30 Ekim 2015 Cuma

Cinayet Terapisi (Teodor Szacki, #1)

Kitap Adı: Cinayet Terapisi
Özgün Adı: Uwikłanie
Kitap Yazarı: Zygmunt Miłoszewski
Çeviren: Seda Köycü
Yayınevi: Koridor
Sayfa Sayısı: 378
Baskı Yılı: 2015


Öncelikle kitap için Koridor Yayınları'na tekrar teşekkür ederim. Kitap yeni çıktı, ben de sıcak sıcak okuma fırsatını yakaladım :D

Kitap Hellinger'in Aile Dizimi'ni temel alarak yazılmış. Bu kuramın adını derste duyduğumu hatırlıyorum ama hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. O yüzden epey ilgimi çekti, hakkında bir şeyler okumak istiyorum. Kitaptan anladığımız kadarıyla bu, kişinin aile üyelerini konumlandırarak onlarla ilgili düşüncelerini, duygularını falan açıkladığı bir terapi yöntemi.

İşte böyle bir terapi seansının ardından Henry Telak, terapi seansının yapıldığı binada ölü bulunuyor. Sonra da polis olaya karışarak Telak'ın katilini arıyor. Biz de bunu okuyoruz. Kitabı okurken terapiyle ilgili daha çok şey görmek isterdim açıkçası. Ama kitap boyunca yalnızca birkaç sahnede görebildik. Daha çok soruşturma kısmına ağırlık verilmişti.



Kitapla ilgili çok takıldığım bir sorun var. Kitap boyunca yüzlerce dipnot yapılmış :D Tamam olay Polonya'da geçtiği için bilmediğimiz bir sürü isim, mekan, kavram falan var ama hepsinin de tek tek açıklanması insanın dikkatini dağıtıyor. İki sayfada bir aşağıda dipnotlar görüyorsunuz. Bunların olmamasını tercih ederdim.

Böyle işte. Aslında Koridor kitapları beni daha çok heyecanlandırır, çok daha fazla beğenirim. Ama bu tam olarak öyle olmadı. Kitap boyunca bomba bir şeyler olmadı, sönük bir sonu vardı falan. Ama yine de psikolojik gerilim yani :D


Ayrıca şu an fark ediyorum ki bu bir seriymiş. Umarım kısa zamanda diğer iki kitap da çevrilir. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Daha önce bu terapi yöntemiyle ilgili hiçbir şey okumamıştım. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Güzeldi.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 4/5
Çok fazla dipnot için buradan not kırmak istiyorum :D

Orijinal isim (%10): 0/5
Kitabın gerçek adı dolaşıklık, karmaşıklık gibi bir şeymiş. Koridor gerçek isimleri kullanmıyor ama pazarlamanın da dibini yapıyor. İsim inanılmaz ilgi çekici :D

Güzel kapak (%5): 3/5 
Labirent falan, fena değil.

Final puanı: 3,55

28 Ekim 2015 Çarşamba

Hayvan Mezarlığı

"Ölülerin ölü kalması herkes için daha iyidir."

Kitap Adı: Hayvan Mezarlığı
Özgün Adı: Pet Cemetery
Kitap Yazarı: Stephen King
Çeviren: Mehmet Harmancı
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 398
Baskı Yılı: 2003


Yıllar sonra okuduğum ilk Stephen King romanı. Bunu defalarca anlatmışımdır, ben King'den sadece Kemik Torbası'nı okudum ve hiç beğenmemiştim. Yaklaşık 5 yıl önce falan okudum ve o zamandan beri bir daha da King kitapları okumadım. Ama bir süre önce okuyasım geldi ve birkaç kitabını almıştım. Hayvan Mezarlığı da bunlardan biri.

