28 Nisan 2014 Pazartesi

Sapphique (English version)

Inside. Outside.
All seeking freedom.
Like Sapphique.

I've just noticed that there ara somre readers from USA, UK, Germany, Russia and Spain. Thank you all! So, I've decided to translate my last critic passage about Sapphique to Turkish.

Here we go...

A fantasy book which gets 3.7/5 points on Goodreads and 7.7/10 points on Vikitap. Sapphique... The story of a mysterious man who escape from Incarceron.


I really really love the story with the fisrt book Incarceron. I read Sapphique too with the same excitement and curiosity. When I've just read the first quarter of book with the detail I came across about Finn and kingdom, I said "come oon, If Fisher has a humanbeing imagination, so what I have ?"

Keep reading book's sheets which more action, there is another big suprise: I learned the answer the question make me wonder all along, where is the Incarceron?

Finn could escape the prison and I'm thinking would he save Keiro and Attia as exactly he promised. But with the new facts about the Incarceron everythinh changes ( If I give more spoilers, my life would be in danger, so I zipped it :D)

As if the hole action is not enough, something strange happened in Diyar (I don't know the original name). I really kicked one's heels to not give an eye to the end of book. But I don't, I resist :D In the final 100 pages, it becomes more and more interesting. Actually, one of my favourite thing of reading books, you can imagine better than the most successful directors. You can make your film in your imaginations. So there are some perfect scenes in my mind too. 

At the final it happened amazing things in Diyar. And incarceron, omg ! I think the author wrote and awesome final. I get really used to Finn, Attia and even Keiro.

My book rate is 9 points.

In my opinion, one or two books too can be written by that story. I hope, Catherine Fisher is agree with me and already started to write 3rd book and adapted to film.

Btw, I said I would search if there any other book of Fisher. Yes, there is! With "another perfect fantasy book by Fisher" comments, THE ORACLE BETRAYED (Actually, there are more books written by Fisher but just this one translated Turkish.). I immediately get the book and read!

Until buy that book, keep reading with my next book: Another fantasy by Rachel Hartman, Seraphina.

Have nice readings. Bye...







Sapphique (Incarceron, #2)

KALBİN KİLİDİNİ HANGİ ANAHTAR AÇAR?

Biri içeride, diğeri dışarıda. 
İkisi de özgürlük arayışında.
Sapphique gibi.
(For English press 9. Kidding, just  click click)

 Goodreads'de 5 üzerinden 3.70, Vikitap'ta ise 10 üzerinden 7.7 puan almış fantasik kurgu. Sapphique... İncaceron'dan kaçmayı başarmış gizemli insanın öyküsü.


Serinin birinci kitabı olan Incarceron ile seriye vurulmuştum (Incarceron yazısı için bi' tık). Sapphique'i de aynı heyecan ve merakla okudum. Daha kitabın dörtte birini henüz okumuşken  Finn ve krallıkla ilgili karşılaştığım şok edici detayla "ee yok artık, Fisher'daki beyinse biz boşa yaşıyoruz" dedim. İlk kitaptan daha aksiyonlu hikayede sayfaları büyük merakla çevirirken ikinci şok dalgası geldi: Başından beri aklımı kurcalayan sorunun cevabını öğrendim, Incarceron nerede ?

Finn hapishaneden çıkmayı başarmıştı, tam söz verdiği gibi Keiro ve Attia'yı da çıkarabilecek mi diye düşünürken, Incarceron'la ilgili öğrendiklerim her şeyi alt üst etti. (Ehh, daha çok spoiler verirsem başıma kötü şeyler gelebilir, en iyisi burada kesmek :D)

Sanki aksiyon, heyecan çok azmış gibi bir de Diyar'da garip şeyler olmaya başladı. Sonunu açıp okumamak için gerçekten zor tuttum kendimi ama okumadım, direndim. Son yüz sayfaya girince olaylar iyice kızışmıştı. Aslında kitap okumanın en sevdiğim yönlerinden biri bu, elinizdeki kitabın sayfalarını çevirirken en usta yönetmenlere taş çıkaracak hayaller kurabiliyorsunuz, hayallerinizde kendi filminizi çekiyorsunuz. Ben de buralarda gişe rekorları kıracak sahnelere imza attım diyebilirim.

