31 Temmuz 2016 Pazar

Kırık Kalpler Reçetesi

Kitap Adı: Kırık Kalpler Reçetesi
Özgün Adı: The Broken Heart Diet
Kitap Yazarı: Tom Formaro
Çeviren: Eylül Başak Şen
Yayınevi: Novella
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2016


Kırık Kalpler Reçetesi, yine tam bir yaz kitabı. Hızlıca okumalık. Bu kez hikayede bir aşçı var. Evlenme teklif edeceği gün sevgilisi terk ediyor. İşlettiği restoranın ortağı bir sabah aniden ülkeden firar ediyor. Tüm bunların üst üste gelmesiyle Dante biraz dağılıyor. 



Kitapla ilgili ne söyleyebilirim bilmiyorum. Kolayca okunan, eğlenceli bir kitaptı. Benim gibi yemek yapmayı seven biri için ekstra keyifliydi. Çünkü Dante bir şef ve aynı zamanda İtalyan. Yani kitapta sık sık İtalyan yemekleri görüyorsunuz. 

Çok olay olmadan ilerliyordu kitap, ki zaten kendi türünde bu çok normal. Ama sonlara doğru hareketlendi, bir koşuşturmaca başladı ve ben bu hareketi sevdim. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzel. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
İyiydi.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Birkaç yazım hatası gördüm. 

Orijinal isim (%10): 3/5
Aslında ismi Kırık Kalp Diyeti :D 

Güzel kapak (%5): 3/5 
Fena değil kapağı da.  

Final puanı: 3,85

29 Temmuz 2016 Cuma

Oda

Kitap Adı: Oda
Özgün Adı: Room
Kitap Yazarı: Emma Donoghue
Çeviren: Gül Çağalı Güven
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 291
Baskı Yılı: 2016


Oda oldukça ilginç bir kitaptı. Annesiyle birlikte bir odada hapis tutulan beş yaşındaki Jack'in ağzından okuyoruz kitabı. Jack'e göre oda bütün dünya. Orada doğmuş, orada yaşıyor, bir saniye bile Dışarısı'nı görmemiş. Zaten dışarıda da hiçbir şey yok. Televizyon'da gördüğü her şeyin de sahte olduğuna inanıyor. Tek ve gerçek dünya: Oda. 

Annesi Jack'e böyle öğretmiş her şeyi. Şimdiye kadar fena gitmemiş ama Jack büyüdükçe sorular sormaya başlayınca işler karışmaya başlıyor. 

Cidden ilginç bir kitaptı. Olayları 5 yaşındaki bir çocuğun gözünden görmemiz de oldukça ilginçti. Yaşlı Nick geldiğinde Jack'in yatak gıcırdatma dediği şey çok çarpıcıydı bence. Zaten her şey öyle. Aslında bu bir travma hikayesi. 



Bence bu kitabı mutlaka okumalısınız. Ama baştan söylemeliyim ki okuması zor bir kitap. Hatta bence bu kitabın üzerine makaleler, incelemeler yazılır. Hem annenin hem de Jack'in psikolojisi ile ilgili sayfalarca analizler yapılabilir. Oda bana birazcık Çatı'yı da anımsattı, o da böyle zor, rahatsız edici bir kitaptı.

Filmini izleme fırsatı bulamadım henüz ama onu da çok merak ediyorum. Bu arada kitap New York Times tarafından 2010'un en iyi 10 kitabından biri seçilmiş.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Cidden iyiydi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Konu olarak zor olduğu için süper akıcı olduğunu söyleyemem. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Room. 

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapağını sevdim ben.  

Final puanı: 4,5

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Alice Hakkındaki Gerçek

Kitap Adı: Alice Hakkındaki Gerçek
Özgün Adı: The Truth About Alice
Kitap Yazarı: Jennifer Mathieu
Çeviren: Boran Evren
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 259
Baskı Yılı: 2016


Ben bu kitabı acayip merak ediyordum. Yabancı paylaştığında kapağını da çok sevmiştim, zaten orijinal kapağı kullanmıştır. Ama konu olarak böyle bir şey beklemiyordum, ben biraz daha gerilim korku falan beklemiştim :D


Kitap bir lise öğrencisi olan Alice hakkında. Bir arkadaşının verdiği partide iki farklı erkekle yattığı dedikodusu yayılıyor. Bir de bu erkeklerden biri kısa süre sonra araba kazasında ölüyor ve bundan da Alice sorumlu tutulunca hayatı iyice altüst oluyor.