Kitap güzeldi. Bu benim ilk korku romanı deneyimim olabilir. King niye bu kadar kötü şeyler yazıyor anlamadım :D Kimin öldüğünü söylemezsem spoiler olmaz herhalde ama birinin ölümünü ve cenazesini okuttu resmen uzun uzun. Çok üzüldüm oraları okurken ya. İnsanın içini karartıyor. Zaten kendisi de kitap içinde spoiler veriyor, daha hiçbir şey olmadan birkaç ay ömrü kalmıştı falan dedi. Hoş değil böyle şeyler :D



Kitabın sonu da ayrı bir dehşet doluydu. Böyle işte, kitabı beğendim. Ama dediğim gibi, insanı çok üzen detayları var. Konuyu da biraz anlatıp bitireyim.

Louis Creed, karısı bir kız ve bir erkek çocuğuyla birlikte Ludlow'da şehir merkezinden uzak bir yerde bir eve taşınıyorlar. Evin önünden otoban gibi bir şey geçiyor ve genelde tırlar falan o yolda oluyor. O yüzden orada yoldan karşıya geçerken çok hayvan ölüyor. O yüzden yakınlarda bir hayvan mezarlığı var. Yıllardır insanlar oraya evcil hayvanlarını gömüyor. Bu mezarlığın biraz daha ilerisinde de bir sır saklı. Bu sır yüzünden ailenin başına gelmeyen kalmıyor.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Güzel bir konu ve kurguydu. 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Akıcılığı oldukça iyiydi. 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Bir sorun yoktu.

Orijinal isim (%10): 5/5
Orijinal isim!

Güzel kapak (%5): 5/5 
Bu kapak öncekinden çok daha iyi bence.

Final puanı: 4,2




24 Ekim 2015 Cumartesi

Adınla Çağır Beni

Kitap Adı: Adınla Çağır Beni
Özgün Adı: Call Me By Your Name
Kitap Yazarı: André Aciman
Çeviren: Süha Sertabiboğlu
Yayınevi: Sel
Sayfa Sayısı: 245
Baskı Yılı: 2009


LGBT temasında ilk kez seksin bu kadar açıkça gösterildiği bir kitap okudum. Kitabın ana karakteri Elio'da saf şehveti görüyorsunuz. Yani şimdi böyle deyince kitap seksle dolu falan gibi anlaşılmasın, ama alenen gözüken seks sahneleri de var yani :D 

Ama kitapta tam olarak istediğimi bulamadım. Yani ben kitabın böyle yüzüme çarpmasını isterdim, daha sert bir şeyler bekliyordum. Yine de sonu çok üzücüydü ya. O son cümleleri okudum ve kitabı kapattım, sonra sanki içimden bir şeyler koptu. 

Kitap size Elio ve onların yazlık evine gelen konuk yazar Oliver'ın aşkını anlatıyor. Aslında daha çok Elio'nun aşkını ve acısını. Uzun süre ikisinin yaşlarını merak ederek okudum ama sonlarına doğru öğrendim :D Elio 18, Oliver 25 yaşında. 



Bu kitabı okuma şenliği kapsamında Eren önermişti bana. Daha doğrusu ben videosunda keşfedip aldım, sonra arayıp kendime önerttirdim :D "Adınla çağır beni" olayında etkileyici bir şeyler var demişti. O yüzden çok merak ediyordum o detayı. Gerçekten güzelmiş. Bir kitabı okurken daha birine böylesine aşık olabilmek istedim. Böylesine tutkuyla.

Kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum ama biraz argo içeriyor :D Kararsız kaldım ama yine de yapıyorum, çünkü hoşuma gitti:

Ruhla bedenin buluştuğu yerin epifiz bezi olduğunu söyleyen, aptalın biriymiş. Göt deliğidir o, salak.


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 4/5
Aradığım çarpıcılığı bulamadım tam olarak ama yine de güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 3/5
Orta karar bir akıcılıktaydı benim için.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Çeviride bir sorun görmedim, baskı da güzeldi.

Orijinal isim (%10): 5/5
Orijinal isim!