Sona yaklaşırken artık Diyar'da olan oldu, Incaceron desen zaten ovv :D Bence yazar gerçekten başarılı bir son yazmış. Bitirince çok boşlukta hissettim kendimi. Çok alışmıştım Finn'e, Claudia'ya hatta Keiro'ya. (Benim de kötü yanım bu işte. Roman kahramanlarına bağlanıyorum, hikayelerin çok etkisinde kalıyorum :D)

Kitaba puanım: 9.5

"Onlar da yıldızlar." dedi Finn usulca

Bu hikaye, bu kurgu daha bir kaç tane kitap çıkarır diye düşünüyorum. Dilerim Catherine Fisher da benle aynı fikirdedir ve serinin 3. kitabını yazmak için kolları çoktan sıvamıştır ve dilerim kitaplar en kısa zamanda sinemaya da uyarlanır.

Bu arada, geçen yazımda sevgili yazarımızın başka kitabı var mı hemen bakacağım demiştim. Evet var! Fisher'ın yine efsane bir fantastik kurguya imza attığı yorumlarıyla taçlanan ORACLE. Ne yapıyoruz, hemen alıp okuyoruuuz !

Oracle elime geçene kadar boş durur muyum ? Tabii ki hayır. Fantasitk kurgudan devam ediyoruz, sıradaki kitabım: Rachel Hartman'dan Seraphina

Herkese keyifli okumalar...

21 Nisan 2014 Pazartesi

Incarceron (Incarceron, #1)

                                       BU HAPİSHANE CANLI! 
Bir hapishane hayal edin: Öyle büyük ki içinde hücreler ve koridorlar, ormanlar, şehirler ve denizler var.



Incarceron... Kitabın arka kapağındaki "Hem ürkütücü hem çok çekici ve bağımlılık yaratacak yeni bir serinin başlangıcı" övgüsünü fazlasıyla hak eden inanılmaz kurgu. Az önce kitabı bitirdim ve bitirdiğimde "vayy be" dedim. Kurguya, hikayeye, Catherine Fisher'ın yaratıcılığına hayran oldum.

Kitabı okumaya başladığımda şu notu almıştım: Incarceron ( nasıl okunduğunu hala çözemedim, inkarseron? :D) ilk sayfalarda bana fazlasıyla Suzanne Collins'in Gregor serisini hatırlattı, umarım onun kadar harika bir kitap tutuyorumdur elimde. 

Gerçekten de onun kadar nefis bir kitap okuyormuşum, baştan sona inanılmaz etkileyici bir kitaptı. Hele son yüz sayfaya girdiğimde yerimde duramadım okurken. Ben mi çok etkileniyorum bilmiyorum ama harbiden nefes kesiciydi :D

(Bu arada büyük bir parantez açayım, kitap bana bir başka kitabı hatırlatınca hemen yazılma zamanlarına baktım. Zekasına ve yaratıclığına aşık olduğum bir başka yazar Collins beş kitaplık Gregor serisini 2003-2007 yılları arasında yazmış. Fisher'ın Incarceron'unun da yayın yılı 2007. Esinlenme var mı, bilemiyorum. İstediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. Aslında bununla çok da ilgilenmiyorum, fikir nereden çıktıysa çıktı, ben keyifli okumama bakarım :D)

Kurgu müthiş, yaratıcılık tavan ama ufak tefek eleştirilerim de var kitaba dair. Yazarın bazı şeyleri net olarak açıklamadığını düşünüyorum (ikinci kitaba mı sakladı acaba?). Kitapta sık sık geçen 'dönem', 'protokol', 'ışıkyanması' (sanırım bu gündoğumu :D) 'Sapientler' gibi kavramlar havada kalmış, açıkçası tam olarak neyi ifade ediyorlar anlayamadım.

Ah, bir de kitabın ortalarında hikayenin kilit noktalarından birini tahmin ettim. Ama yine de heyecanla okumaya devam ettim orası ayrı. 

Methiyelerim yazmakla bitmez. Incarceron kitaplığımın başköşesine, hayatımda okuduğum en güzel kitaplarda da top5'e kesinlikle oturdu. Kitaba 10 üzerinden 9,5 veriyorum (yarım puan tahmin edilebilir kısımdan ve havada kalan hikayeye özgü terimlerden gitti :D). Eğer benim gibi bilimkurgu hastasıysanız bir an önce alın, okuyun, okutun :D

Şimdi ilk işim serinin ikinci kitabı Sapphique'e başlamak ve Catherine Fisher'ın bu seri dışında yazdığı herhangi bir şey var mı araştırmak olacak. 