Biz de dört farklı karakterin Alice hakkındaki düşüncelerini ve olayları öğreniyoruz. Partiyi veren kız, Alice'in en yakın arkadaşı, araba kazasından kurtulan çocuk ve Alice'in "inek tipli" yan komşusu. 



İnanılmaz akıcı bir kitap. Zaten 260 sayfa ama bölüm geçişlerinden dolayı boş sayfalar da var, o yüzden cidden tek oturuşluk kitap :D Hikaye olarak ne denir bilmiyorum, Alice' yapılanlar çok zalimceydi. Akran zorbalığı önemli bir konu, kitabın bunu konu almasını sevdim. Zaten Alice şöyle diyor:

"İnsanlar bir günde adi ve zalim olmuyorlar. Bu, insanın doğasında yok. Ancak onlara yeterli zaman verirseniz sonunda dünyanın en kalp kırıcı şeylerini yaparlar."


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Daha önce hiç bu konuda bir şey okumamıştım sanırım, o yüzden iyiydi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çok çok akıcı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Yabancı'nın mükemmel baskıları :D

Orijinal isim (%10): 5/5
Yeey! :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapağı çok beğendim ben. 

Final puanı: 4,65


22 Temmuz 2016 Cuma

Yüzleşme (Fairfax, #2)

Kitap Adı: Yüzleşme
Özgün Adı: Unhinge
Kitap Yazarı: Calia Read
Çeviren: Arzu Altınanıt
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 401
Baskı Yılı: 2016


Bir daha, bir daha söylüyorum. Benim Kördüğüm'e olan hayranlığımı duymayan bilmeyen kaldı mı? :D İşte sonunda serinin ikinci kitabını ellerimde tutuyorum. Tabii ki gelir gelmez okudum. Hemen bir açıklama, bu kitap Kördüğüm'ün devamı değil. Serinin adından da anlaşılabileceği gibi Fairfax kliniğindeki bir başka hastanın hikayesini anlatıyor. Ben pek hatırlayamadım ama ilk kitapta bebekli bir kadın varmış ya, Annecik mi ne, işte onun hikayesi :D

Yüzleşme yine çok heyecanlı ve inanılmaz sürükleyici bir kitaptı. Ama şunu söylemeliyim, bence bebekle ilgili mesele ilk sayfadan itibaren bağırıyordu :D Konuya ve mekana aşina olduğumdan mı bilemiyorum ama bence çok belliydi yani. Okuyan ve böyle düşünen varsa bana yazsın :D



Arka kapakta şöyle çarpıcı bir yazı var:

Adımın Victoria olduğunu söylüyorlar. Yirmi yedi yaşında olduğumu ve altı aydan fazla bir süredir bu akıl hastanesinde olduğumu söylüyorlar. Kocamın öldüğünü söylüyorlar. Ama kocam her gün beni ziyaret ediyor. Onlar istediklerini söylesinler, geçmişin düğümlerini çözüp gerçeği ortaya çıkarmanın zamanı geldi.

Konunun çekiciliğine, beni al beni al diye bağırmasına bakar mısınız? :D İşte böyle Victoria'nın hikayesini okuyoruz. Tıpkı ilk kitaptaki gibi biraz Fairfax günlerini biraz da olayların yaşandığını geçmişinden parçaları okuyoruz. 

Sonunda yine bombalar patladı. Ama ben tam olarak ne olduğunu anlayamadım :D Tam netleştiremediğim kısımları oldu ve ilk kitaptan bir tık daha az şaşırdım. Ama yine de çok güzeldi. Bir kitabı daha var serinin ama henüz yazılmamış sanırım çünkü Goodreads'de adı gözükmüyor.

Bu seriyi kesinlikle okumalısınız!


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Sonunu netleştiremediğim ve biraz daha az şaşırdığım için.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Su gibiydi kitap. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Birkaç yazım hatası takıldı gözüme. 

Orijinal isim (%10): 0/5
Maalesef :D

Güzel kapak (%5): 4/5 
Güzel bence. 