Güzel kapak (%5): 4/5 
Kapağı güzel ya.


Final puanı: 3,7


18 Ekim 2015 Pazar

Wonder (Wonder, #1)

My name is August. I won't describe what I look like. Whatever you're thinking, it's probably worse.

Kitap Adı: Wonder
Kitap Yazarı: R.J. Palacio
Yayınevi: Corgi
Sayfa Sayısı: 315
Baskı Yılı: 2013


Aslında bu yazının tam başlığı Wonder ve İngilizce Kitap Okumak olabilir. Çünkü biraz ondan da bahesedeceğim :D Bu kitap için video çekmek isterdim ama üniversitede son sınıf olmanın yükünü bütün varlığımla hissediyorum bu aralar :D İnanılmaz yoğunum, bulduğum boş vakitlerde de genelde kitap okuyorum, video çekmeye üşeniyorum :D 

Wonder güzel bir kitaptı. Kitapta August adında 10 yaşında bir çocuk var. Yüzü deforme olmuş, doğuştan itibaren böyle. Yıllarca çok fazla plastik operasyon geçirmiş olsa da yine de 'normal' bir görünüşten çok uzak. O yüzden hiç okula gitmemiş, annesi tarafından evde eğitim görmüş. Ama anne babasının önerisiyle 5. sımıf için bir okula kaydoluyor. Ve hayatı boyunca yüzüne bakan her insanda binlerce kez gördüğü şok ifadesini bir de okul arkadaşlarıyla deneyimliyor. 



Kitabın tamamını August'ın ağzından okusaydım daha mutlu olurdum açıkçası. Ama kitabı August, ablası Via, ablasının sevgilisi Justin, August'ın arkadaşları Jack Will ve Summer ile ablasının arkadaşı Miranda anlatıyor. Ben en çok August'lı bölümleri sevdim ama şimdi düşününce Via'nın bölümleri de güzeldi. Doğrusu böyle farklı açılardan August'ı görmek güzeldi işte :D 

Via bize biraz böyle bir kardeşe sahip olmak nasıldır, onu anlattı. Bazı sayfalarda çok üzüldüm. Kardeşini çok seviyor, ona gösterilen özel ilgiyi de anlıyor ama sonuçta o da çocuk. Annesinin ona hiç kıyafet dikmediğini, uyurken onu hiç izlemediğini falan anlatıyordu. Üzücü yani. 

Aslında Via bize kardeşinin yüzünü tam olarak tarif ediyor ama ben kafamda net olarak canlandıramadım. Tamam deformasyon var ama nasıl görünüyor? O yüzden biraz interneti karıştırdım ve aşağıdaki görseli buldum. Kitaptaki tariflerden hareketle çizilmiş. August aşağıdaki gibi görünüyor. 
Fotoğrafın çevresine de August için kullanılan hakaretler eklenmiş. Mutant, canavar, fare çocuk, hilkat garibesi falan var. 


August görüntüsüyle ilgili problemlere rağmen aslında çok arkadaş canlısı ve komik bir çocuk. Kitabı okurken birçok yerde epey güldüm :D Kitabın sonu çok tahmin edilebilirdi ama yine de güzeldi. Öyle bitmesine sevindim. 

Okunabilirlik açısından da orta derecede bir kitaptı. Sonuçta kitap büyük oranda çocuklar etrafında döndüğü için öyle çok kurallı bir İngilizce yok. Argolar, deyimler falan görebiliyorsunuz. Ama ben okurken böyle şeylere takılan biri değilim. Tüm kitapta toplasanız 5-6 kelimenin anlamına bakmışımdır. Kelime çok hayati bir yerde durmuyorsa kelimelerin anlamına bakmam. Zaten çoğu zaman akıştan çıkar, çıkmıyorsa da demek ki önemli bir şey değildir :D 

Şimdi bu günlerin popüler sorularına gelelim. İngilizce kitap okumak için hangi seviyede olmalıyım? Hangi kitaplar kolay okunur? falan :D 

