Kitap Adı: Süper İyi Günler
Özgün Adı: The Curious Incident Of The Dog In The Night-Time
Kitap Yazarı: Mark Haddon
Çeviren: Övgü İçten
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 289
Baskı Yılı: 2012
Özgün Adı: The Curious Incident Of The Dog In The Night-Time
Kitap Yazarı: Mark Haddon
Çeviren: Övgü İçten
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 289
Baskı Yılı: 2012
Benim adım Christopher John Fransic Boone. Dünya üzerindeki bütün ülkeleri biliyorum ve onların başkentlerini ve 7507'ye kadar bütün asal sayıları.
Süper İyi Günler, otizm belirtileri gösteren 15 yaşında bir çocuğun ağzından yazılmış. Ama tam olarak tanısının ne olduğuna kitapta yer verilmemiş. Ben Christopher'da Asperger olduğunu düşünüyorum. O yüzden Otizm ve Asperger'e biraz göz atalım istedim.
Otizm, yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur.
DSM-IV (Uluslararası Ruhsal Hastalıklar Tanı ve İstatistik El Kitabı)'e göre otizmli bir çocuk sosyal etkileşim, sosyal iletişimde kullanılan dil, hayali veya sembolik oyun oynama alanlarından birinde veya daha fazlasında üç yaşından önce gecikme ya da anormal fonksiyon gösterecektir. Ve otizm tanısı alabilmesi için bu üç alanda sıralanan kriterlerden en az altısına sahip olmalıdır.
Asperger Sendromu'nda ise Otizmde görülen İletişim, Etkileşim ve Hayal Gücü ile ilgili düzensizliklerin üçü birden çeşitli derecelerde görülür. Sözel olmayan İletişim aksaklıkları Otizmdekine çok benzer seyrederken, Asperger Sendromu'nda kişi sözel konuşma yetisine sahiptir; ayrıca akademik ve bilişsel yetiler normal ya da normalin üstünde gelişmiştir. Kısacası Asperger 'otizmin biraz daha hafif halidir' desek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Otizmli bireylerde çok güçlü bir hafıza, matematik, fizik gibi alanlarda üstün başarı gösterebilme gibi yeteneklerin ortaya çıktığı yaygın olarak biliniyor. Christopher da bu yeteneklere fazlasıyla sahip bir çocuk.
DSM kitapçıklarında nasıl geçiyor bilmiyorum ancak bana göre 'otistik' hoş bi kelime değil, şu an gerçek anlamından uzak bir şekilde hakaret olarak kullanılıyor ve bu çocuklar böyle bir hitabı kesinlikle hak etmez. Keşke hiç etiketleme yapmasak ama 'otizmli' sanki bir nebze daha kabul edilebilir geliyor bana.
Yazar, otizmin en büyük belirtilerinden birini çok tatlı bir şekilde anlatmış: Mutfaktaki masa ve sandalyeler oynatılabilir çünkü bu farklı ama yemek odasında ya da salondaki kanepelerin ve sandalyelerin yeri değiştirildiğinde başım dönüyor ve hastalanıyorum.
Kitabı okurken her bölümün başında sıralı olmayan sayıların olduğunu fark ettim ve ne olduğunu anlamamıştım. Sonra öğrendim ki bölüm numaraları asal sayılardan oluşuyormuş. Burada şöyle de ilginç bir bilgi var: Asal sayılar şifre oluşturmakta çok işe yarar ve Amerika'da askeri materyal sayılırlar ve 100 haneden büyük bir asal sayı bulursan bunu CIA'e söylemen gerek, çünkü onu senden 10.000 Dolar karşılığı satın alırlar.
Bir ara Christopher kendisinde bir çok davranış bozukluğu da olduğundan bahsetti. Listelediği davranış bozukluklarından en çok şunu sevdim: Farklı yemekler birbirine değiyorsa yemeyi reddetmek.
Mark Haddon, neden karakter olarak otizmli bir çocuğu seçmiş, otizm konusundaki bilgileri nereden geliyor diye de biraz araştırdım ve bir dönem otizmlilerle çalıştığını öğrendim.
Bizim alandakiler zaten okumalı ama bence herkesin okuması gereken çok güzel, keyifli bir kitap. Otizmli bir çocuk dünyayı nasıl görür, olaylar karşısında nasıl tepki verir ve davranışlarının altında yatan sebepler nelerdir gibi soruları inanılmaz akıcı ve keyifli bir şekilde okuyabileceğiniz harika bir kitap. Zaten İngiltere'de yayınlandığı günden beri satış rekorları kırmış ve 15 dile çevrilerek 32 farklı ülkede okunmuş. Ayrıca Whitbread 2003 Yılın Romanı ve Yılın Kitabı Ödülü almış.
Christopher'dan bir alıntıyla yazımı bitiriyorum:
Ve cennet, bir kara deliğin diğer tarafında bile olsa ölü insanların roketlerle uzaya gönderilmesi gerekirdi, ama gönderilmiyorlar, yoksa insanlar fark ederdi.
Kitaba puanım: A+