Final puanı: 4,05

21 Temmuz 2016 Perşembe

Puslu Kıtalar Atlası

Kitap Adı: Puslu Kıtalar Atlası
Kitap Yazarı: İhsan Oktay Anar
Yayınevi: İletişim
Sayfa Sayısı: 238
Baskı Yılı: 2015


Ben bu kitabı uzun zamandır okumak istiyordum aslında. Ama kitabı artık almamı sağlayan şey Arka Kapak dergisinin Haziran sayısı oldu. Çünkü bu sayıda İhsan Oktay Anar'ı dosya konusu olarak işliyorlar ve hem yazar hem de kitapla ilgili çok güzel yazılar var. 

Ben de işte geçenlerde sahafa gittiğimde aldım bu kitabı ve okudum. Tam olarak ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. İlginç ve karışık bir kitaptı. Zaten dönem olarak Osmanlı'yı (?) anlattığı için eski bir dile sahip, bir de kitap 1995'te yazılınca bir kat daha eskilik gelmiş :D Dolayısıyla hızlıca okunan bir kitap olmadı benim için. 



Konu olarak da çok anlatılabilir bir içeriğe sahip değil bence. Farklı hikayeleri anlatıyormuş gibi görünse de hepsi bir yerden birbirine bağlanıyor. Ama temel olarak Uzun İhsan Efendi'nin düşüncelerini alabiliriz herhalde. Kendisi bütün dünyanın kendi hayallerinin ürünü olduğunu söylüyor. Çevresindeki her insan o hayal ettiği için var, bir olayın gerçekleşmesini yalnızca hayal ederek sağlayabilir. Şöyle diyor:

"Gördüğün her şey benim düşüncemden ibaret. Bunu sakın unutma. Zihnimle bütün olaylara yön verebilirim. Eğer ister ve düşünürsem, şu gemiyi içindekilerle birlikte yok edebilirim."

Kitabı alırken çok beğenmeyi istemiştim. Öyle olduğunu söyleyemiyorum. Bilmiyorum belki de tam olarak anlayamadım kitabı :D Güzeldi evet ama okuması zordu. Ben her zaman su gibi akıp giden kitaplar okumaya alıştığım için bu garip geldi bana :D

Kitabı içinde biraz anti maddeyle, zaman yolculuğu ile de ilgili şeyler vardı, bunlar güzel detaylar. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 4/5
Güzeldi.


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 3/5
Dili itibariyle akıcılığı azaldı benim için.

Basım kalitesi (%5): 5/5
Güzel.  


Güzel kapak (%5): 3/5

Kapak ne mana anlamadım :D

Final puanı: 3,5


18 Temmuz 2016 Pazartesi

Havva'nın Üç Kızı

Kitap Adı: Havva'nın Üç Kızı
Kitap Yazarı: Elif Şafak
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 418
Baskı Yılı: 2016


Ben Elif Şafak'tan yıllaaar önce Araf'ı okumuştum yalnızca. 6-7 yıl oluyor belki. O yüzden çok sıkı bir takipçisi değilim yani. Ama bu kitabı ilk çıktığı andan itibaren merak ettim, bir an önce okumak istedim. 

Okuduğum için memnun olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Benim tarzımı biliyorsunuz, bolca fantastik, bilimkurgu, gerilim, polisiye falan okurum. O yüzden ara sıra onlardan uzaklaşıp böyle şeyler okumak bana iyi geliyor. 

Kitapta Peri'nin hayatını okuyoruz. Bugününü, çocukluğunu ve üniversite yıllarını. Peri biraz arada kalmış biri, kendisine "mütereddit" diyor. Çok koyu dindar bir anne ve materyalist bir baba tarafından yetiştirildiği için net fikirleri yok. 

Oxford'da okurken Havva'nın diğer iki kızı olan Şirin ve Mona ile tanışıyor. En yakın arkadaşları. Onların da biri çok dindar, biri inançsız. 



Kitabı günde ortalama 150 sayfa okuyarak 3 günde bitirmeyi planlıyordum. Vardır benim böyle takıntılarım :D Ama Peri'nin üniversite yıllarında bir sır var, oradaki bir hocasıyla bir şeyler olmuş. Bunu çok merak ettiğim için dün geceyarısına kadar falan okuyup bitirdim kitabı. 

