My name is August. I won't describe what I look like. Whatever you're thinking, it's probably worse.
Kitap Adı: Wonder
Kitap Yazarı: R.J. Palacio
Yayınevi: Corgi
Sayfa Sayısı: 315
Baskı Yılı: 2013
Aslında bu yazının tam başlığı Wonder ve İngilizce Kitap Okumak olabilir. Çünkü biraz ondan da bahesedeceğim :D Bu kitap için video çekmek isterdim ama üniversitede son sınıf olmanın yükünü bütün varlığımla hissediyorum bu aralar :D İnanılmaz yoğunum, bulduğum boş vakitlerde de genelde kitap okuyorum, video çekmeye üşeniyorum :D
Wonder güzel bir kitaptı. Kitapta August adında 10 yaşında bir çocuk var. Yüzü deforme olmuş, doğuştan itibaren böyle. Yıllarca çok fazla plastik operasyon geçirmiş olsa da yine de 'normal' bir görünüşten çok uzak. O yüzden hiç okula gitmemiş, annesi tarafından evde eğitim görmüş. Ama anne babasının önerisiyle 5. sımıf için bir okula kaydoluyor. Ve hayatı boyunca yüzüne bakan her insanda binlerce kez gördüğü şok ifadesini bir de okul arkadaşlarıyla deneyimliyor.
Kitabın tamamını August'ın ağzından okusaydım daha mutlu olurdum açıkçası. Ama kitabı August, ablası Via, ablasının sevgilisi Justin, August'ın arkadaşları Jack Will ve Summer ile ablasının arkadaşı Miranda anlatıyor. Ben en çok August'lı bölümleri sevdim ama şimdi düşününce Via'nın bölümleri de güzeldi. Doğrusu böyle farklı açılardan August'ı görmek güzeldi işte :D
Via bize biraz böyle bir kardeşe sahip olmak nasıldır, onu anlattı. Bazı sayfalarda çok üzüldüm. Kardeşini çok seviyor, ona gösterilen özel ilgiyi de anlıyor ama sonuçta o da çocuk. Annesinin ona hiç kıyafet dikmediğini, uyurken onu hiç izlemediğini falan anlatıyordu. Üzücü yani.
Aslında Via bize kardeşinin yüzünü tam olarak tarif ediyor ama ben kafamda net olarak canlandıramadım. Tamam deformasyon var ama nasıl görünüyor? O yüzden biraz interneti karıştırdım ve aşağıdaki görseli buldum. Kitaptaki tariflerden hareketle çizilmiş. August aşağıdaki gibi görünüyor.
Fotoğrafın çevresine de August için kullanılan hakaretler eklenmiş. Mutant, canavar, fare çocuk, hilkat garibesi falan var.
August görüntüsüyle ilgili problemlere rağmen aslında çok arkadaş canlısı ve komik bir çocuk. Kitabı okurken birçok yerde epey güldüm :D Kitabın sonu çok tahmin edilebilirdi ama yine de güzeldi. Öyle bitmesine sevindim.
Okunabilirlik açısından da orta derecede bir kitaptı. Sonuçta kitap büyük oranda çocuklar etrafında döndüğü için öyle çok kurallı bir İngilizce yok. Argolar, deyimler falan görebiliyorsunuz. Ama ben okurken böyle şeylere takılan biri değilim. Tüm kitapta toplasanız 5-6 kelimenin anlamına bakmışımdır. Kelime çok hayati bir yerde durmuyorsa kelimelerin anlamına bakmam. Zaten çoğu zaman akıştan çıkar, çıkmıyorsa da demek ki önemli bir şey değildir :D
Şimdi bu günlerin popüler sorularına gelelim. İngilizce kitap okumak için hangi seviyede olmalıyım? Hangi kitaplar kolay okunur? falan :D
Seviye konusunda ben de çoğu okuyucuyla aynı fikirdeyim. İngilizce kitap okumak için en az B2 seviyesinde olmanız gerekir bana göre de. Çünkü kitap okumak başka bir olaydır. Daha önce ders kitaplarında gördüğünüz ufak tefek yazıları ya da internette denk geldiğiniz birkaç paragraflık haberleri falan anlıyor olabilirsiniz. Ama biz burada 300-400 sayfalık kocaman bir kitaptan bahsediyorsunuz. Bunun için ortalama bir okuduğunu anlama becerisine sahip olmalısınız bence.
Daha önce hiç İngilizce roman okumayı denemediyseniz, ben de herkes gibi seviyeli kitap diyeceğim! :D Çünkü seviyeli kitaplar tam olarak olmasa da farklı bir dilde bir kitap okumak nasıldır, bunu size gösterir. Ama burada daha eğlenceli olabilecek bir önerim daha var: Çizgiromanlar! :D Yazılanı anlamasınız bile çizimlerden olayı çıkarırsınız diye düşünüyorum. O yüzden hem okumak daha keyifli olur hem de biraz cesaret gelebilir :D
Bizim gibi İngilizcenin native speaker'ları olmayan insanlar young adultları falan rahat okur bence. Çünkü onlarda hem konu çok ağır ve karmaşık değil, hem de çok fazla söz sanatlarıyla dolu, yoğun bir İngilizce yok. Ama onların da argolar falan gibi bir dezavantajı olabiliyor. Bu benim görüşüm ama bence C1-C2 gibi üst düzey İngilizceye sahip olsanız da Dan Brown, Patrick Rothfuss, Stephen King gibi büyük yazarlara girişmeyin. Çünkü onların İngilizcesi, İngilizcenin dibi :D Anlamakta çok çok çok zorlanırsınız bence, o yüzden gerek yok :D
Ayrıca İngilizce kitap okuyamıyorsanız da okumayın bence. Sırf İngilizce okuyorum demek için kitap okumak gibi keyifli bir aktiviteyi, okuduğunuz her kelimeyi anlamakla uğraşacağınız bir işkenceye dönüştürmüş olursunuz. Dil öğrenmek ve kullanmak ayrı bir tutkudur, zorla olmaz.
Böyle işte :D Sormak istediğiniz bir şeyler olursa buraya ya da instagrama ya da ask.fm'e yazabilirsiniz :D Elimde okunacak birkaç tane daha İngilizce kitap var, okudukça onlarla da ilgili fikirlerimi gireceğim.
Ne kadar uzun bir yazı oldu :D Kitaptan hoşuma giden birkaç alıntıyla bitiriyorum:
"You can't blend in when you were born to stand out."
"You don't need your eyes to love. "
"When given the choice between being right or being kind, choıse kind."
"Everyone in the world should get a standing ovation at least once in their life because we all overcometh the world."
Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 5/5
Daha önce hiç bu tip bir çocukla ilgili bir şeyler okumamıştım.
Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5
Akıcılıkta bir şey vardı ama çözemiyorum :D
Basım kalitesi (%5): 4/5
Ya ben kağıdı sevmedim, beyaz kağıda basılsaydı daha güzel olurdu.
Güzel kapak (%5): 5/5
Kapak çok ilgi çekici, kitabı almamdaki rolü büyük :D
Final puanı: 4.45