28 Eylül 2016 Çarşamba

Ada: Sırlar Çözülüyor (Nil, #2)

Kitap Adı: Ada: Sırlar Çözülüyor
Özgün Adı: Nil Unlocked
Kitap Yazarı: Lynne Matson
Çeviren: Bilge Turan Zourbakis
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 479
Baskı Yılı: 2016


Bu aralar Ada serisine maraton yapıyorum. Bu sebeple Sırlar Çözülüyor'u da okudum. Ben seri boyunca Charley ve Thad merkezde olacak diye düşünüyordum ancak öyle olmadı. Bu kitapta erkek kardeşi yıllar önce adaya düşüp kurtulduğu için yıllardır adayı bulmaya kafaya takmış bir astrofizikçinin kızı Skye ve ilk kitaptan tanıdığımız Rives var. Bu iki karakter bir anda olayların merkezine oturuyor.

Bu kitapta Ada'yla ilgili bilgileri öğreniyoruz. Öyle bir adanın var olmasının, adada açılan kapıların falan arkasının boş bırakılmaması hoşuma gitti. Adanın güzel bir hikayesi vardı. Kapılarla ilgili Güneş patlamalarını falan kullanmalarını da çok beğendim.


Böyle işte. Bir de şunu söylemeliyim. Bu seri bana genel olarak Lost'u hatırlatıyor ve bu kadar hatırlatması çok da iyi değil bence. Serinin bir tık özgünlüğünü kaybetmesine sebep oluyor benim gözümde.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı.  

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi, bir problem görmedim.

Orijinal isim (%10): 3/5
Ada Açılıyor falan aslnda ama anafikri vermiş :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak da idare eder. 

Final puanı: 3,9

19 Eylül 2016 Pazartesi

Ölüm Adası (Phoenix Island, #1)

Kitap Adı: Ölüm Adası
Özgün Adı: Phoenix Island
Kitap Yazarı: John Dixon
Çeviren: Ebru Sürmeli
Yayınevi: Go! Kitap
Sayfa Sayısı: 462
Baskı Yılı: 2016


Ölüm Adası Go'nun en yenilerinden. Go bir ara ortadan kaybolmuş gibiydi ama yakın zamanda güzel şeylerle gelmeye başladılar. 

Ölüm Adası'nı alırken biraz Lost gibi bir şeyler okurum diye düşünmüştüm. Ama bu çok daha farklı, çok daha psikopatça :D

Hüküm giymiş çocuklar, suç işlemeyi bırakmadıklarında son çare olarak Feniks Adası'na gönderiliyorlar. Bu adada telefon yok, mesaj yok, eposta yok, televizyon ve internet yok. Dışardaki insanlar adanın varlığından bile haberdar değil. Buraya gönderilen çocuklara 18 yaşına girdikleri gün adadan ayrılabileceği söyleniyor.



Adada bildiğiniz askerlik eğitimi var. Ama olabilecek en kötü hali. Askeri düzendeki şiddeti oldum olası anlamam zaten. Bu adada şiddetin dibi var. Boks şampiyonu olan Carl da çıktığı mahkeme tarafından bu adaya gönderiliyor. Ama bu adada bir şeyler dönüyor tabii ki.

Kitap sonlara doğru biraz bilimkurguya döner gibi oldu. O kısımları hoşuma gitti. Bir devam kitabı da varmış. Kitabı sevdim mi? Evet. Ama devam eder miyim? Yakın zamanda sanmıyorum :D

Öyle işte. Ultra yüksek beklentileriniz olmazsa sizin de kitabı seveceğinizi düşünüyorum. Ama bir favori değil bence.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi genel olarak.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı.  

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Güzeldi, bir problem görmedim.

Orijinal isim (%10): 1/5
Kitapta adanın ismi Feniks diye bırakılmış zaten, kapakta niye yok? :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak fena değil :D 

Final puanı: 3,65

16 Eylül 2016 Cuma

Asla Ayrılmayacağız

Kitap Adı: Asla Ayrılmayacağız
Özgün Adı: We'll Never Be Apart
Kitap Yazarı: Emiko Jean
Çeviren: Zehra Uzun
Yayınevi: Novella Dinamik
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2016


İşte o anda, asla ayrlmayacağımızı biliyorum.