Güzeldi gerçekten. Toplumla, kadınla, dinle ilgili çok güzel sorgulama ve çıkarımlar var kitapta bolca. Bir sürü post-it koydum, altlarını çizdim hoşuma giden yerlerin. Okumanızı tavsiye ediyorum bu kitabı. Arka kapakta da şöyle yazıyor:

Havva'nın Üç Kızı Türkiye ile Avrupa, dün ve bugün arasında gidip gelen güncel bir hikâye anlatıyor.Yüzyılımızın en çok tartışılacak konularından birini kışkırtıcı kahramanlar aracılığıyla ele alan, temposu hiç düşmeyen, kolay kolay unutamayacağınız bir roman.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 4/5
Güzeldi.


Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 5/5
Akıcıydı.


Basım kalitesi (%5): 5/5
Bu da güzel. 


Güzel kapak (%5): 5/5
Kitabın bir de dikey kesitlere sahip bir kapağı var. İkisi de güzel. 

Final puanı: 4,6

17 Temmuz 2016 Pazar

Aşk Burada Çekmiyor

Kitap Adı: Aşk Burada Çekmiyor
Özgün Adı: Love and Miss Communication
Kitap Yazarı: Elyssa Friedland
Çeviren: Özlem Özarpacı
Yayınevi: Novella Yayınları
Sayfa Sayısı: 478
Baskı Yılı: 2016


Yine hızlı bir okumayla Aşk Burada Çekmiyor'u okudum. Bence tam da böyle okumalık bir kitap. Üzerinde çok düşünmeden, çok kafa yormadan, hızlıca okuyup bitirmelik.

Kitapta 34 yaşında Evie adında bir kadın var. İnanılmaz teknoloji bağımlısı, BlackBerry'siyle yaşıyor resmen :D Ancak bir gün ortaklık teklifi almayı beklerken bambaşka bir şeyle karşılaşıyor. Günde 75 kadar kişisel mail attığı ve bu sebeple şirketin internetini yavaşlattığı için işten çıkarılıyor. Sonra o depresyonla internette dolanırken bir de eski sevgilisinin evlendiğini öğreniyor. 

İşte tüm bunlardan sonra Evie interneti bırakmaya karar veriyor. Tamamen. Google bile yok :D Bu süreçte Evie'nin yaşadıklarını okuyoruz işte. Artık 34 yaşına geldiği için hayatına birilerini almaya da çalışıyor. Babaannesinin hastalığı falan da var. 



Kitap kolay okunan, akıcı bir kitaptı dediğim gibi. Ama Evie'nin zaman zaman mutlu olmamak için sürekli kendini tutmasına falan sinir oldum. Bazen iyi şeyler olduğunda "her şey bu kadar iyi olamaz, kesin bir şey olacak" falan diye düşünüyordu anlamsızca.

Bu yaz sıcaklarında ve bu olaylarda ağır, karışık kurgulu kitaplar okumak iyice bayar diye düşünüyorum. Bu kitap tam öyle çerezlik işte, tatile falan giderken çantaya atmalık bence :D Böyle bir kitaba ihtiyacınız varsa bunu tavsiye edebilirim. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 0/5
Maalesef :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapak eğlenceli :D

Final puanı: 3,6

14 Temmuz 2016 Perşembe

OZ

Kitap Adı: Oz
Özgün Adı: Oz: Dorothy of Kansas
Kitap Yazarı: Adam Fawer
Çeviren: Algan Sezgintüredi
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2016


Oz'u ilk gördüğüm günden beri takip ediyordum ve çok heyecanlıydım. Çünkü Adam Fawer yani! O yüzden elime geçtiği gün de kitaba başladım. 

Ama okumaya başlayınca beni şaşırttı. Çünkü bu kitap bildiğimiz Oz Büyücüsü'nün yeniden yazımı gibi bir şey. Aslında sizin bildiğiniz, çünkü ben Oz Büyücüsü'nü okumamıştım daha önce :D 

Kitabın ilginç bir yönü daha var, kitap bize ithaf edilmiş :D Önsözde yazar "Türkiye halkı olmasaydı bu kitabı yazamazdım." diyerek başlıyor ve kitaplarının Amerika'da beklenen sayıda satmadığını, Türkiye'de çok popüler olduğunu falan anlatıyor. Buradaki editörüne falan övgüler diziyor. 

Fawer büyük oranda orijinal hikayeye sadık kalmış ama kendinden ögeler de eklemiş tabii ki. Biraz daha günümüze uyarlamış, teknolojik detaylar falan katmış. 