Seviye konusunda ben de çoğu okuyucuyla aynı fikirdeyim. İngilizce kitap okumak için en az B2 seviyesinde olmanız gerekir bana göre de. Çünkü kitap okumak başka bir olaydır. Daha önce ders kitaplarında gördüğünüz ufak tefek yazıları ya da internette denk geldiğiniz birkaç paragraflık haberleri falan anlıyor olabilirsiniz. Ama biz burada 300-400 sayfalık kocaman bir kitaptan bahsediyorsunuz. Bunun için ortalama bir okuduğunu anlama becerisine sahip olmalısınız bence. 

Daha önce hiç İngilizce roman okumayı denemediyseniz, ben de herkes gibi seviyeli kitap diyeceğim! :D  Çünkü seviyeli kitaplar tam olarak olmasa da farklı bir dilde bir kitap okumak nasıldır, bunu size gösterir. Ama burada daha eğlenceli olabilecek bir önerim daha var: Çizgiromanlar! :D Yazılanı anlamasınız bile çizimlerden olayı çıkarırsınız diye düşünüyorum. O yüzden hem okumak daha keyifli olur hem de biraz cesaret gelebilir :D 

Bizim gibi İngilizcenin native speaker'ları olmayan insanlar young adultları falan rahat okur bence. Çünkü onlarda hem konu çok ağır ve karmaşık değil, hem de çok fazla söz sanatlarıyla dolu, yoğun bir İngilizce yok. Ama onların da argolar falan gibi bir dezavantajı olabiliyor. Bu benim görüşüm ama bence C1-C2 gibi üst düzey İngilizceye sahip olsanız da Dan Brown, Patrick Rothfuss, Stephen King gibi büyük yazarlara girişmeyin. Çünkü onların İngilizcesi, İngilizcenin dibi :D Anlamakta çok çok çok zorlanırsınız bence, o yüzden gerek yok :D

Ayrıca İngilizce kitap okuyamıyorsanız da okumayın bence. Sırf İngilizce okuyorum demek için kitap okumak gibi keyifli bir aktiviteyi, okuduğunuz her kelimeyi anlamakla uğraşacağınız bir işkenceye dönüştürmüş olursunuz. Dil öğrenmek ve kullanmak ayrı bir tutkudur, zorla olmaz. 

Böyle işte :D Sormak istediğiniz bir şeyler olursa buraya ya da instagrama ya da ask.fm'e yazabilirsiniz :D Elimde okunacak birkaç tane daha İngilizce kitap var, okudukça onlarla da ilgili fikirlerimi gireceğim. 

Ne kadar uzun bir yazı oldu :D Kitaptan hoşuma giden birkaç alıntıyla bitiriyorum: 

"You can't blend in when you were born to stand out."

"You don't need your eyes to love. "

"When given the choice between being right or being kind, choıse kind."

"Everyone in the world should get a standing ovation at least once in their life because we all overcometh the world."

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 5/5
Daha önce hiç bu tip bir çocukla ilgili bir şeyler okumamıştım.

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 4/5
Akıcılıkta bir şey vardı ama çözemiyorum :D

Basım kalitesi (%5): 4/5
Ya ben kağıdı sevmedim, beyaz kağıda basılsaydı daha güzel olurdu.

Güzel kapak (%5): 5/5
Kapak çok ilgi çekici, kitabı almamdaki rolü büyük :D

Final puanı: 4.45







16 Ekim 2015 Cuma

Lola ve Komşu Çocuk (Anna and the French Kiss, #2)

Eğer ben yıldızlarsam, Cricket Bell koskoca galaksiler eder.

