme şansım var mı?" gibi bir şey soruyor. Adam sana çıplak elle ayı avladığını söylüyor, kızın tepkisine bak! Bella'ya BA-YI-LI-YO-RUM! :D

Bir ara da son kitap olan Şafak Vakti'ni okumayı planlıyorum. Kendisi benim en en sevdiğim kitap olur bu seride :D O zaman yine yüz milyon tane paylaşım yaparım zaten, anlarsınız :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 5/5
Çok seviyorum :D

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 5/5
500 sayfalık İngilizce okumaktan dolayı çekincelerim vardı ama su gibi aktı :D

Baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Güzel kapak (%5): 5/5
Kapak güzel ya :D

Final puanı: 5

3 Eylül 2017 Pazar

Kozmik Kahkaha (Psikanalitik Öyküler, #1)

Kitap Adı: Kozmik Kahkaha
Özgün Adı: What Do You Get When You Cross a Dandelion With a Rose?: The True Story of a Psychoanalysis
Kitap Yazarı: Vamık D. Volkan
Çeviren: M. Banu Büyükkal

Yayınevi: Okuyan Us
Sayfa Sayısı: 167
Baskı Yılı: 2014

Vamık Volkan psikolojide adı duyulan isimlerden biri. Bu kitabını da 2-3 yıl önce bir TÜYAP'ta aldığımı hatırlıyorum. Ama okumaya bir türlü sıra gelmemişti, sonunda elime aldım ve okudum.

Kitabın başında yazarın mesleki hayatından da kısaca bahsediliyor. Vamık Volkan gerçekten inanılmaz biri. Nobel Barış Ödülü'ne bile aday gösterilmiş. Bu bölümü okurken "Bu adamın yaptıklarının onda birini yapabilsem kendimi çok şanslı hissederim." diye düşündüm.

Bu kitapta da akut şizofreni alarak kendisine yönlendirilmiş bir hastasıyla 4 yıl boyunca yaptığı analiz çalışmalarını anlatıyor. Kendisi psikanalitik yönelimli bir terapist. Hatta epey de klasik bir terapist. Gerçi 60'lı yılları anlatıyor ama yine de bildiğiniz o meşhur divan ile yapıyor seanslarını. 

Hasta da epey zorlu bir hasta. Ciddi ve ani duygu değişimleri var, halüsinasyonlar görüyor, saldırganlık var. 4 yıl boyunca terapilerin devam ettiğini düşünürseniz ne kadar zor olduğunu da tahmin edebilirsiniz. Volkan inanılmaz analizler yapıyor, rüyalarda görülen nesneler, danışanın anlattıkları şeyler hakkında söyledikleri falan çok şaşırtıcıydı. Freud'un izinden gittiğini de açıkça görebildim, her şeyin altında bir penis arayıp buluyordu :D



Psikanalitik terapi için epey zor ve uzun bir eğitim gerekiyor. Hatta eğitime kabul edilebilmek için önce kendiniz analizden geçiyor ve tabiri caizse "ruh sağlığınızın yerinde olduğunu" gösteriyorsunuz. Türkiye'de bu eğitimi veren bir yer var mı bilemiyorum, hiç duymadım. Bu eğitimi verebilecek donanımda birisi olduğuna da pek ihtimal vermiyorum doğrusu :D 

Psikanaliz kendi meslek hayatımda kullanmayı düşündüğüm bir akım değil ancak okumayı seviyorum. Sizin de ilginizi çekiyorsa bu kitaba göz atabilirsiniz. Psikanalitik Öyküler serisinde 3 kitap daha var ama bazıları tükenmiş.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Fena değildi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Çok kalın bir kitap değil ama bir roman akıcılığı da beklememek lazım :D 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Hiç alakası yok :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Renkleri güzel :D

Final puanı: 3,3