Ben kitabı bitirince hemen Oz Büyücüsü'nü de okudum. Hem orijinal hikayeyi göreyim de hem de bir karşılaştırma yapayım diye. Ben Fawer'ın yazdığı karakterleri çok çok daha fazla sevdim. Özellikle Korkuluk'u. Adam Fawer versiyonunda inanılmaz tatlı ve komikti :D

Ama şunu söylemeliyim. Eğer Empati ve Olasılıksız gibi bir şey bekliyorsanız bu kitap çok zayıf ve sönük gelecek size. Bir kere tür olarak çok farklı. Ve zaten yazar yeni bir şey yazmamış. O yüzden o kadar da büyük beklentiniz olmasın bence. Empati gibi, Olasılıksız gibi müthiş yeni bir kurgu okumayı ben de çok isterdim. Yazar neden böyle yapmış bilmiyorum. Ama önsözdeki teşekkürden anladığım kadarıyla Fawer yazmakla ilgili biraz sıkıntı yaşıyor. O yüzden nedense yeni bir şeyler üretemediğini düşündürttü bana :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 3/5
Dediğim gibi, yeniden yazım. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Oz işte :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Kapakta bir şey yok :D

Final puanı: 3,75

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Köprü (Push, #1)

Kitap Adı: Köprü
Özgün Adı: Push
Kitap Yazarı: Claire Wallis
Çeviren: İnci Nazlı
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 406
Baskı Yılı: 2016


Köprüde dikiliyorum. Birdenbire, acımasız bir netlikle farkına varıyorum. Bir tek ben olmadığımı anlıyorum. Bunu daha önce de yaptığını biliyorum. Diğer kadınlarla. Başka şehirlerde. Başka köprülerde. Ama önemi yok. Onlar ben değildi.

Bu aralar okuma hızımdan çok memnunum. 400 sayfalık kitabı 2 günde bitirdim. Köprü de oldukça akıcı olduğu için bana yardımcı oldu tabii :D

Kitabın oldukça ilginç bir konusu var. David'in yaptığı şeyi neden yaptığını merak edip durdum. O sahneler gerçekten garipti, etkileyiciydi. 

Kitapta üvey babası tarafından tacizlerle dolu bir çocukluk geçirmiş Emma'nın David ile olan ilişkisini okuyoruz. Arada Emma'nın çocukluklarına ve David'in eski sevgililerine dönüyoruz. 



İlginç bir kitaptı gerçekten. Kendi kategorisinde değerlendirdiğimizde özgündü. Bu arada kitap bir New Adult, yani Yeni Yetişkin türünde. Dolayısıyla cinsel ögeler barındırıyor. Bu nedenle de Goodreads'de hem bu kitap hem de ikinci kitap için "17 yaş üzerine uygundur." ibaresi bulunuyor. Karanlık Yalanlar'da bolca sevişme olduğunu söylemiştim, bu kitapta da Emma ve David her yerde, günün her saati seviştirkleri için baydı artık biraz :D

Kitap favorilerime girdi diyemiyorum. Öyle çok bomba bir son yapmadı. Ama devamını cidden merak ettirdi. Ben Köprü'yü tek kitap sanıyordum. Sonunda "devam edecek" yazısını görünce böyle bir kitap nasıl devam ettirilir ki, diye düşündüm gerçekten. Şimdi de İngilizcesini buldum ikinci kitabın, belki yakın zamanda okurum. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzeldi. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
400 sayfa, 2 gün :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 0/5
Push, kitaptaki bütün konunun özeti :D Doğrusu Köprü de oldukça anahtar bir kelime ama yine de özgün değil :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Kapak çok güzel ya.

Final puanı: 4,15

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Karanlık Yalanlar

Kitap Adı: Karanlık Yalanlar
Özgün Adı: Black Lies
Kitap Yazarı: Alessandra Torre
Çeviren: Onur Kınacı Birler
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2015


Bu kitabı Ecmel'de gördüğüm için almıştım. Ecmel kitabı beğendiğini ve sonunun çok sürpriz olduğunu söylemişti. Yani almamdaki tek etken kitabın sonunu merak etmem. Yoksa bu kapak ve isimle benim bu kitabı almam ihtimal dahilinde değil. Çünkü kapak leş gibi, isim çok saçma :D

Ama kitap o kadar güzel ki! Dün başladım ve bitirdim. Kitabı biraz okuyup bırakmam ve ertesi gün devam etmem mümkün değildi. Deli gibi neler olduğunu merak ettim ve 300 küsür sayfalık kitabı okuyup bitirdim. ÇOK GÜZELDİ!