Kitap Adı: Lola ve Komşu Çocuk
Özgün Adı: Lola and the Boy Next Door
Kitap Yazarı: Stephanie Perkins
Çeviren: Aslı Tümerkan
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2015


HA-Rİ-KA! Kitabı o kadar çok sevdim ki duygularımı kelimelerle ifade etmek çok zor. Hayatımda bu kadar güzel çok az şey okumuşumdur. Kesinlikle favorilerim arasında girdi. Tüm zamanların en güzel kitaplarından biri oldu benim için. 

Kitabı okurken bütün varlığımla Cricket'ın duygularını hissetmek istedim. Hayatımda bir kez onun aşık olduğu kadar aşık olmak istedim birine. Kitaba bayıldım ya :D Başta Cricket'ın böylesine çaresizce aşık olması beni üzdü. Ama sonra hikaye o kadar mükemmel bir hale geldi ki! Büyük bir keyifle okudum. 



Biraz konudan bahsedeyim. Lola adında bir kız var, 17 yaşında galiba. Aslında adı Dolores ama bu adı sevmiyor ve kendine Lola diyor. İnanılmaz renkli biri. Dışarıya çıkarken çok çılgın peruklar takıyor ve değişik şeyler giyiyor. Bir de komşu çocuğu: Cricket. Bu isme bayıldım ya. Çocukla ilgili her şeyi çok güzel :D Yazarın nereden aklına gelmiş bilmiyorum ama Cricket, Graham Bell'in birkaç kuşaktan torunu. Ben bu detayı da çok sevdim. Lola'nın iki babası var. Eşcinsel bir çift tarafından evlat edinmiş. Bu da çok güzeldi.

Kitabı bitirir bitirmez hemen birkaç kişiye şiddetle önerdim. Hatta "elinde ne varsa hemen bırak ve git şu kitabı oku" dedim :D Herkese genelliyorum bu öneriyi. KESİNLİKLE OKUYUN!


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Konu çok tatlıydı ya!

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Çok çok akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Kitabın baskısı çok güzel. Cildi harika, kapağı harika.

Orijinal isim (%10): 5/5
yabancı bu seriyi alıp yeniden ve orijinal isimlerle bastığı için minnettarım :D

Güzel kapak (%5): 5/5 
Ceketi ayrı bir güzel, kapağı ayrı bir güzel! 

Final puanı: 5


14 Ekim 2015 Çarşamba

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları (Harry Potter, #7)

Kitap Adı: Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Özgün Adı: Harry Potter and the Deathly Hallows
Kitap Yazarı: J.K. Rowling
Çeviren: Sevin Okyay & Kutlukhan Kutlu
Yayınevi: YKY
Sayfa Sayısı: 690
Baskı Yılı: 2013

Vay be! Bir aydan fazla süredir içinde olduğum Harry Potter efsanesi bitti. Hogwarts'a giden son trenle birlikte bu dünyaya veda ettim. Son bölümü okurken çok duygulandım. Bize böyle güzel bir dünya sunduğu için yazara ne kadar teşekkür etsek az.

Bu kitapta Harry, Ron ve Hermione ile birlikte hortkulukları aradık. Büyü dünyasının büyük çoğunluğunun 17 yaşında bir çocuğu korumak için nasıl özverilerde bulunduğunu gördük. Melez Prens'in sonunda Snape'in canı cehenneme falan demiştim :D Bu kitapta Snape ile ilgili yepyeni bilgiler öğrendik. Açıkçası etkileyiciydi. Rowling bu efsaneyi sonlandırırken hiçbir karakterine haksızlık etmek istememiş. Percy Weasley için de bunu gördük.


Harry ile Voldemort'un sahnesi çok güzeldi. Elimizde büyümüş, evrimleşmiş Harry'nin kudretinin doruklarını gördük. Her şey çok güzeldi ya! :D Şaşırdığım bir şey var. Filmden falan hatırladığımı sanıyordum, Neville'in bu kitapta öleceğini bekliyordum ama ölmedi. Hogwarts'ta profesör olduğunu okuyunca o kadar mutlu oldum ki anlatamam. Neville karakterini gerçekten çok seviyorum. 