Asla Ayrılmayacağız hem adıyla hem de kapağıyla oldukça ilgimi çeken bir kitaptı. Okurken de keyif aldım, sonunu tahmin ettim aslında ama yine de hiç beklenmedik bir son yaptı. Aslında bu kitap için "Şu kitabı beğendiyseniz bunu da seversiniz." diyebileceğim bir başka kitap var ama onu söylersem sonunu hemen anlarsınız :D

Kitabı bize bir psikiyatri kliniğinde yatan Alice anlatıyor. İkiz kardeşi Celia'nın çıkardığı bir yangında erkek arkadaşı Jason'ı kaybediyor Alice. Çok uzun zaman önce yanında yaşadığı büyükbabasını da kaybettiği için Celia ile birlikte birkaç kere koruyucu aile değiştiriyorlar, oradan oraya savrulan bir hayatları var. Ama Celia her zaman inanılmaz şiddet eğilimli, yangın çıkarmaya falan bayılan bir tip olduğu için bir yerde tutunamıyorlar.



Alice en son çıkan yangında neler olduğunu hatırlayamıyor. Bu yüzden klinikte düzenli olarak bir psikiyatrist ile görüşüyor. Bu psikiyatrist Alice'tn bir günlük de tutmasını istiyor. Biz hem o zamanı okuyoruz, hem de Alice'in günlüğünden parçaları.

Kitap inanılmaz akıcıydı. Ama dediğim gibi ben sonunu tahmin ettim. Belki benzer bir kitap okuduğumdandır bu. Çünkü ilk kez okuyan birinin bu sona ulaşabileceğine pek ihtimal vermiyorum.

Bu kitabı gönül rahatlığıyla önerebilirim. Benim önerilerime bakıp bir şeyler alıyorsanız, bunu da alırsınız bence :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Beğendim.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Ço akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Gayet güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Bu da güzel. 

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapağı güzel ya, ben sevdim. 

Final puanı: 4,55

11 Eylül 2016 Pazar

Şeytanın Rüya Kapanı (The Devil's, #2)

Kitap Adı: Şeytanın Rüya Kapanı
Özgün Adı: The Devil's Dreamcatcher
Kitap Yazarı: Donna Hosie
Çeviren: Aslı Karadeniz
Yayınevi: Novella Dinamik
Sayfa Sayısı: 382
Baskı Yılı: 2016


İlk kitabı çok sevdiğim için gelir gelmez Şeytanın Düş Kapanı'na başlamıştım ama 10 sayfa falan okuduktan sonra olayları tam hatırlamadığımı fark ettim. O yüzden hızlıca, 3 saat içinde falan, ilk kitap olan Şeytanın Stajyeri'nin tekrar okudum. 

İlk kitabı Mitchell'in ağzından okuyorduk, bu kitabı bize Medusa anlatıyor. İlk kitabın sonunda olan olaylardan sonra nasıl devam edeceğini falan merak ediyordum. Bu spoiler sayılmaz herhalde, zaman çizgisi değiştiği için bu kitap da ona göre gidiyor. 



Açıkçası ben ilk kitabı daha çok sevmiştim. Çünkü zaman yolculuğu ve paradokslar gibi hayran olduğum detayları vardı. Bu kitapta ise bir görev var diyebiliriz. Şeytan'ın Rüya Kapanı çalınıyor, böylece Şeytan Takımı da bu rüya kapanını bulmak için tekrar bir araya gelip maceraya başlıyor 

Bu serinin iki kitabı daha var. Muhtemel isimleri Şeytanın Ölüm Meleği ve Şeytanın Atlısı (?) olacak diye düşünüyorum. İkinci kitap da bize son sayfalarda Ölüm Meleği'ni göstererek aslında üçüncü kitaba hazırlık yapmış ve merakta bırakmış oldu :D

Bu seriyi seviyorum. Çünkü cehennemde geçmesi gibi çok özgün ve eğlenceli bir yönü var. Bu yüzden okumanızı tavsiye ederim.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Bu sabah bir buçuk saatte 200 sayfa falan okudum :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Gayet güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Seride orijinal isimleri kullanmaları güzel. 