Bu konuları okumayı inanılmaz seviyorum. Bu konunun ne olduğunu söyleyemiyorum çünkü baba spoiler :D Açıkçası ben neler olduğunu çözdüm, ama gerçekten bomba yani. Sonu gerçekten çok güzel, hikayenin gidişi güzel, ortaya çıkan sırlar güzel. 



Kitapta bilgisayar dahisi milyoner Brant ile birlikte olan Layana'nın ağzından okuyorsunuz olayları. Layana aynı zamanda başka biriyle daha birlikte: Lee. Brant ile ilgili bazı karanlık sırlar var, e tabii Layana'nın da sırları var. 

Arka kapakta şöyle diyor:
Brant:
Yirminci yaş gününde bir teknoloji milyarderi oldu. Benimle üç yıldır beraber. Dört kere evlenme teklif etti. Dört kere reddedildi.

Lee:
Ev hanımlarıyla aşna fişne yapmadığı zamanlarda çim biçiyor. Elleri ve vücudunun diğer parçaları son derece yetenekli. Bilse de bilmese de, iki yıldır benim tarafımdan takip ediliyor.

Durmayın. Yargılayın beni. Benim aşkımın nelere yol açtığı hakkında en ufak bir fikriniz bile yok. Daha önce bu hikâyeyi duyduğunuzu düşünüyorsanız güvenin bana… duymadınız.


Bu kitapta işlenen konuyla ilgili ben de bir vaka okumuştum, o da çok güzel ama söyleyemiyorum işte :D 

Kitabı gerçekten çok sevdim. Şu saçma kapağa ve isme takılmadan alıp okumanızı mutlaka öneririm. Bence hiç gerek yok böyle şeylere takılmaya ama yine de söylemiş olayım, kitapta bolca sevişme sahnesi var, o yüzden +16 falan olabilir :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Çok güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Başından kalkamadım :D

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Orijinal isim. 

Güzel kapak (%5): 0/5 
Kapağı iğrenç ya :D


Final puanı: 4,75

8 Temmuz 2016 Cuma

Yolun Sonundaki Okyanus

Kitap Adı: Yolun Sonundaki Okyanus
Özgün Adı: The Ocean at the End of the Lane
Kitap Yazarı: Neil Gaiman
Çeviren: Zeynep Heyzen Ateş
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 177
Baskı Yılı: 2013


Yolun Sonundaki Okyanus, benim ilk Neil Gaiman deneyimimdi. Kitabın arka kapağında konuyla ilgili bir şey yok, Gaiman'ın tarzını da bilmiyorum. Dolayısıyla bu kitap beni epey şaşırttı. Hiç böyle bir şey beklemiyordum :D

Sonsözde söylendiği üzere bu kitap yalnızca bir hikaye olarak tasarlanmış ama daha sonra Gaiman romana dönüştürmeye karar vermiş. Hikayede isimsiz bir genç adam var. Çocukken yaşadığı yere dönüyor ve oradaki hatıralarıyla başlıyor kitap. Orada evlerinin yanındaki gölün aslında okyanus olduğunu, kendisi ve ailesinin uzun zaman önce okyanusun ötesinden geldiğini iddia eden Lettie Hempstock ile yaşadıklarını hatırlıyor.



Kitabın beni şaşırtmasının nedeni içinde fantastik ögeler barındırıyor olmasıydı. Nedense böyle bir şey beklemiyordum kitaptan :D Ama okuması keyifliydi. Zaten kısacık bir kitap. Hemen akıp gidiyor. 

Neil Gaiman'ı benden başka okumayan kalmamıştır ama hala varsa okumanızı tavsiye ederim. En azından bu ilk kitabıyla keyifli, heyecanlı bir kurgusu ve dili olduğunu söyleyebilirim. 


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
İlginç bir konusu vardı. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Orijinal isim. 

Güzel kapak (%5): 4/5 
Güzel bence ama çok da güzel değil yani :D


Final puanı: 4,15