Bir de kitabın başlarında Harry ile Dudley'in bir sahnesi vardı. O sahneyi gerçekten çok beğendim. Bilmiyorum çok etkileyiciydi bence. Keşke kitabın sonunda biraz onları da görseydik. Ayrıca son sahnede Draco Malfoy'u görmek de hoşuma gitti. 

Bu kitapta her bölümün başında, içeriğe uygun ufak bir çizim vardı. Çok hoşuma gitti, keşke her kitapta olsaydı. Daha fazla ne denir bilmiyorum. Bu kitapları okumak, hayatımda yaptığım en güzel şeylerden biriydi. Belki beş-altı yıl sonra tekrar okurum, bu heyecanı en baştan yaşamak çok güzel olur. 

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Müthişti! 

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Bugün 200 sayfa okuyarak bitirdim kitabı, inanılmazdı! 

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 5/5
Aslında ünvanlar hala çevrilmemiş ama serinin bitişinin şerefine! 

Orijinal isim (%10): 5/5
Harika! 

Güzel kapak (%5): 5/5 
Bu serinin her şeyi güzel! 

Final puanı: 5



8 Ekim 2015 Perşembe

Harry Potter ve Melez Prens (Harry Potter, #6)

Kitap Adı: Harry Potter ve Melez Prens
Özgün Adı: Harry Potter and the Half-Blood Prince
Kitap Yazarı: J.K. Rowling
Çeviren: Sevin Okyay & Kutlukhan Kutlu
Yayınevi: YKY
Sayfa Sayısı: 594
Baskı Yılı: 2013


Melez Prens'i aslında iki gün önce falan bitirdim ama yazısını yazmayı unutmuşum :D Kitap tabii ki çok güzeldi. Snape'i sevmeye başladım falan demiştim ya Snape'in canı cehenneme! :D

Kitabın girişinde Sihir Bakanı ve muggle Başbakan'ın tanışma sahnesi var. O kısmı okumak çok keyifliydi. Voldemort'un verdiği hasarların hepsi muggle başbakanının üzerine yıkılmıştı, ona da baya üzüldüm :D Tanışma sahnesinden bir alıntı yapıyorum:

"Ama öyleyse," demişti başbakan, "niye önceki başbakanlardan biri beni uyarmadı?" Fudge bu soru üzerine resmen gülmüştü. "Sevgili başbakanım, siz kimseye söyleyecek misiniz?"


,

Kitapla ilgili anlatacak çok şey bulamıyorum. Artık bu yazıyı okuyan biri için spoiler olmaz herhalde. Snape'in gerçek yüzünü gördük artık. Ve büyü dünyasında savaş resmen başladı diyebiliriz. Dumbledore arkasında bir sürü soru bırakarak öldü. 

Kitabı bitirince hemen ardından Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar'ı da okudum. Güzel bir kitaptı. Büyü dünyasında karşılaşabileceğimiz her türlü yaratık tehlike seviyeleriyle birlikte falan anlatılmıştı. Kitapta Harry'nin aldığı ufak notlar falan vardı, onlar da güzeldi.

Böyle işte, puanlamaya geçelim :D


Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5
Tabii ki güzeldi.

Sürükleyici/Akıcı olma (%45): 5/5
Aynen devam.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5): 3/5
Unvanlar! Ve bu kitabın sayfaları çok inceydi, resmen arka sayfadaki yazılar gözüküyordu.

Orijinal isim (%10): 5/5
Harika!

Güzel kapak (%5): 5/5 
Hortkuluklarla ilgili sahnenin kapakta olması güzel.

Final puanı: 4.9

3 Ekim 2015 Cumartesi

Vitriol: Yeni Çağın Şafağı

Kitap Adı: Vitriol: Yeni Çağın Şafağı
Kitap Yazarı: Arda Öngören & Berk Yüksel
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 302
Baskı Yılı: 2015


Çıktığı ilk zamandan beri oldukça merak ediyordum bu kitabı. Çünkü kapağı ilgi çekici ve kitap bir bilimkurgu! Belki de bu yüzden beklentimi biraz yüksek tutmuş olabilirim.