Güzel kapak (%5): 3/5 
Rengini çok sevdim ama kapaktaki kadını pek sevemedim :D

Final puanı: 4,55

8 Eylül 2016 Perşembe

İhanetini Fısılda

Kitap Adı: İhanetini Fısılda
Kitap Yazarı: Meltem Lian Özüt
Yayınevi: Dex
Sayfa Sayısı: 425
Baskı Yılı: 2015


Ben galiba bu kitabı 2015 Tüyap'tan aldım. O zamandan beri bekliyordu, geçenlerde ne okusam diye dolanırken birden elime aldım. Bir koma hikayesi olduğunu biliyordum, bu yüzden beklentim yüksekti. Ama tam bir hayal kırıklığı.

Kitabın daha başlarında gay erkek karakterle ilgili şu ifadeler geçtikten sonra aslında kitap benim için tamamen bitti ama yarım kalmasın diye sıkıntıdan ölmek pahasına okumaya devam ettim.

Bu gay karakterden hoşlanan bir kadın var, onun kendisini çok iyi anladığından falan bahsediyor. Bunun üzerine her şeyi çok bilen Berrak şöyle düşünüyor:

"Seni anlıyor çünkü senin frekansında, senin gibi hissediyor." 

Daha sonra iyice beynini kaybedip bir de şöyle diyor: "Özenç aşık olunabilecek bir erkek değildi; çünkü tam bir erkek bile değildi!"

Şunları okuduktan sonra kitabın üstüne kusacaktım :D Yazar böyle abuk subuk fikirlere nereden kapılmış bilmiyorum ama keşke yazmadan önce açıp iki satır bir şey okusaymış. Böylece biz de kitapta böyle saçmasapan şeyler görmek zorunda kalmazdık :D


Kitabı sevmememdeki tek unsur bu değil. Aslında kitapta elle tutulur hiçbir şey yok. Biraz bilinçaltı yapmaya çalışmış, olmamış. Biraz paranormal yazayım demiş, o hiç olmamış :D Ayrıca diyaloglar o kadar yapay ki, ucuz dizilerde falan bile olmaz bu kadar yapaylık :D 400 küsür sayfa boyunca sıkılmadan okuyabileceğim tek bir satır bile bulamadım.

Özetle, kitap olmamış yani. Bana soracak olursanız, okumazsanız hiçbir şey kaybetmezsiniz.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 1/5
Hiç beğenmediğimi yeteri kadar ifade ettim sanırım :D


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 2/5

Kitapta hiçbir şey olmadığı için hızlı okunuyordu ama bunu olumlu bir şey olarak değerlendiremeyeceğim :D

Baskı kalitesi (%5): 2/5
Dex'in sayfa kalitesiyle ilgili konuşmaya gerek yok herhalde? :D

Güzel kapak (%5): 3/5
Kapağı sevdiğimi itiraf etmeliyim! :D 

Final puanı: 1,65

5 Eylül 2016 Pazartesi

Senden Önce Ben (Me Before You, #1)

Kitap Adı: Senden Önce Ben
Özgün Adı: Me Before You
Kitap Yazarı: Jojo Moyes
Çeviren: Ayşe Görür
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 479
Baskı Yılı: 2016


Bu kitabı okurken ağlamadan bitirebilen var mı? Ben yapamadım çünkü :D Üstelik kitabı okumadan önce filmi izlemiştim ve neler olacağını biliyordum. Ona rağmen okurken kendimden geçtim yani :D

Konuyu anlatmama gerek var mı bilmiyorum ama kısaca anlatayım yine de. Oldukça hareketli bir hayatı olan Will Traynor, bir trafik kazası geçiriyor ve omurilik felci oluyor. Dolayısıyla artık tekerlekli sandalyeye mahkum durumda. Lou Clark da çalışıp ailesine bakması gerektiği için iş ararken kendisini Will'in bakıcısı olarak buluyor. 