Herkse keyifli okumalar...
  






20 Nisan 2014 Pazar

Deşifre ! Deha



Akıl her şeyi yaratacak kadar mucizevi, her şeyi yıkacak kadar da tehlikelidir.

8 gündür okuduğum Deşifre! Deha kitabını az önce bitirdim, sıcağı sıcağına ilk yazımı yazayım diye de blogumun başına oturdum.

Kitabın orjinal ismi Decoded; yani çözülmüş, çözümlenmiş. Ama bizim çevirmenlerimiz her zamanki gibi bambaşka bir isim seçmişler. Film, dizi ve kitap isimlerinde orjinali ile alakası olmayan, akıl almaz çeviriler yapmaya nasıl bayılıyorlar nasıl bayılıyorlar hayret ediyorum. Burdan yetkililere sesleniyorum, rahat bırakın şu isimleri :D 

Ama kapak tasarımı konusunda da hakkını yememek lazım bizimkilerin. Benim bir kitabı almamda çok büyük etkiye sahiptir ilgi çekici bir kapağın olması. Kapağın arka planında akan harfler ve sayılar "tamam bu kitabı alıyorum" dedirtti bana. Orjinal halindeki oldukça sıkıcı kapak aynen kullanılsaydı kesinlikle bu kitabı almış olmazdım. 

Kitabın arka kapağında beklentimi oldukça yükselten bir şeyler var: Çin'in bol ödüllü yazarından akıllarda yer edecek bir roman. Yazarımız Mai Jia bu romanı yazmayı tam 10 yılda tamamlamış. Bu kadar şeyi okuyunca bomba gibi bir şeyler okumayı bekliyor tabii insan. Ama hiç de beklediğim gibi çıkmadı. Pr çalışmalarıyla göz dolduran kitabın içeriği hiç de o kadar sağlam değil. 

Aslında güzel bir başlangıç yapmıştı Deşifre, ilgi çekici bir hikayeyi okuyarak girdim kurgunun içine. Hikaye ilerledikçe oldukça ilgimi çeken bir konu da açığa çıktı: Kriptoloji. Şifrelerle Dan Brown'ın Dijital Kale'sinde tamışmıştım ve mest olmuştum. O yüzden yine dedim ki tamam bu kitap efsane. Ama sona yaklaştıkça kitap sıkıcı hale gelmeye başladı. Artık 'bitsin de gidelim ya' diye okumaya başladım. Zaten yazar son bölüme "Bu sayfalarda hiçbir yeni bilgi olmadığı gibi, onlar daha önce yazılmış olanlarla herhangi bir gizli bağlantı içermiyorlar. Bu bölümü okuyup okumamak size kalmış." diye başlamış. Hakikaten de son bölümde okumaya değer bir şey bulamadım.  

Finalimizi, kitaba on üzerinden 6 vererek yapalım o halde. Çok fazla bilimkurgu, aksiyon, gizem içerikli kitapların okuyucusu olarak bu kitap kesinlikle beni tatmin etmedi. Elinizde şifreler gibi mükemmel bir konu varken ve bir kitabı yazmaya 10 yılınızı ayırıyorken çok çok daha iyi şeyler çıkabilirdi diye düşünüyorum. Ama kim bilir, belki bu kitap birilerinin hayatında okuduğu en harika şey de olmuş olabilir. 

**Durmak yok okumaya devam diyorum ve hemen yeni bir kitaba başlıyorum tabii ki. Sıradaki kitap: Catherine Fisher'dan İncarceron.

Görüşmek üzere... 





17 Nisan 2014 Perşembe

Kitap eleştirmenliğine soyunuyorum

Selam,
Ne yapsam ne yapsam diye düşünürken sıkı bir okuyucu olarak okuduğum kitaplara ufak çaplı eleştiri yazıları yazmaya karar verdim.
Şu an Çinli yazar Mai Jia'nın tam on yılda tamamladığı Deşifre! kitabını okuyorum, bitirir bitirmez ilk eleştiri yazım da hayat bulmuş olacak. Ne çıkacağını ben de merakla bekliyorum