Kitabın tarzı çok ilginç. Yazardan aynen alıntı yapıyorum: "Romanda altı farklı coğrafya ve zamanda geçen altı farklı hikaye okuyacaksınız, bu altı farklı hikaye aslında yedinci bir hikayeyi oluşturacak şekilde örüldü, kurgulandı. Klasik bir roman yazımından farklı olarak da hikayeler teker teker bir sıra gözetilerek değil, aynı anda ama kendi içinde bir düzen içinde anlatılacak."

Aslında her bölümün başında takip etmeyi kolaylaştırmak için 1-A, 3-C gibi kodlar konmuş. Ama ben yine de takip etmekte zorlandım. Hikayelerin hangi zamanda olduğu da çok açık değildi. O yüzden 6 hikayeyi ve hangi noktalarda kesiştiğini güzelce gösteren bir zaman haritası olsa harika olurdu. 

Yine de olay örgüsünün bu şekilde işlenmesi hoşuma gitti. Ama konu ile ilgili sıkıntılarım var :D Kitapta bilimkurgu malzemesi yapılabilecek bir sürü şey kullanılmış. Solucan delikleri, piramitler, masonlar, Fringe'den tanıdığımız observerlar, insansı robotlar, semboller, göktaşı, robot isyanı... Hepsinden bir parça alınıp ortaya karıştırılmış. Hatta o kadar ki, dünyaya göktaşı çarpması olayı sadece iki sayfada işlenip bitiyor :D

Kitabın konusunun tam olarak ne olduğundan emin değilim :D Ama her şey VITRIOL etrafında dönüyor. Bu kadim bir bilgi: Visita İnteriora Terra Rectificando Invenies Occultum Lapidem. Yani "Toprağın Derinliklerini Ziyaret Et, Arınırken Gizli Taşı Bulacaksın". Bu gizli taş olayında biraz felsefe taşına da giriyorlar. Alın bir bilimkurgu ögesi daha :D



Bir diğer sorunum da diyaloglar. Yazar kitap boyunca bir sürü bilgi vermiş. Gözlemevinde kullanılan teleskopun çapı, bir kelimenin anlamı falan. Ama bu bilgiler diyaloglara yedirilememiş. İki kişi konuşurken birinin öyle laf arasında bunları söylüyor olması gerekirdi ama sanki sözlüye kalkmış öğrenci gibi ezberden okuyor izlenimi yarattı bana :D Hani olaydan bir süre kopuyoruz, araya kamu spotu falan giriyor :D

Observer'lı bölümleri sevdim, ama biraz da garipsedim :D Çünkü Isaac Newton'ın hayatına müdahale ediyorlar. Ailesi çok zor durumdayken para yardımı ile üniversiteye gitmesini, daha sonra da kitabının basılmasını sağlıyorlar. Sonra da bir ara Steve Jobs ve Alan Turing'e bir şeyler yapıyorlar :D

Böyle işte, kitapa bayıldığımı söyleyemem. Ama hem yazarların ilk kitabı hem de bizim edebiyatımızda çok yeni bir tür. O yüzden gayet iyiler. Bu arada kitabı imzalı olarak gönderdiği için Arda Öngören'e teşekkür ediyorum.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%40): 3/5
Kurgu oldukça ilginçti ama üstte de dediğim gibi konuda çok fazla tanıdık ögeler vardı.

Sürükleyici ve akıcı olma (%50): 3/5
Karışık bir kurguya sahip olduğu için çok akıcı değildi benim için.

Basım kalitesi (%5): 5/5
Güzeldi.

Güzel kapak (%5): 4/5
Fena değil. 

Final puanı: 3.15