Kitap çok güzeldi. Ben filmi de çok beğenmiştim. Moyes bizi neden bu kadar üzüyor bilmiyorum ama kitaptaki her şey çok güzeldi. Senden Önce Ben için bu türde okuduğum en iyi kitaplardan biri diyebilirim. 



Genelde film kapaklarını sevmediğimi söylerim ama bu kapağa bayıldım. Pegasus gerçekten çok kaliteli bir iş çıkarmış. Kapağı kusursuz gözüküyor. Baskısı falan da oldukça iyi.

Sanırım ilk kez, bir filmi kitabından önce okuduğum için de memnunum. Çünkü okurken bazı sahnelerin gözümde canlanması okumayı daha güzel hale getirdi benim için. Ayrıca ben Emilia Clarke'ı bu rolde inanılmaz sevdim. O yüzden okurken Lou'nun o olduğunu bilmek de çok güzeldi benim için.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok beğendim.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çok akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Bunu söylemeden geçemeyeceğim, kitap boyunca birden fazla kez yazım hatası takıldı gözüme. 

Orijinal isim (%10): 5/5
Me Before You.

Güzel kapak (%5): 5/5 
Açıkçası ben diğer kapağı pek beğenmiyordum ama film özel baskısı harika! 

Final puanı: 4,95

1 Eylül 2016 Perşembe

5 (Beatrice Kaspary, #1)

Kitap Adı: 5
Özgün Adı: Fünf
Kitap Yazarı: Ursula Poznanski
Çeviren: Belgin Selen Haktanır
Yayınevi: Koridor
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2016


Ben, Ursula Poznanski ile Erebos kitabında tanışmış ve bayılmıştım. O kitap gerçekten çok güzeldi. 5 de sanırım CNR zamanı yeni çıkmıştı, o yüzden Poznanski diye gözüm kapalı aldım kitabı.

Konusunu anlatmak için klasik Koridor kitabı demek yeterli bence. Koridor'un tarzını az çok bilenler ne demek istediğimi rahatlıkla anlayacaktır. Gerilim, polisiye yani :D

Yurtdışında popüler oyunlardan biri sanırım Define Avı ama ben bizde hiç karşılaşmadım. Başka oyuncuların sakladığı kutuları GPS ile aradığınız, dağ, bayır, orman falan dolaştığınız bir oyunmuş. Kitabın temelinde aslında bu oyun var. Katilimiz polise çeşitli bilmeceler ile koordinatlar bırakıyor ve bir sonraki aşamaya geçip sıradaki kurbanı bulmalarını sağlıyor.



Katilin kim olduğunu tabii ki tahmin edemedim :D Ama bundan öte bu oyunu neden oynadığının sebebi çok daha şaşırtıcı ve ilginçti. Kitap güzeldi, yaklaşık 400 sayfaydı ama 3 günde bitirdim. Ama yine o hissi bulamadım, favorilerime giremedi yani :D Bu aralar bende böyle bir hissizlik var herhalde.

Yine üstteki ifadeyi kullanacağım ama "Koridor Tarzı" okumayı siz de benim gibi seviyorsanız, bu kitabı da rahatlıkla okur ve seversiniz. Ayrıca kitabın Erebos'un yazarından olduğunu öğrenmek de büyük bir motivasyon bence.

Aryıca bu bir seriymiş. Pek çok polisiye romanında olduğu gibi olayı soruşturan polisin sabit kalıp olayların değiştiği serilerden. Ama 5 bile 2012'de yazıldığı halde yeni çevrilmiş o yüzden serinin devamı gelir mi gelirse ne zaman gelir hiç bilemiyorum.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Oldukça akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Neyse ki Almanca'da sayıları biliyorum :D

Güzel kapak (%5): 2/5 
Kapağının bir olayı yok :D 

Final puanı: 4,5